Yarım asırlık gazetecilik ve belgeselcilik birikimiyle tanınan İsmail Kahraman, oğlu Ahmet Emirhan’ın Seinäjoki’de yürüttüğü araştırmayı takip etmek üzere gittiği Finlandiya’da “Devri Âlem” için saha çalışması yaptı. Seinäjoki’nin tarım akademileri, Helsinki’deki Tatar İslam Cemaati ve Lahti ile Seurasaari’nin kültürel alanlarını belgeleyip canlı yayınlarda izleyiciye aktardı.
Kahraman seyahati sırasında çocukluğuna ilişkin anılarını sıkça dile getirdi. Uçakta babasıyla ilgili hatıralarını paylaşırken “Babaları, baba olduğumuzda anlarız” dedi. 1973’te Giresun’dan başlayan eğitim serüvenlerine atıf yapan Kahraman, bu kez kendi oğlunun eğitim yolculuğunu belgeleyerek kuşaklar arası bağları öne çıkardı.
Kahraman’ın belgesel çekimlerinin merkezi Seinäjoki oldu. Seinäjoki Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (SeAMK) kampüsünde kayda alınan görüntülerde, bölgenin tarıma verdiği önem, modern üretim teknikleri ve yerel tarım politikaları ön plana çıktı.
Kahraman, Seinäjoki izlenimlerini aktarırken Fin tarımının teknoloji, kooperatifleşme ve devlet-özel sektör iş birliğiyle güçlendiğini; bu deneyimin Türkiye için dersler barındırdığını vurguladı.
Helsinki’deki İslam Cemaati Camii ve Tatar toplumuyla yapılan röportajlar, belgeselin başka bir omurgasını oluşturdu. Kahraman, Finlandiya’daki Tatarların Osmanlı-Rusya döneminden başlayarak bugün de kültürel ve dini yaşamlarını nasıl sürdürdüklerini belgeledi. Röportajlarda cemaat temsilcileriyle Mevlid Kandili etkinlikleri, cemaatin tarihçesi ve dil-kültür koruma faaliyetleri ele alındı.
Kahraman’ın aktardığına göre, Finlandiya’daki Tatar toplumu erken dönemlerden beri organize olmuş; cemiyetlerin kültürel sürekliliği ve resmi tanınma süreçleri belgeselde ayrıntılı şekilde işlendi.
Lahti’nin göl kıyısı limanından yapılan canlı yayınlar ve Seurasaari Açık Hava Müzesi’ndeki çekimler, Finlandiya’nın doğa-turizm potansiyelini gözler önüne serdi. Kahraman, 200 bini aşkın göl ile Finlandiya’nın “göller ülkesi” kimliğini vurguladı; hem doğal peyzaj hem de kültürel miras unsurlarının turizmle nasıl bütünleştiğini anlattı.
Kahraman, belgesel notlarında Orhun (Orhon) Yazıtları tartışmalarına değindi. 19. yüzyıldan itibaren Fin araştırmacılarının Sibirya ve Orhun araştırmalarına katkısına dikkat çeken Kahraman, Finlandiya-Türkoloji bağlantılarını tarihsel bir perspektifle özetledi. Belgesel, Göktürk dönemi yazıtlarının uluslararası araştırma ağları içindeki yerini ve Fin bilim insanlarının bu konudaki erken katkılarını da aktarıyor.
FİNLANDİYA’DA TÜRK-İSLAM MEDENİYETİ TARİHİ İLE İLGİLİ ÖNEMLİ ARAŞTIRMA
- Finlandiya’daki Türklerin çoğunluğu Kazan Türkleridir ve nüfusu yaklaşık 5 bin civarındadır.
- Finlandiya’da İslam Cemaatinin temeli 1830’lardan beri mevcuttur ve resmi tanınması 1925 yılında olmuştur.
- Kazan Türkleri kendi dini, kültürel ve sosyal yaşamlarını örgütleyerek milli benliklerini korumuşlardır.
- Cemiyet, dini ve medeni nikâhlar, doğum-ölüm istatistikleri, eğitim, anadil kursları ve kültürel faaliyetleri yürütmektedir.
- Helsinki’de İslam mezarlığı 1870’ten beri faaliyettedir ve İkinci Dünya Savaşı’nda şehit düşen Kazan Türkleri için anıtlar bulunmaktadır.
- Finlandiya’da Kazan Türkleri milli ve dini değerlerini korumakla birlikte Türkiye ile kültürel bağlarını sürdürmektedir.
Kaynak:
https://www.turkalemiyiz.com/Home/Getmedeniyet
Araştırma yazısı ve fotoğraf çekimi: Ahmet Emirhan Kahraman