Yaşasın sunulmuş özgürlükler!

02 Temmuz 2014, 15:24

Kendimi artık çok özgür hissediyorum. Tüm geçmiş yaşamımdan açık ara çok özgür, üstelik...

Ne yiyeceğim diye düşünmüyorum. İnternete giriyorum, adrese servis yapan yiyecek firmalarından dilediğimi seçiyorum. Açıyorum sanal sayfasını, mönülerden birini seçiyorum. Sipariş telefonunu tuşluyorum...

İşlem tamam!

Ne giyeceğimi de düşünmüyorum. İnternete giriyorum, adrese teslim giysi satan firmalardan birinin sanal sayfasını seçiyorum...

İşlem tamam!

İnternet bu, kadın istersen kadın, seks istersen seks, korunma istersen korunma, dua, beddua ne ararsan var.

Sohbet, muhabbet gırla...

Ne zaman ve ne diyeceğime ben karar veriyorum. Açıyorum internet arama motorunu, “güzel sözler” buluyorum. Kim demiş, gerçekten demiş mi, hangi bağlamda demiş... Hiç umurumda değil. Beğendiğimi seçiyorum ve ben diyorum! Yazıyorum sosyal paylaşım sitesine...

İşlem tamam!

Çok beğeniyorlar, paylaşıyorlar, çoğu sessiz kalıyor... Bazı zirzoplar da var tabii, kalkıp tepki gösteriyorlar.

Özgürlük çok güzel bir şey. İstediğim tepki mesajını siliyorum, istediğime yanıt yazıp ağzının payını veriyorum.

Öfkelenme özgürlüğümü bile fütursuzca kullanıyorum.

Küfürlerimi yazmıyorum ama...

Neden gerçek düşüncelerimi yazayım ki?

Özgürüm ben! Küfür ettiklerime bile şirin görünme, sevilme, saygı görme hakkımı kullanıyorum.

Sunulmuş özgürlükler sınırlı gibi görünebilir, sakın yanılmayın, sınırlarını sonsuzluğa dek genişletebilirsiniz.

Yeter ki geride belge bırakmayın.

Üstelik kendinizi kalitesiz bir yaratık gibi hissetmeyin. Okumadığınız halde nasıl okur gibi yapıyorsanız, kapatın kapıyı, pencereyi; dilediğiniz kadar dilediğiniz kişiye küfür edin ve sonra unutmuş gibi yapın. Sokağa çıkmak zorunda kaldığınızda, eğer küfür ettiklerinizden biriyle karşılaşırsanız, onu nasıl salak yerine koyduğunuzu anımsayın ve gözlerinin içine baka baka gülümseyin.

O da size gülümseyecektir, çünkü o da en az sizin kadar özgür biridir.

Zaman zaman yüzünüze pis pis bakan birilerini görürseniz, onlara da gülümseyin.

Biraz müstehzi de olabilir tabii...

Çünkü o, çağın gerisinde kalmış biridir. Çekinmeyin, hatta onu şefkatle kucaklayabilirsiniz bile...

Çağ dışı insanlar, kendileriyle hesaplaşmayı hala unutmamış olanlardır ve onlar, yüzünüze karşı yapamasa bile mutlaka kendi kendine özeleştiri yaparlar.

Arkanızdan “ben bu adamı yanlış tanımışım, oysa ne sıcak kanlı biriymiş” diyecektir, hiç kuşkunuz olmasın.

Sunulmuş özgürlükler gibisi yok azizim.

Üstelik bu tür özgürlüklerden yararlanmama özgürlüğünüz bile var.

Yeter ki geriye belge bırakmayın.

Not: Benim gibi ekmeğini okuyup, yazarak kazananlar, belgelerle yaşamak zorunda olanlar, bu önerileri sakın dikkate almasın. Ahali bizim gibiler için iyisini de kötü, kötüsünü de kötü algılama özgürlüğünü kullanıyor.