18 Mart

Merhaba dostlar: geçen hafta sizlere cnr kitap fuarındaki izlenimlerimden bahsetmiş, oradaki havayı aktarmaya çalışmıştım.

Bu gün güne uyanıp takvim yaprağına baktığınızda 18 mart olduğunu göreceksiniz.

Kimisinin yüreği kıpır kıpır olacak, kimisi bihaber olup umursamaz tavrını sürdürmeye devam edecek, okullarda çocuklar şiirler okuyup gösteriler yapacak vesair, vesair etkinliklerle Çanakkaleyi yad edeceğiz.

Birileride bu fakirin yazısını okuyacak.

Efendimiz diyorki: vatan sevgisi imandandır.

Ne demek oluyor bu?

Vatanını sevmeyenin, imanı olmaz demek oluyor!

Gençlere vatan sevgisinden öylesine az bahsediyoruzki, çocuklar oynadıkları sanal savaş oyunlarındaki köylerini, kendi memleketlerinden, kendi köylerinden daha iyi anlatır hisseder oldu. Facebooktaki çiftlik oyunuyla börtü böceği , hayvanı sahiplenir oldular maalesef. Tarih içinde tarih yazmış bir milletin, tarihine bukadar yabancı kalması ne kadarda içler acısı değilmi? Yeni doğan çocukların adı artık seyit, Ahmet, hasan değil. Berk, Berkecan olmaya başladı.

Aslımızdan uzaklaşmayalım. Bu gençler yarın bizden hesap sorduğunda verecek cevaplarımız olsun.

Çanakkaledeki o destansı mücadeleyi verenler bunun için can vermediler.

İsrail çocuklarına eğitim vermeye başladıklarında önce incili büyük israili öğreterek başlıyorlar.

Yunan anneler çocuklarını kostantin ninnileri söyleyerek uyutuyor. Biberonlarında kostantin yazısını görerek mamalarını içiyorlar.

Biz tarihimizi okumaktan aciz bir durumdayız.

Gelin malazgirtaki Alparslanı, osman gaziyi, şeyh Edebaliyi, Sultan fatihi, yunusu , mevlanayı anlatalım.

Şaiirin diliyle diyelimki: Din, devlet, vatan, iffet! Uğruna can vermişim,

Ben kutsallarım için, toprağa kan vermişim,

Şahin olup küffar-ın, kem gözünü oydum ben,

Yurduma kast edeni, yerle yeksân etmişim.

Bu! Çin seddi, bu surlar, beni hisar’lar tanır,

Atım şahlandığı an, zalim yere kapanır.