Uzun bir süre hiç konuşmadan oturduk. Tavana o kadar detaylı bakıyordum ki ustanın yaptığı fırça izlerinin bir çoğunu yakalamıştım. Boynumun uyuştuğunu hissedip kafamı aşağıya doğru indirirken göz göze geldik. Yaklaşık on saniye boyunca bakıştıktan sonra gözlerimi ondan kaçırıp bu sefer de duvarı incelemeye başladım. Göz ucuyla hissettirmeden ona baktım. Hala bana bakıyordu. Söyleyecek bir şey bulamıyordum. O da bulamıyor olacaktı ki, sadece bakıyordu.

‘Engin, biber dolması yemek istemediğinden emin misin?’ dedi, tekrar. Hiçbir şey söylemeden gözlerinin içine bakarak ‘ııı’ şeklinde salladım kafamı. Gözlerini benden kaçırıp tabağa baktı. Tabakta üç tane biber dolması vardı. Yorgundum, mutfakta otuyorduk ve de karşımda biber dolmasını sevmediğimi bildiği halde aşkımızın gücüyle bana biber dolmasını sevdireceğini düşünen bir kadın oturuyordu. Biraz önce tavan ve duvarla yaptığım etkileşimin benzerini şimdi o, biber dolmasıyla yapıyordu. Biber dolmasıyla yaptığı duygusal bakışmalara ara verip tekrar bana baktı ve ses tonunu yükselterek; ‘Yani yemiyorsun öyle mi?’ dedi. Bağırma bana dedim. ‘Durumu ört pas etmek için konuyu değiştirme’ dedi. Ne durumu yahu. Ne durumu. Ben biber dolmasını sevmiyorum hepsi bu. Ve sen aylardır ısrarcı bir şekilde aşk gücü, meşk gücü gibi şeyler söyleyerek bana biber dolması yedirmeye çalışıyorsun. Bak canısı ben o defteri kapatalı yıllar oldu. Dönmeyelim tekrar bu biber dolması mevzu bahsine dedim. ‘İşte benden sakladığın bir şeyler var, biber dolmasını gördüğünde o aklına geliyor değil mi? Hala onu seviyorsun, söyle hadi saklama artık benden, söyle. O biber dolmasını çok güzel yapıyordu. Sonra ayrıldınız sen biber dolması yiyemez oldun, ne zaman biber dolması görsen hüzünlenir, konuyu değiştirmeye çalışır oldun. Söylesene hadi ne duruyorsun.’ diye titrek bir ses tonuyla biber dolmasını sevmemem üzerine kurmuş olduğu senaryoları bir bir anlattı.

Şaşkınlık içinde söylediklerini dinledim. Haklısın aslında dedim. Titrekleşmesiyle ağlama belirtisi gösteren ses tonunun üzerine haklısın dememi duyması ‘aühühüyt’ şeklinde bir feryat kopuşuna neden oldu. Ya dur bir dakika. Haklısın dediysem ortada öyle eski bir aşk hikayesi falan yok. Ben sana olayı hiç anlatmadım. Onun için haklısın dedim. Dur bi ağlama dediysem de ‘aühühüyt’ ler yerini ‘öhü höhhü öhüüyt’ lere bıraktı. Ya canısı bir dakika dinle beni dedim. Duymak istemiyorum hühüyt diye cevap verdi. Sonrasında ayağa kalkıp yanına gittim ve şu mutfaktan çıkıp salona gidelim orda anlatayım sana her şeyi. Hem sandığın gibi bir hikaye değil bu dedim. Kızarık ve yaşlı gözleriyle bana bakıp dudağını büzüştürerek; ‘Peki’ dedi.

Salona geçip, oturduk. Başladım anlatmaya…

Bir keresinde rüyamda Ajda Pekkan’ı görmüştüm. Hemen aklına kötü bir şey gelmesin. Ajda Pekkan rüyamda bana biber dolması yapıyordu.

Bildiğin Ajda Pekkan rüyamda bana bildiğin biber dolmasını yapıp hayatın sırrını bulduğuna, bunun da biber dolması yapmak olduğuna dair şeyler anlatıyordu. Ve de bana yalan söylediler bana yalan söylediler biber dolmasından hiç bahsetmediler diyerek Semiramis Pekkan’ın şarkı sözlerini biber dolmasına uyarlamaya çalışıyor, çalışmakla da kalmayıp bunun harika bir düzenleme olduğuna beni ikna edip onayımı almak istiyordu. Bakın Ajda Hanım siz süper starsınız, sizin yeriniz sahneler. Bırakın lütfen biber dolması yapmayı, onu annelerimiz yapsın, siz sahnelerin insanısınız dediğimde de yine o kötü bana biber dolmasından bahsetmediler nakaratı tekrarlıyordu. Ben ne kadar araya girmeye çalışsam da buna izin vermiyordu. Kulaklarını kapatıp ‘zızızızızıızzızızzızzıııııız’ duymuyorum falan yapıyordu. Sonra o biber dolmalarını zorla bana yedirdi ve korumalarını çağırıp beni dövdürttü. Meğer içinde bir ukde olarak kalmış bu istek. Her gün birkaç saatliğine benim gibi saf ve temiz hayranlarını çağırtıp ben bu işleri bıraktım. Artık biber dolması yapıyorum diyerek kandırıyormuş. Hayır bunu yapamazsınız siz harikasınız lafını duyunca egosunu tatmin ediyormuş. Kandırıldım ben canısı, anlıyor musun? Kandırıldım. Kendi rüyamda kandırıldım dedim, ağlayarak. Ah canım benim neden daha önce anlatmadın bana bunları. Bilsem bu kadar üstüne gelir miydim senin diyip beni döşüne bastı. 

Sonrası mı? Sonrası da bana kalsın…