Gülüyorum

09 Aralık 2010, 15:35

Adı Bradley Manning. 23 Yaşında bir ABD’li istihbarat askeri. Eşcinsel, yalnızlaşmış, dışlanmış biri diye tanımlanıyor. 2007 yılından sonra Irak’ta gizli bir üste görev yapmış. Günde 14 saat bilgisayar başında olan, ABD’nin özel internet sistemine girebilen sınırlı sayıdaki insandan biri. Gizli belgelerle haşır neşir. Giderek ABD dış politikasının, dünya halkları için entrikalarla yüklü olduğuna karar veriyor. Tüm bilgileri müzik CD’sine yüklüyor. Bilgisayar korsanı Adrian Lamo’ya ulaşıyor. Bilgilerin kamuoyu ile paylaşılması gerektiğini söylüyor. Lamo da belgeleri Wikileaks’in kurucusu Manning’e veriyor.

Olay özetle bu!

Ne bir ajanlık öyküsü var, ne de para kazanma hırsı. Toplumun itip kaktığı birinin, küresel gücün dünyayı kirletmesine karşı gösterdiği masum bir tavrı diye özetlenebilir.

Ama ne tavır!

ABD, müttefiki AB ülkelerinden bazı devlet ve hükümet başkanlarını arayıp “Umarım ilişkilerimiz zarar görmez” diyor ve özür diliyor. “Belgeler doğru ama siz kusurumuza bakmayın” diyor aççık ve seççik olarak.

Ne var belgelerde?

ABD Dışişleri Bakanlığı’nın büyükelçiler dahil dünya çapındaki tüm istihbaratçılarının topladığı kayıt dışı ikili görüşmelere, devlet ve hükümet yetkililerine, politika ve kararlara ilişkin bilgiler, belgeler ve değerlendirmeleri...

ABD emperyalizminin, dünyadaki işbirlikçilerinin kirli işlerini, ilişkilerini ortaya çıkaran bu küresel deprem elbette dünyanın sonu değil. Dünyanın yeniden şekillenmesi için, oyun kağıtlarının yeniden dağıtılması için yapılmış desteyi toplama işlemi. Bu işlem de planlanmış biçimde değil, kumarhanenin itilmiş kakılmış kuripiyerlerinden birinin vicdanı ile gerçekleşti.

ABD wikileaks isimli internet sitesini işlemez hale getirmek için çabaladı tabii. Dünyanın önemli yayın organları, site kurucusu ile anlaşma yaparak, aynı anda belgeleri yayınlamaya başladılar. Bu arada gerekli bölümleri biraz da karartarak. (Hoş onlar da artık gizlenemez halde)

Türkiye, ilk açıklanan belgelerin odağındaki ülke durumunda. İddialara göre en fazla belge çıkışı olan ikinci ülkeyiz.

AKP hükümeti ve yandaşları görmezden gelmenin olanaksız olduğu bu küresel depremi, önemsizleştirme telaşı içinde. “Yalan! Resmi belge mi var?” gibi saçmalık üstüne saçmalıyorlar.

Bir dönem “Rüşvetin belgesi mi olur ulan!” muhabbeti vardı ya... İkili gayri resmi görüşmelerin, istihbarat bilgilerinin, istihbaratçı değerlendirmelerinin sanki karşılıklı imzalanmış mühürlü tutanakları olurmuş gibi, halkı hala uyutma çabasındalar.

Üstelik açıklananlar, buz dağının henüz su üstünde kalan bölümü. Tümü yayınlandığında biter mi? Hayır!

Belgelerde rezillikleri deşifre edilenler, kendisi hakkında ileri geri değerlendirmelerde bulunanları hedef alarak, kim bilir daha hangi gizli bilgileri ifşa edecekler. Entrika koalisyonu çatırdadı çünkü...

Belgelerde nelerin olup bittiğini nasılsa tüm medyada bol bol okuyorsunuz, okuyacaksınız da. İhtimal o ki; bir süre sonra sıkılacaksınız.

“Tepelerde temiz adam kalmamış” yargısı milyonların genel görüşü haline gelecek. En çok da siyaset kurumu yerle bir olacak.

Dünyanın çok sayıda ülkesinde bakanlar tarih olacak, hükümetler devrilecek... Küresel dengeler büyük ölçüde alt üst olacak... Beklenti bu!
Oysa tarihi halklar yazar. Dünya halkları son yüz yılda sistemli biçimde uyuşturuldu. Uyuşturulma durumu adeta büyülenme durumu gibi, geçmiyor, bitmiyor...

Türk halkı, uyuşturulmuş halkların en başında gelenlerden biri. İddia ediyorum!

“Yalan!” diyecek çoğunluk.

“Padişahım çok yaşa!” diye, hücuma geçecek birileri.

Güleceğim.

Hatta şimdiden gülüyorum!

Tarihi halklar yazar!

Halklar okumazsa...?

O zaman tarihi Allah korusun, Allah yazar!