‘‘Haydi TOBB’u ele geçirelim’’

12 Nisan 2014, 11:31

Biga Ticaret ve Sanayi Odası Nisan ayı Meclis Toplantısı’na katıldım. 8 Nisan 2014, Salı günü 2 saat süren bir toplantı gerçekleşti.

Toplantının ilk maddesi bir önceki ayın gelir gider hesaplarının görüşülmesiydi. Kısa sürdü. Oybirliğiyle geçti. İkinci ve son maddede ise odanın 2014-2017 Stratejik Planı hazırlık çalışmaları kapsamında Doç. Dr. Dilek Dönmez Polat tarafından stratejik hedef ve amaçlar konusunda önce bir sunum yapıldı. Sunumun ardından Meclis üyelerine Odanın daha önceden belirlemiş olduğu Vizyon, Misyon,Temel Değerleri doğrultusunda tespit edilen güçlü ve zayıf yönler ile fırsatlar ve tehditlerden de yola çıkılarak stratejik amaç ve bu amaçları gerçekleştirmeye yönelik hedefler görüşüldü.

Meclis üyelerinden 2 saat boyunca çok farklı fikirler ortaya atıldı. Hatta bir ara ‘genel hedefler’ bölümünde şakayla karışık ortaya atılan “TOBB’u ele geçirelim” espirisi herkesi güldürdü.

Biga Ticaret Odası seçimlerinin üzerinden uzun süre geçmesine rağmen; Meclis üyelerinin toplantı sonuna kadarki istekli halleri fazlasıyla ilgi çekiciydi. Toplantı sonunda yaklaşık 2 saat süren sohbette de bu düşüncem pekişti. Seçimle işbaşına gelinen sorumluluklarda, seçim sonrası başlayan rehavet anlaşılan, yarı kamusal bir kurum olan Biga TSO’da uzun sürmedi.

Yerel seçimler sona erdi. Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimleri ise Ankara’daki kadar yerelde etki oluşturmaz. Sivil toplum kuruluşlarının konuşma ve fikir üretimine katkı verme mevsimi geldi, geçiyor...

Umarım diğer suskun, ne yaptığını anlamakta zorluk çektiğim sivil toplum kuruluşlarında da bir hareketlenme yaşanır.

Tamam, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ni ya da Türkiye Esnaf ve Sanatkarı Federasyonu’nu ele geçirmeyin ama; suskunluğu bozup konuşma ve çalışma zamanı gelmedi mi...

***
Ne özgürlüğü! Yasaklamayın yeter

Son günlerde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın gereksiz kinci ve kavgacı tavrı yüzünden facebook ve twitter yani sosyal medya ile ilgili yanlış bir algı üretildi. Sosyal medyanın özgürlük olduğu fikrine kesinlikle katılmıyorum. Ben yalnızca yasaklanmasına karşıyım.

Bir gazeteci olarak adresi, sahibi yazılı, künyesi olan, hukuken var olan bir yapıda yazı yazıyoruz. Haberin altına ‘özbigalı’ rumuzlu biri yorum yapıyor ve “Hadi şunu da yazın, hadi bunu da yazın, siz korkaksınız” diye atıp tutuyor.

Adını yazmaktan aciz ‘özbigalı’ sağa sola küfürler, hakaretler saydırıyor.

Sosyal medya da bu şekilde. Sahte profillerden yapılan hakaret dolu yorumlar; ortalığa saçılan yalan yanlış manipülatif bilgilerle uğraşmak yerine yasal yayınlara destek olunmalı.

***
Bilgiyle kirlilik yaratmak

İki yanlış bilgiyi paylaşmak istiyorum.

Birincisi:
Ağaköy kavşağında başlatılan çalışma yalnızca aydınlatma çalışması. Planlanmış ama geç kalmış bir çalışma. Fatma Şen’in ölümü sonrası hızlandırılmış bir çalışma değil.

Hazırlanan ve öğrencilere imzalatılan dilekçeler de öyle etkili olmayacak. Şuan zaten belirli çalışmalar hazırlık aşamasında. Gerekli görüşmeler ve yazışmalar yetkililer tarafından yapıldı. Önemli olan doğru çalışmanın yapılmasını sağlamak. Örneğin; ana yola yaya girişi engellenmeli ve yayalar üst geçide yönlendirilmeli. Yol çevresinin tel örgüyle çevrilmesi sağlanmalı. Üst geçit aydınlatılmalı ve güvenli hale getirilmeli.

İkincisi:
Biga Belediyesi Nisan 2014 yılına ait Meclis Toplantısı’nı izledim. Toplantıda gündemdışı sunulan ‘su ücretlerinde indirim yapılması’ teklifi Plan ve Bütçe Komisyonu’na havale edildi. Komisyondan onaylanmadan ‘Başkan Işık sözünü tuttu’ şeklinde haber yaparak toplumu yanıltmak, en basitinden ucuz yalakalık!

takip için: https://twitter.com/ahmetunc