40 yıldan beri gazetecilik yapıyorum. Son 30 yıldır hem profesyonelce gazetecilik ve belgeselcilik yaparak ulusal ve bölgesel TV kanallarında belgesel programlar hazırlamakta ve yazılı basında yazılar ve haberler yayınlamaktayız. En çok yazı ve TV programı hazırladığımız konulardan biriside çevre. Çevre kirliği ve çevreye sahip çıkılması ile ilgili birçok yazı ve programımız bulunuyor.

Bugünde 5 Haziran Dünya Çevre günü. Türkiye’de en çok çevre felaketi yaşanan bölge Marmara ve Kocaeli bölgesi. Kocaeli bölgesi plansız sanayi yüzünden adeta yaşanmaz hale geldi. Son 35 yıldır Gebze bölgesinin adeta canlı şahidi olarak, Gebze’nin nereden nereye geldiğini dün gibi hatırlamaktayım. Çevrenin nasıl bilinçsizce yok edildiğini yeşil ve doğal güzelliklerimizin nasıl yok olduğunu kültürel mirasımıza nasıl sahip çıkamadığımızı bir gazeteci ve belgeselci olarak belgeleyip gelecek kuşaklara bıraktık.

TRT 2 KANALINDA 25 YILLIK PROGRAM

Dünya çevre günü dolayısıyla bugüne kadar bugüne kadar çevre ile ilgili yaptığım çalışmalar ve hazırladığım belgesellerin arşiv dökümünü incelemek istedim. Bu konuda ansiklopedik bilgiler, araştırma yazıları Televizyon programları ile birçok bilgi ve belge toplanmış. Bunlardan en önemlisi bundan tam 25 yıl önce yani çevrek asır önce,  1990 yılında TRT ve Anadolu Ajansı Muhabiri olarak Muallim köy de yaşanan içme suyunu kimyasal atık karışması ve Taş ocaklarının bölgeyi nasıl tahrip ettiği ile ilgili hazırladığımız belgesel TV programı o dönem Türkiye Radyo Televizyon Kurumunun 2. Kanalı olan TRT 2’de Market programında yayınlanmıştı. Bu programı arşivimizden alarak çeyrek asır sonra olduğu gibi hiçbir şeyine dokunmadan sizlerle paylaşmak istedik.

Bu programda çevrenin nasıl yok edildiği, insan sağlığının nasıl hiçe sayıldığını , içme suyuna nasıl zehirli atıkların karıştığını, Taş ocakları nasıl bölgenin tahrip edildiğini gündeme getirdik. Aradan 25 yıl geçti. Aynı sorunlar bölgede devam ediyor. Taş ocakları yine gündemde. İçme sularımız Yuvacık barajı suyu ile temiz olsa da birçok sanayi kuruluşu atıklarını vahşi bir şekilde çevreye atıyor. Arıtma tesislerine rağmen arıtılmadan doğaya bırakılan atıklar zaman zaman gündeme geliyor. Son olarak Dilovası’ndaki atık bölgemizi bir kez daha Türkiye gündemine taşımıştı. 25 yıl önce hazırladığımı programı internet üzerinden de kamuoyu ile paylaşarak 25 yıl önce ve 25 yıl sonra ne olduğunu nelerin yaşandığını Kamuoyuna açıklayarak tarihe not düşüp zamana noterlik yapmak istedik. Konuya canlı makalede belgeleri ile ekranlara getiriyoruz. www.kocaeli.gebze.tv’den hazırladığımız canlı makaleye izleyebilirsiniz.

5 HAZİRAN DÜNYA ÇEVRE GÜNÜ KUTLANIRKEN

Bugün 5 Haziran Dünya Çevre Günü. Nutuklar atılacak, Açıklamalar yapılacak, birçok sözde çevreci çevreyi koruma adı altında eylemler ortaya koyacak. Ama hepsi göstermelik, Hepsi sözde ve günü kurtarmak için ayıplan olaylar. Türkiye’de çevrenin en korkunç şekilde kirlendiği bölge bizi bölgemiz, Marmara bölgesi. Türkiye’de bütün bölgelerden akın akın Marmara’ya göç geliyor. Türkiye’de başka yer yokmuş gibi bütün sanayi kuruluşları bölgemize yapılıyor. Dolayısıyla, en çok çevre kirliliğinden de nasibi bölgemiz alıyor.

Çevre kirliliğinin en çok etkilendiği bölge Kocaeli ve Gebze. Korkunç bir şekilde çevre tahribatı var. Ormanlarımız hafriyat çöplüğüne döndü. Sanayi atıkları çevreyi kirletiyor. Bütün önlemlere rağmen havamız kirli. En önemlisi büyük çapta yeşil alan ve ağaç yok ediliyor.

Çevre gününün kutlandığı bugün Çevre ve şehircilik bakanımız sayın İdris Güllüce beye buradan buradan şikayet ve dileklerimi açıklamak istiyorum. Uzun yıllar kendisi Tuzla Belediye başkanlığı yaptı. Başta Tuzla olmak üzere, Gebze bölgesinde çok ciddi çevre kirliliği ve yeşil katliamı var. Sayın Bakanımızın bu konuda bölgemize direk bakanlıktan bir ekip göndererek inceleme ve araştırma yapmasını istiyorum.

Sayın bakan Güllüce, Bakanlığa atanır atanmaz ilk açıklamayı Devri Alem Belgesel programı olarak bizlere yapmıştı. Bakan Güllüce ile çevre üzerine yaptığımız bu söyleşinin belgesel görüntü kayıtlarını www.kocaeligebze.tv ve www.devrialem.tv internet televizyonlarımızdan izleyebilir http://www.belgeselyayincilik.com/ismail-kahraman/makaleler/cevre-ve-sehircilik-bakani-sayin-gullucenin-dikkatine linkinden de okuyabilirsiniz. Bakan Güllüce ve çevre ile yaptığımız yazıların bir bölümünü sizlerle paylaşıyorum.

EN İYİ ÇEVRECİ OLACAĞIZ

Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce ilk röportajını gazetemize verdi.  Sıcak bir üslupla bizleri karşılayan çiçeği burnunda Bakan İdris Güllüce ile ilk söyleşiyi Devri Alem Kameralarıyla Gebze Gazetesi’ne yaptı.

İsmail Kahraman:  Şehircilik ve çevre çok önemli. Çevre ve şehircilik sizin için neler ifade ediyor?

Bakan İdris Güllüce: Bakan olduktan sonra ilk röportajımı sizinle yapıyorum. Daha şu ana kadar medyayla muhatap olmadım. Çevrecilik bu milletin temel değeridir. Bizim kültürümüzde 1400, 1500 yıl öncesine kadar dayanır çevre anlayışı. Anadolu insanı en çevreci insanlardır. Bunu sistematik hale getirememiştir belki ama köydeki eğitimsiz bir kadın bile bir dağ köyünde çevre şuurundadır, çevreyi bilir. Hayvan haklarını bilir. Bir çocuk köpeğe taş atsa, “atma, hayvan hakkı insan hakkından öndedir” der. Bütün dünyadaki hayvan haklarının oluşturduğu bilgileri getirin bu bir cümleyle ancak izah edilir. Çevre işi bizim malımız. Biz arsamıza yeterince sahip çıkamamışız. Bilge arsasını kastediyorum.

ÇEVRE MANTIĞI BİZDEN ÇIKTI

Çevre şuuru çevre mantığı bizden çıkmış. Bunlar daha 1972’lerde öğrenmişler. Çevreciliğin sistematize oluşu 1972’lerdedir. Biz de çok çok eskilere dayalı bir anlayış vardır.  Kışın kar yağdığında beslenemeyen yabani hayvanlara devlet et götürüp karınlarını doyurmuş. Bundan 500 sene önce insana bile değer verilmeyen bir zamanda oluyor bu. Nal çakılamayan eşeğin ayak ızdırabını önleyici vakıflar kurulmuş. Göçedemeyen, uçamayan kuşların kanatlarının bakımı için vakıflar kurulmuş. Bakarsınız bir köyde bir kadın meyve ağacından meyve toplarken bir kısmını dalda bırakır, kurdun kuşun hakkı vardır diye. Bu örnekleri çoğaltabiliriz. Hayvan hakkı, çevre, dünyanın kirletilmemesi, israf... Bunların hepsi bizim malımız. Yeterince anlatılamamış. Ama halkımızın bilinçaltında, asırlardır süregelen temel değerlerinde vardır. Bunu biraz daha metotlu hale getireceğiz. Sistematik konuşmaya başlayacağız.

HERKES EN İYİ ÇEVRECİ BİZ OLACAĞIZ DİYECEK

Herkes Türkiye’de en iyi çevreci biz olacağız diyecek. İnşallah hem vatanımızı hem de dünyayı tüketmeyeceğiz. Biz sadece bu topraklardan değil dünyanın tüketilmemesinden de sorumluyuz. Bu konuda çok duyarlı olacağımıza inanıyorum. Millet arkamızda. Çünkü bu millet zaten öyle. Ama bir şeyleri biraz hatırlatmak biraz metotlu hale getirmek lazım.

ÇEVRE KONUSUNDA DAHA ÖNCE NELER YAZMIŞTIK?

Çevre konusunu bu köşeden sürekli gündeme getirip, gündemde tutmaya çılışıyoruz. Daha önce yazdığımız çevre konulu makalelerimizin linkini sizlerle paylaşıyorum.

http://www.gebzegazetesi.com/Koseyazisi-762-sorunlara-kentlilik-bilinci-cozumu.html ve http://www.gebzegazetesi.com/Koseyazisi-2379-kent-konseyleri-ve-kentlilik-bilinci.html adreslerinden okuyabilirsiniz