Makale:
Yazdır Facebook'ta Paylaş

Sahte özgürlükler

23 Ekim 2010, 14:23

İnsan bireysel hak ve özgürlüğü, inancı, kültürü veya düşünceleri nedeniyle şu veya bu biçimde örtünebilir.

İnsan, ait olduğunu iddia ettiği kültürel kimlikle yaşayabilir, bu kültürel kimliği geleceğe taşımayı isteyebilir.

İnsan hangi düşünceye sahip olursa olsun, onu ifade etme özgürlüğünü de kullanabilir.

Bu isteklere saygı duymak, onun ortamını sağlamak çağdaş demokrasinin bir gereğidir. Bugün yalnızca Türkiye’de değil, dünyanın bir çok ülkesinde bu konular, bana göre saçma sapan biçimde ve çözümü zor sorunlarmış gibi sunuluyor, yanlış zeminlerde tartışılıyor.

“Birey” i yücelten çağdaş demokrasi -şurası artık anlaşılmalı ki- küresel bir nitelik taşıyor. Dünya tümüyle ABD’den yönetilmeye başlandığı günden bu yana tablonun özü bu. Bir devlet veyaimparatorluk tarafından değil, küresel sermayenin merkez üssü ABD’den yönetilmeye başlandığından beri...

Günümüz toplumbilimcileri “Ulus Devlet” kavramının artık tarih olduğu görüşünde. Bireyi artık tek tek devletler değil, küresel patron biçimlendiriyor. Her birey ne kadar farklı düşünür, ne kadar farklı inanır, ne kadar farklı kültürel kimlik taşırsa; yeni sisteme o kadar kolay uyum sağlar. Teori bu!

Bu teori Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla uygulamaya kondu, Yugoslvaya’nın dağılmasıyla güç kazandı, Irak ile gerekirse zorla uygulamaya kondu. Şimdi sıra İran, belki arada Türkiye ve en sonunda da Çin için tabiri caizse fırına sürülmesi bekleniyor.

Yazımın başında açık açık belirttim. İnsan dilediği gibi örtünmek istediğinde artık kendi ülkesinden değil, Dünya'nın herhangi bir yerinden örnek gösterebilir. Biri kalkıp “Bizde böyle değil” dese de farketmez çünkü; o yalana sarılanlar ulus devlet statükosunu tanımadığını zaten açıklamıştır.

İnsan dilediği kültürel kimliği taşımak istediğine, yurttaşı bulunduğu ülkeden örnek verecek değil ya; Dünya'nın herhangi bir yerinden örnek göstermektedir. O zaten ulus devleti tanımadığını zaten anlatıyor ki...

Düşüncenin ifadesi de böyle değil mi? Ülke yargısı izin vermiyorsa, statükoyu reddettiği için uluslararası yargıdan karar çıkartmaktadır zaten.

İşin temelinde ekonomi yatmaktadır. Eğer dünyanın tüm para birimleri peş peşe konvertible oluyorsa, bölgesel tek para birimine geçiş yaygınlaşıyorsa... En azından Dünya ticareti dolar ve avro egemenliğindeyse...

Gümrükler, uluslararası antlaşmalarla küresel sisteme entegre ediliyorsa... Uluslararası sermaye Dünya'nın her yerinde, her şeyi satın alıyor, her yere yatırım yapıyorsa...Devletler dış borç yerine, ülke içine döviz olarak giren ve yerel paraya dönüştürülen dış kaynağı iç borçlanma diye alıyorsa...

Artık bir bez ayakkabının bile markası ABD, tabanı Taiwan, ipliği Mısır, bezi Pakistan, ambalajı Türkiye... Cep telefonlarınıza bakınız. Kim bilir kaç ülkeden parçalara sahip ama markası belki Finlandiya belki Kore...

Ekonominin küreselleştiği Dünya'da inançların, düşüncelerin, kültürlerin küreselleşmemesi olası mı? Oysa halkımıza cemaat dayatılıyor, grup dayatılıyor, kesim dayatılıyor, aşiret dayatılıyor, ulus dayatılıyor.

Olay aslında çok basit. Patron küresel sermayedir, insanlar da tek tek tüketici. İnancı da, düşünceyi de, kültürü de tüket tüketebildiğince... Üstelik nasıl işine geliyorsa... Mezhebe böl, cemaate böl, tarikata böl... Türk de, Kürt de, Çerkez de, Roman de... De oğlu de!

Hatta Cumhuriyet'i bile numaralandır; ikinci de, üçüncü de, üçüncü de...

Şöyle bir tablo tasarlasak...

Biga’da üç tane Budist, bir Budist tapınağı inşa etmek istiyorlar. Biga’da beş tane Eskimo, Eskimo gibi yaşamak istiyorlar. Biga’da iki Orta Afrikalı çırılçıplak gezmek istiyorlar. Biga’da iki eşcinsel birbiriyle evlenmek istiyor. Ya da... Cumhuriyet Meydanı’nda bir anarşist kürsüye çıkmış, çoğunluğun tüm değerlerine şiddetle saldırıyor.

İşte size inanç, kültür, düşünce, örtünme özgürlüğü!

Elbette her yan MOBESE kameraları ve telekulak dolu. Tümü de küresel sermayenin izleme ve denetiminde...

Kişisel olarak bu tabloyu içtenlikle onaylayacak varsa, ben de onunla birlikte “Kahrolsun Statüko! Yaşasın Bireysel Hak ve Özgürlükler!” derim.

Oysa, herkes işine geldiği gibi davranıyor.
banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Yukarı Çık

banner376

banner375

banner377

banner981