Sükuta bürünmüş yaz
Akıyor leyâlinden
Esiyor çığlık çığlık
Hazin köşelerden
Fışkırıyor hüsn-ü aşk ,
Felek okuyor manisini
Okuyor hicrana
Erkenden kalkan horoz
Kesiyor ıslak nefesi
Bad-ı saba vuruyor
İncecik maviden
Her lahza
Salınıyor nefha nefha
Çocuklar ah o çocuklar !
Bilmeceden fırlayan ziyâ
Kınalı toprağa kavisli ferman
Arşa değiyor
Değiyor arşa umman ,
Hayat memat hülyası
Parlıyor ümitsiz hece
Sitarelerden dökülen
Kopuyor hücre hücre
Uyan ey mağrur zaman
Can tenden ayrılmadan
Uyan ey ürkek , yaralı ceylan
Ruhlara dokunmadan !..