ÇÜP

07 Şubat 2011, 13:35

Eşkıya ya da çoğumuzun yanlış biçimde seslendirdiği gibi “eşkiya”, Türk Dil Kurumu Sözlüğü’ne göre “Dağda, kırda yol kesen hırsızlar, haydutlar” anlamına geliyor.

CHP’li Anayasa ve Adalet Komisyonu’na üye milletvekilleri, yayımladıkları bildiri ile Anayasa Mahkemesi’nin yeniden yapılandırılması ve Yargıtay ve Danıştay’a yeni daireler kurulmasını öngören yasa tasarılarının, Yüksek Mahkeme’yi Nazilerin “Halk Mahkemesi’ne” benzeteceğini savunarak “Bu yapı içinde, bütün unsurları, anayasal ve meşru zemin içinde direnmeye ve muhalefete çağırıyoruz. Bunun yol ve yöntemleri, vurmadan kırmadan, meşru zeminlerde her zaman için demokrasilerde bulunur” dediler.

Resmi televizyonumuz TRT’nin haberinden aktaralım da saçma sapan itirazlar gelmesin. Başbakan’ın buna tepkisi "Mahalle mahalle direnmek ne demek, eşkıya mısınız siz?" oldu.

Başbakan TBMM’yi dağ başı veya kır mı sandı acaba? TBMM’de eşkıya nasıl yer alıyor?

Bu kadar ucuz bir politika yapmak için Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olmak mı gerekiyor?

Yeni dönemin milletvekillerini seçmeye hazırlanıyoruz. Milletvekili aday adaylarında öncelikle nitelik aramak zorundayız; yoksa bir dört yıl değil belki uzun yıllar bu uyarıyı da yazamayabiliriz.

Hangi nitelik?

Benim formülüm ÇÜP!

Çalışan, Üreten ve Paylaşan diye özetlediğim üçlü yapıştırıcı anlamında ÇÜP!

Siyasetçi, insanlar için çeşitli yapıştırıcıları kullanır. Din gibi, ırk gibi ilkel ve yetersiz yapıştırıcıları örneğin...

Bırakınız Dünya’yı, Türkiye’de bile çoğunluk melez iken, bir ırktan söz ederek toplumu kaynaştırıp birlikte tutacağını iddia eden siyaset anlayışı artık çağ dışıdır.

Türkiye Müslüman çoğunluğa sahiptir ve İslam yapıştırıcıdır, kaynaştırıcıdır demek de çağ dışılıktır. Bunu artık açık seçik konuşabilmeliyiz.

Babam ve anam Hanefi mezhebinden ve ben de “Elhamdülillah Müslümanım” derken, bir inanç mirasına sahip çıktığımı anlatıyorum. Oysa biliyorum ki yurttaşlarımın bir bölümü Hanefi, bir bölümü Şafii, bir bölümü Alevi, bir bölümü Caferi, bir bölümü Ortodoks, bir bölümü Protestan, bir bölümü Musevi...

Böl bölebildiğin kadar!

Hanefi dedim de; Nakşi mi, Süleymancı mı, Nurcu mu...? Hangi nurcu örneğin?

Böl bölebildiğin kadar!

Dürüst olalım. Yapıştırmıyor, kaynaştırmıyor işte!

Çözüm ÇÜP’te!

Birlikte yaşamak için Çalışmak zorundayız.

Birlikte yaşamak için Üretmek zorundayız.

Birlikte yaşamak için Paylaşmak zorundayız.

Ne istiyoruz?

Zenginlik! ÇÜP’ten başka ahlaklı formülü var mı?

Ne istiyoruz?

Kaliteli bir yaşam! ÇÜP’ten başka onurlu formülü var mı?

Ne istiyoruz?

Vicdani huzur!

Paylaşmaktan daha sağlıklısı var m?

ÇÜP İslam’a karşı değil.

ÇÜP mezheplerin hiç birine karşı değil.

ÇÜP hiç bir inanca da karşı değil.

ÇÜP her hangi bir etnik kimliğe de tavır almıyor.

ÇÜP’ün namuslu hiç kimseye karşıtlığı da yok.

ÇÜP bölmez, ayrıştırmaz; aksine birleştirir, kaynaştırır.

Türk insanının en temel sorunu iş, aş ve özgürlük ise; çözümü de ÇÜP diye özetlediğim Çalışmak, Üretmek ve Paylaşmaktır.

ÇÜP’ü konuşmayan, ÇÜP’ü tartışmayan, ÇÜP’ü savunmayanın siyasette işi nedir, biri bana söyleyebilir mi?

Asıl o kişi eşkıya olmaz mı?