Büyük fotoğrafa bak dediler, ben de baktım

10 Mart 2012, 16:03

Son yıllarda sıkça uyarılıyoruz. “Büyük fotoğrafa bak! Onu görmüyorsun!”

Kendimle söyleşi yaparak, sözü edilen büyük fotoğrafta neleri gördüğümü anlatmaya çalışacağım.

-Büyük fotağrafta ne görüyorsun?
- Dünyayı fonlar yönetiyor. Paranın sahibi dev fonlar, küresel şirketleri kontrol ediyorlar. ABD isimli bir siyasal organizasyonla da dünyayı yönetiyorlar.

-Bunca devlet ne o zaman?
-1980'lerden itibaren bağımsız devlet kalmadığını herkesle tartışırım!

-Nasıl yani?
-Uluslararası sözleşmeler, BM, AB, IMF, Dünya Bankası vs. kurulu tüm masaların kural koyucusu “küresel sistem” dediğimiz bu yapıdır.

-İran, Çin, Rusya da mı sistem içinde?
-Her ülkenin dönüştürülmesi elbette farklı bir takvimde gerçekleşiyor. Onlar da sistemin içinde.

-Takvim derken ne demek istedin?
-Türkiye’den bakarsak. 12 Mart 1971'de ilk adım atılmış, 12 Eylül 1980'de son nokta konmuştur.

-Nedir bu son nokta?
-Küresel güce tam bağımlı son diktatörlük Türkiye’de kurulmuştur. Türkiye’deki operasyon bitince, dünyada yeni strateji devreye sokuldu.

-Küresel gücün stratejisi mi değişti?
-Evet! Dünyayı diktatörlerle yönetme devri kapandı. Artık hükümeti, muhalifi asla güçlü iktidar kuramaz! Küresel patron, hiç bir ülkede şımarıp kendine tavır alacak iktidar istemiyor.

- Türkiye’de bu süreç başladı mı?
-Evet! 28 Şubat'ta ilk adım atıldı.

-Anlamadım nasıl yani?
-12 Eylül’de sol ve milliyetçi kesimin burnu sürtülmüştü. Millici Siyasal İslamcı kanat gözden kaçırıldı. Tıpkı İran’da mollalar gözden kaçırıldığı gibi. Zaten diktatörlerle dünyayı yönetme stratejisinden cayma nedeni budur!

-28 Şubat “balans ayarı” mı diyorsun?
-Evet! 12 Eylül’ün eksiği tamamlandı!

-Yeni strateji iktidarsız ülkeler mi?
-Diktatörlükler yıkıldıkça, yerine yeni güçlü iktidarlar getirilmiyor, çünkü küresel güç dünyanın her yerinde iktidarsızlık istiyor. Böylece hükümetleri de, muhalefeti de çok daha kolay kontrol ediyor.

-Sıra Türkiye’de mi?
-Operasyonlarda son ülkelerden biri olmamızın birinci nedeni Cumhuriyetin laik yapısı, diğeri NATO müttefikliğimiz.

-Daha basit anlatamaz mısın?
-Cumhuriyeti kuranlar, şekli de olsa bir demokratik kültür yolu açtılar. Irak, Afganistan, Pakistan, Libya, Tunus, Mısır gibi ülkelere göre; bizim halkımız görece daha az sürü psikolojisine sahiptir. Dolayısıyle, bir model test edilecekse bu Türkiye değildir!

-NATO’nun etkisi nedir?
-Küresel güç, dünyayı diktatörlerle yönetmek istediği dönemde Türkiye bir NATO ülkesidir. ABD 2. Dünya Paylaşım Savaşı ile birlikte, askeri patronluğu NATO ile oluşturdu. 12 Mart Türkiye’de diktatörlük için “Yarı Darbe”, 12 Eylül ise “Darbe” nin tamamlanmasıdır.

-12 Eylül 1980 darbesi, ABD’nin dünyada yaptırttığı son darbe midir?
-Diktatörlerle kontrol edilen son ülkelerden biri Türkiye’ydi dersem, anlaşılır umarım.

- 28 Şubat’ın ardından iktidar olan DSP-MHP’ydi ama?...
-Elbette öyle olacaktı. Küreselci cemaat, geçiş sürecinde DSP ve MHP’yi destekledi.

-Kim yıktı peki?
- Geçiş dedim ya. Doğal olarak yıkılacaktı. MHP 12 Eylül’de terbiye edilmişti. DSP ulusalcıları CHP’de sıkıştırdı, Türk Solu da küreselci cemaat ve liberallerin kucağına atıldı. Ecevit zaten sonbaharındaydı.

- Sonra?
-Balans ayarı ile Millici Siyasal İslamcılar çok kolay emekli edildiler. Bir kaç meczupla işleri bitirilirken, gençleri de “değiştirildi!” Değişenler, küreselci cemaat, liberaller, etnik(Kürtçüler, Ermeniciler, Çerkezciler, Romancılar...) ve din (Museviler, Nakşiler, Nurcular, Süleymancılar, vs.) temelinde siyaset yapanlar koalisyona sokuldular. AKP adıyla hükümet oldular.

-AKP bir koalisyon partisi mi?
-Evet! Küresel sermaye fonladı, borçla üretilen safahattan halkın da gözleri kamaştı. Bugün, artık iktidar-muhalefet arasındakini değil; koalisyon içi çelişkileri konuşuyoruz.
Kullanım ömrü biten liberallere baksanıza!

-Lİberaller trenden mi indiriliyor?
- TÜSİAD azarlaması ne anlama geliyor?...

-AKP içinde şimdi çatışan taraflar kimler?
-Bir tarafta küresel gücün gerçek müttefiği cemaat var. Diğer tarafta koalisyona liderlik etme koşuluyla “mübahçı” tavır alan milliyetçi genlere sahip Siyasal İslamcılar.

-Çatışmalarına ne gerek var ki?
-Koalisyon kurulurken, AKP tüzüğüne üç dönem görev süresi kondu. Koalisyonun en etkin isimleri önümüzdeki seçimlerde emekli olacak. Koalisyon liderliği küreselci
cemaatin eline geçebilir. Bu nedenle, “değiştim” diyenler “milli” söyleme geri döndüler. Trenden hangisinin ineceğini, en geç yerel seçimlerde görürüz.

- Millici Siyasal İslamcılar dediğin kanat bu kavgadan galip çıkmaz mı?
- Hiç sanmıyorum. Türkiye’de koalisyonsuz iktidar olmak olanaksız!

-Yeni koalisyonlar mı kurulacak?
-Halkın halen hafızasındaki Türk Milliyetçisi MHP anlayışı ile Millici Siyasal İslamcılar koalisyon yapabilir. Buna Anadolu sermayesinin destek vermesi de şart tabii... Yoksa kolay değil.

-Anadolu sermeyesi neci?
-MÜSİAD ile Tuscon arasındaki kavgaya özenli bakılırsa yerelde millici MÜSİAD, Ankara’da Tuscon egemen.

-Küreselci cemaat durumu seyir mi edecek?
-Son günlerde liberallere ve hatta sosyal demokratlara yanaşıyorlar.

-Hadi ya, bu kadarı da senin fantezin?...
-CHP kurultaylarında Baykal ve Sav tasfiye olurken, Kılıçdaroğlu yaralı çıkmadı mı?

-Öyle görünüyor...
-Bu süreçte kim yıpranmadı?

-Kim?
-Mustafa Sarıgül ve ekibi.

-Cemaat-Sarıgül Koalisyonu öyle mi?
-Ben öyle görüyorum.

-Buna bir de bezgin MHPlileri mi ekliyorsun?
-MHP’liler tercihe zorlanıyor, bu açık!

-O zaman küreselci cemaat, Millici Siyasal İslamcıları etkisizleştirir mi diyorsun?
-Türk halkı ister mi bilemem ama küresel gücün yeni stratejisi bu diye düşünüyorum.

- Türkiye’de bu çok zor değil mi?
-Halk, şekillendirilmiş siyaseti yaşar ve ona göre tartışır. Oysa siyaseti şekillendiren küresel güç; o sırada yeni stratejiler için masayı kurmuş ve gelecek çizmektedir.

www.twitter.com/adilorkut
www.facebook.com/adilkorkut

SAYIN BAŞBAKAN! BEN GAZETECİ DEĞİL MİYİM?

28 ŞUBAT ÖNCESİ VE SONRASI

ADRESİMİZİ BİLİR MİSİNİZ EY SAYIN VEKİL?