Uludere tazminatını neden biz ödüyoruz?

28 Ocak 2012, 14:59

Haberi biliyorsunuzdur. Sigara kaçakçılığı yapan 34 yurttaşımız, iddialara göre yanlış istihbarat nedeniyle savaş uçakları tarafından bombalandı ve öldüler.
Allah rahmet eylesin.
İstihbarattan sorumlu kim?
Hükümet ve onun bürokratları.
Bu suç mudur, kusur mudur ona karar veren kim?
Yaşamını yitirenlerin her biri için 123 bin lira tazminat kararı alan Hükümet.
Cezayı kim ödeyecek?
Vergi verenler!
Bu olaylarda vergi verenlerin kusuru veya suçu var mı?
Yok!
Nereden mi biliyorum.
Gelirinden veya ücretinden vergi ödeyenlerin yalnızca seçmen sayılabileceği bir ülkede, böyle karar ve uygulamalarda bulunan hükümetler asla olmaz!
Uludere olayı etnik kimlik edebiyatı dahil her tarafa çekildi, çekiliyor. Olayı gözlerden uzak tutulmaya çalışılan yönüyle ele alalım.
Sigara kaçakçılığı yapan 34 kişi örneğin Biga doğumlu olsun.
Bombayı atan, yerdekilerin nüfus kağıtlarına mı baktı?
Hayır!
Kaçak sigaranın piyasada tüketilen sigaraların yüzde 30'una ulaştığı iddia ediliyor.
Kaçakçılığı önlemesi gereken Hükümet, onun kolluk güçleri değil mi?
İnsanlar cahil, işsiz ve aç ise yasa tanır mı?
Hayır!
Demek ki kolluk güçlerinin yakalama şansı bulunsa bile, kaçakçılığı önleme şansı yok!
Yasa dışı işler, yapılmadan önce önlenmesi gereken olaylardır. Bunu yapacak olan da Hükümet ve bürokratlarıdır.
Hükümet ve bürokratlarının devleti yönetme karar ve yetkisini kullanırken, milyonları cahil, işsiz ve aç bırakmaması gerekmez mi?
Türkiye’de kimler vergi vermez?
Herhangi bir kayıtlı iş sahibi bulunmayanlar, kayıtlı işçilik yapmayanlar. Bir de, tüketici olarak kayıtdışı mal ve hizmetleri satın alanlar.
Şimdi tabloyu özetleyelim:
Vergi vermeyenler veya vergi verecek yurttaşlık haklarını kullanamayanlar, vergi vermeden yaşayabilmek için suç işlerlerken...
Tüm yurttaşlara kayıtlı iş ve aş sağlamak ve onların tümünden vergi alarak devleti ayakta tutmak isteyenler katliam yapıyorlar veya yapılmasına sebep oluyorlarsa...
Bu nasıl bir yargılama ve bu nasıl bir yargı kararı?
Davanın konusu bile olmayan vergi verenlerin vergilerinden, ölenler için 123'er bin lira nasıl tazminat ödenir?
Kişi kişi failleri yargı bulsun çıkarsın elbette ama toplu failler bellidir:
Hükümet ve yönettiği devletin maaşlı memurları. Tazminatı da cezayı da onlar ödemelidir.

Bi bomba da bizim köyün üstüne atsala!

Farkındayım.
Yukarıdaki yaklaşım birilerinin hiç hoşuna gitmeyecek. Ucuz siyaset, sığ düşünceyle bu davaya müdahil olmam değil adeta “sanık” olarak suçlanacağım da...
Terzioğlu Vakfı’nda inceleme yapan müfettişin raporu ile ilgili Bigazete haberini okumanızı öneririm. Müfettiş, vakfın zarara uğratılmasından sorumlu tuttuğu yöneticiler için “zararı siz ödeyeceksiniz” diyor.
Çanakkale’deki kaybı sorumlular, Uludere’deki kaybı vergi verenler ödeyecek.
Hafta sonunda Biga’nın bir orman (dağ) köyündeydim. Buralarda 3-5 koyun verseniz besleyip geçimini sağlayacak gencecik insanlar, işsiz ve çaresizliğin kucağında. Kız ana ve babaları bu genç erkeklerin gönderdiği dünürcüleri kapıdan kovuyor. Sınır köyü de değiller, kaçakçılık da yapamıyorlar.
Dolayısıyla kafalarına bomba düşerek aniden ölüp kurtulma şansları bile yok! Yavaş yavaş, çeke çeke ölüp gidecekler.
Onlar da köy kahvehanesinin bir köşesinde, kuru tahta üzerinde oturup televizyonda Uludere haberlerini izliyorlar. 123 bin liralık tazminatı duyunca bakın ne diyorlar:
-Bi bomba da bizim köyün üstüne atsala... O vakit ben ölsem de olu... İki küçük kardeşim kurtulu...
-Sen ölünce onlar kurtulur mu?
-Mera bomboş duruyo. 20 tane koyun alsala, 15 bin kayme. İki yılda 50 koyun yapa. 50 koyun ne demek sen biliyon mu?
-Ne demek?
-İnsan köyde kendine üç yılda koskoca dam yapa! Askerden dönünce Biga’da da kendilerine ev alııla. Sonra hangi köyden kız istiyolasaa onlan!
-Bunu gerçekten istiyor musun?
- Ne olcek yani? Ben zaten yaşamıyom. Arada bir akıllana gelirse, benim için bi Yasin okuyuverirle...
Siz hala televizyonlarda, saatlerce ahkam kesen medya maymunlarının etniktir, demokrasidir, insan haklarıdır...
Böyle safsatalara mı inanıyorsunuz?
Aranan insanca yaşamdır, yaşam!