Kerkük’de ki son gelişmeler ve Türkiye’nin tavrı!

İsmail Kahraman

belgeselciismail@gmail.com

19 Ekim 2017, 11:03

Yazdığımız yazı ve haberlerle iç ve dış gündemi takip edip, deyim yerindeyse tarihe not düşüp zamana noterlik yapmaya devam ediyoruz. İçten ve dıştan kuşatılmaya çalışılan Türkiye, sayın Cumhurbaşkanı’nın ifadesiyle istiklal ve istikbal mücadelesi veriyor. Bu mücadeleden de başarılı çıkmak için elinden geleni yapıyor. Kuzey Irak’da Uydu bir İsrail devleti kurma girişimleri Türkiye’nin başarılı siyasetiyle önlendi. Türkiye, “banane ne, neme lazım?” demeden dış politika konusunda risk almaya ve bir adım sonrasını görerek hareket etmeye devam ediyor. Türkiye’nin net tavrı olmasaydı çoktan Uydu İsrail devleti olan Kuzey Irak tanınacak ve başta dost ve müttefikimiz olan ABD bunun en büyük destekçisi olacaktı. Belkide Kerkük çoktan peşmergeler tarafında işgal edilip, Kerkük’de yaşayan yüzbinlerce Türkmen hunharca katledilecekti. Türkiye’nin başarılı siyasetiyle bu ihanet durduruldu, deyim yerindeyse Türkiye, bir çok oldu bittiye dur dedi.

Türkiye’nin Kerkük ile ilgili Politikası ve Cumhurbaşkanı sayın Erdoğan’ın açıklamalarından birkaç satırı sizlerle paylaşırken, kayıt altına almak istiyorum.

ERDOĞAN’DAN BARZANİ’YE TEPKİ

Ankara'nın doğusundaki ve kuzeyindeki tüm coğrafyalar kalbimizin bir yanı, batısındaki ve güneyindeki tüm coğrafyalar da kalbimizin diğer yanıdır. İnsan kalbini parçalayabilir mi? Gazi Mustafa Kemal, Kerkük'e kadar burada bu hattı çizmediler mi? Kerkük Türkmenleri oralarda değil miydi? Musul'da değil miydiler? Birinci Körfez Savaşı'nda Kuzey Irak'taki Kürt kardeşlerimiz katliamla karşı karşıya kaldığında hemen sınırlarımızı açtık. Aynı şekilde bu süreçte Irak'taki karışıklıklardan kaçıp ülkemize gelen 250 bin kişiye kapıyı açtık. Türkiye için bunların hiçbiri zül değildir.

MESELEYİ BU NOKTAYA IKBY GETİRDİ

Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi ile yıllarca birlikte çok güzel işbirliği yaptık. Mali yönden sıkıştılar, 'memurlarımızın maaşını ödeyemiyoruz' dediler. Bizden kredi istediler biz ciddi manada kredi verdik. Bugün Türkiye niye sınır kapısını kapatıyor? Bunu cevabını IKBY'nin vermesi gerekiyor. Bu meseleyi buraya getiren biz değiliz, onlar.

NE İŞİN VAR SENİN KERKÜK'TE?

Bölgenin farklı kimliklerden oluşan yapısını dikkate almadan buram buram fırsatçılık kokan tavırla hareket edenler tarih önünde hesap verecekler. Kalkıyor 'Kerkük benim diyor' ya senin ne işin var Kerkük'te? Biz orada PKK'yı, DEAŞ'ı, Suriye'de YPG'yi orada tasarruf alanında yetki kullanımına müsaade etmeyeceğiz.

SÖYLEYE SÖYLEYE GİRİLMEZ BİR GECE ANSIZIN GİRİLİR

Yeri geldiğinde bir gece ansızın geliriz gereğini de yaparız. İdlib'de yaptık mı? Yaptık. Bundan sonra da yaparız. Söyleye söyleye girilmez. Bir gece ansızın girilir. Biz merkezi yönetime ihtiyaçları göndereceğiz. Merkezi yönetim Kuzey Irak'a yardımı yapacak. Halkın da onlara gereken dersi vermesini istiyoruz. Halk bu tür yöneticilere gereken dersi vermeyecek olursa kusura bakmasınlar. Kürt kardeşlerimizin de en kısa sürede kendi gelecekleri için en doğru kararı vereceklerine inanıyorum.

KUSURA BAKMAYIN YOLUMUZ BURADA AYRILIR

PYD, YPG bunlar, samimi Kürt kardeşlerimizi istismar eden terör örgütleridir. Kürt kardeşlerim kusura bakmayın. Bu teröristleri savunuyorsanız burada yollarımız ayrılır. Kürt'üm demek en tabii hakkındır ama Kürtçülük yapmak hakkın değildir. Türk'üm demek en tabii hakkındır ama Türkçülük yapmak hakkın değildir. Türkiye, Kürtlerin de kadim dostudur. Biz paylaştığımız ortak geçmişi, daha aydınlık daha mutlu bir ortak geleceğe taşımaya hazırız. "

AB’YE SERT TAVIR

Avrupa Birliği hikayesi, yıllardan beri hep gündemde. Daha biz dünyaya gelmeden, 1959 Ankara Antlaşmasıyla Türkiye AB yoluna başvurmuştu. Ama biz artık 60 yaşına merdiven dayadık ve AB hikayesi devam ediyor. Türkiye’nin bu konuda ki sert ve keskin tavırları, AB’nin Türkiye’ye karşı hasmane tavırlar Türkiye’yi adeta çileden çıkardı ve isyan ettirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu konuda ki açıklamaları çok önemliydi.

AB'YE SERT ÇIKTI: ALMAYACAKSINIZ SÖYLEYİN....

Cumhurbaşkanı Erdoğan şu ifadeleri kullandı;

"Bizim Polonya'yla NATO içerisindeki ülkeler olarak dayanışmamız önem arz ediyor. Avrupa Birliği'nde Polonya bulunuyor, biz de AB'ye sokulmuyoruz. Polonya bizi destekliyor fakat 1963'ten bu yana Türkiye AB'ye alınmıyor. Şöyle fasılları masaya yatırdığımız zaman, 15 fasıl vardı, daha sonra bunları 35'e çıkardılar. Bunun sebebi Türkiye'nin buraya girmesi mümkün olmasın. Ben de diyorum ki, almayacaksanız söyleyin, bilelim. Minderden kaçan biz olmayacağız, onların kararını bekliyoruz"