Tıp Bayramı ve insan sağlığı!

İsmail Kahraman

belgeselciismail@gmail.com

15 Mart 2017, 11:31

Dün 14 Mart Tıp Bayramını geride bıraktık. Öncelikle tüm doktorlarımızın Tıp Bayramını kutluyor, başarılar diliyorum. Çok zor ve önemli bir görev üstleniyorlar. Atalarımızın dediği gibi herşeyin başı sağlık. Sağlık yoksa hiçbir şey yok. Öncelikle her insan kendi sağlığına kendi bakmalı, kendi doktoru kendisi olmalıdır. Ancak, maalesef ne sağlığımıza bakıyoruz ne de kendi doktorumuz oluyoruz. Sağlık gittikten sonra da feryadı figan ediyoruz ama iş işten geçiyor. Cihan Hükümdarı Kanuni Sultan Süleyman’ın Sağlıkla ilgili söylediği şu sözler sağlığımızın ne kadar önemli olduğunu gösteriyor.

Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi,

Olmaya devlet cihânda bir nefes sıhhat gibi

Bu söz gerçekten üzerinde durulması gereken çok önemli bir söz. Vakit geçirmeden sağlıklıyken sağlığımızın kıymetini bilelim.

SAĞLIK HİMZETİ DEVLETİN TEMEL GÖREVİDİR

Sağlık hizmeti anayasa teminatı altına alınmış . Sağlık hizmetleri sosyal devlet olan devletler için olmaz olmaz şarttır. Devlet sağlıklı nesil yetiştirmek zorundadır bunu da Anayasayla teminat altına almıştır.

Gazeteci ve belgeselci olarak en çok sağlık konularıyla ilgili yazılar yazdım, makaleler hazırladım, belgeseller çektim. Sağlık hizmetlerinde çok büyük sorun ve sıkıntılar var. Devlet ve Hükûmet bu konuda çok önemli çalışmalar yapmasına rağmen, sağlıkta sorunlar bir türlü çözülemiyor.

Devlet teminat altında olan Sağlığın özelleştirilmemesi gerektiğine inanıyorum. Yani özel hastaneler, özel sağlık kurumları olmamalı benim görüşüme göre. Ama gel gör ki Türkiye’de maalesef en çok para kazandıran sektörlerin başında özel sağlık kuruluşları geliyor. Özel sağlık Kuruluşları adeta Türkiye’nin her yerinde yoğun bir şekilde artarak devam ediyor.

Gebze Bölgesi’nde kısaca göz gezdirdiğimizde devletin bünyesinde hizmet ver en sağlık kuruluşlarıyla özel sağlık kuruluşları arasında karşılaştırma yapınca, her bakımdan yoğun olduğunu görüyoruz.

Özel sağlık kuruluşları her bakımdan üzerinde durulmalı, öncelikle bu kuruluşların sahipleri ve çalışanları kendisine gelen hastaları bir müşteri gibi değil, bir hasta gibi karşılayarak ona göre tedavi etmelidir. Ancak, bir çoğu bu konuda maalesef sınıfta kalmış durumda. İnsanlar, Hasta gibi değil de Müşteri gibi karşılanıyor. Bu bakımdan sorun ve sıkıntılar yaşanıyor.

Geçtiğimiz günlerde kendisiyle konuştuğum bir İşadamı arkadaşım burnunda ki rahatsızlıktan dolayı 3 ayrı Özel hastanenin kendisine koyduğu teşhis, ameliyat ücretiyle ilgili 3 ayrı kurum farklı fiyatlar vermek suretiyle özel sağlık kuruluşlarının hastalara bakış açısını yansıtmakta. Bu bakımdan öncelikle kurumlarda çalışan doktorlar Hipokrat yeminine sadık kalmalı hastalara sahip çıkmalıdır.

Gebze Bölgesindeki devlet hastanelerimiz gerçekten canla ve başla çalışıyorlar. Kocaeli valimiz Sayın Hasan Basri Güzeloğlu’ndan bir isteğimiz var. Tıp Bayramı’nın kutlandığı bugünlerde Kocaeli’de ki tüm hastaneleri ve özellikle devlet hastanelerinin performans değerlendirmesini yapmalı, başarılı olan doktorları ödüllendirmelidir. Gerek özel ve gerekse devlet hastaneleriyle biraz daha yakından ilgilenip, vatandaşların şikayetini asgariye indirmelidir.

ANİBİYOTIK İLACINA SAVAŞ AÇAN DOKTORU ÖDÜLLENDİRMELYİZ

Geçtiğimiz günlerde bu köşede Gebze Gazetesi’nin canlı yayınında da ekranlara getirdik. Gebze Aile merkezinde görevli bir Doktorumuz antibiyotiğe karşı savaş açarak el broşürleriyle cami kapısında vatandaşları bilinçlendirmeye yönelik broşür dağıttı. Bununla ilgili yaptığımız haberi sizinle paylaşıyor, kendisini yılın doktoru ilan ediyorum. Gerçekten örnek alınacak bir doktorumuz.

www.gebzegazetesi.com/gundem/bilincli-ilac-kullanimi-h16248.html

Sonuç olarak 14 Mart Tıp bayramını kutluyoruz. Tüm doktorlarımızın Tıp bayramını kutlarken, Hipokrat yemini eden doktorlarımızdan hastalarıyla biraz daha yakından ilgilenmelerini, özel sağlık kuruluşlarının bir müşteri gibi değil hasta gibi karşılamalarını arzu ediyor, devlet ve hükümet yetkililerimizden bir kez daha Gebze’ye en kısa sürede bir Araştırma hastanesi ile Gebze Şehir Hastanesi’ni kazandırmalarını bekliyorum.

TIP BAYRAMI’NIN TARİHÇESİ

Tıp Bayramı, her Mart ayının 14'ünde kutlanan, Türkiye'de tıp alanından çalışanların hizmet sorunlarının tartışıldığı, bilime katkılarının ödüllendirildiği bir anma ve kutlama günüdür.

1950'li-1960'lı yıllarda 14 Martlarda Tıp Fakülteleri'nin öğrenci dernekleri tarafından bir dergi çıkartılması gelenek haline gelmişti. Bu dergilerde öğrencilerin ve hekimlerin sorunları ön plana çıkartılıyordu. 1960 tarihli bu derginin kapağında da fakülte dersleriyle boğuşan tıp öğrencisi karikatürize edilmiş.

14 Mart 1827'de, II. Mahmut döneminde, Hekimbaşı Mustafa Behçet'in önerisiyle ilk cerrahhanenin, Şehzadebaşı'daki Tulumbacıbaşı Konağı'nda Tıphane-i Amire ve Cerrahhane-i Amire adıyla kurulması, Türkiye'de modern tıp eğitiminin başladığı gün olarak kabul edilir. Okulun kuruluş günü olan 14 Mart, "Tıp Bayramı" olarak kutlanmaktadır.

İlk kutlama, 1919 yılının 14 Mart'ında işgal altındaki İstanbul'da gerçekleşmiştir. O gün, tıbbiye 3. sınıf öğrencisi Hikmet Boran'ın önderliğinde, tıp okulu öğrencileri işgali protesto için toplanmış ve onlara devrin ünlü doktorları da destek vermişti. Böylece tıp bayramı, tıp mesleği mensuplarının yurt savunma hareketi olarak başlamıştır.

1929-1937 yılları arasında 12 Mayıs günü Tıp Bayramı olarak kutlandı. Bu tarih, Bursa'daki Yıldırım Darüşşifası'nda ilk Türkçe tıp derslerinin başladığı tarih olarak kabul edildiği için Tıp Bayramı yapıldı. Ancak zamanla bu uygulamadan vazgeçildi ve yeniden 14 Mart Tıp Bayramı oldu.

1976'dan beri sadece 14 Mart günü değil, 14 Mart'ı içine alan hafta boyunca kutlama yapılmakta ve bu hafta Tıp Haftası olarak kabul edilmektedir.

Dünyada benzer kutlamalar, farklı tarihlerde yapılmaktadır. Örneğin ABD'de ameliyatlarda genel anestezinin ilk defa kullanıldığı 30 Mart 1842 tarihinin yıldönümü; Hindistan'da ünlü doktor Bidhan Chandra Roy'un doğum (ve aynı zamanda ölüm) yıldönümü olan 1 Temmuz günü "Doktorlar Günü" olarak kutlanır.