Eski Bakan Özak ile Rus İşgali ve Muhacirlik yılları!

İsmail Kahraman

belgeselciismail@gmail.com

06 Ocak 2017, 10:33

Doğu Karadeniz’de Rus işgali, Harşit ve Kop Dağı Savunmasının ne kadar önemli olduğunu her fırsatta bu köşeden dile getiriyoruz. Bugünde sizlere çok önemli bir isim ile yaptığımız röportajı yapacağız. 100.Yılında Harşit ve Kop Dağı savunmasını anlattığımız eserin tamamlanmasıyla beraber çalışmalarımız yeni bir soluk kazanırken, Karadeniz’de Rus İşgali’ni bir kez de Bayındırlık Eski Bakanı Faruk Özak’dan dinledik. 2 Yıl Devlet Bakanlığı, 4 yılda Bayındırlık Bakanlığı yapan Faruk Özak, Karadeniz’de Rus İşgali üzerine önemli araştırmaların yapılmasına öncülük eden bir isim. Hatta Osmanlı döneminde Rusya’ya götürülen eserlerin geriye kazanılması için önemli girişimlerde bulunmuştu.

Bakan Özak ile yaptığımız röportajın ayrıntılarını sizlerle paylaşıyorum:

ESKİ BAKAN ÖZAK RUS İŞGALİNİ ANLATTI

Karadeniz’de Rus İşgali ile ilgili bilgi, veren Bakan Özak, “Kültüre hizmet etmek gibi bir amacım var. Karadeniz’de ki tarihçi yazar arkadaşlarla bir araya gelip çalışmalar gerçekleştirdik, onlara destek olduk. Arkadaşlarla beraber 65 tane kitap bastırdık. 16 bin 600 sayfalık eseri ortaya koyduk. Bu bilgi hazinesi Trabzon’da var. Bizde onlara destek verdik, sponsorlar bulduk. Rus İşgali benim için çok önemli. Babam bana Rus İşgalini anlatırdı. Rus işgalinde Rahmetli annem ve babam da muhacirlerdendi, sonra geriye döndüler. Çok acılar yaşanmıştı. Bunu yeni nesillere anlatmamız lazım. Yeni nesiller bunu bilmezse, Çanakkale’yi bilmezse, Sakarya’yı bilmezse, Kurtuluş Savaşı’nı bilmezse, Rus İşgalini bilmezse, bugün karşılaştığımız sorunları çözme de sıkıntı yaşarız. Tarihini bilmeyenler çok zorluk yaşarlar. Bu bakımdan biz ecdadımıza müteşekkiriz. Onlara borcumuzu ödemeye çalıştık.

SANAT ESERLERİNİ KAÇIRDILAR

1920’de Osmanlı Hükümeti, buradan alınıp götürülen esirleri Rusya’dan geri istemiş. Ruslar burayı işgal ettikleri zaman bir normal komutanları var bir de sanatçı Profesör komutanları var. O komutan burada ki bütün sanat eserlerini toplayıp 3 tonluk yükü Moskova ve Petersburg’a götürdü. Bunların içinde 497 tane yazma eser var. yavuz Sultan Selim’in annesi Gülbahar Hatun’un üzerinde ki örtü var, şamdan var velhasıl çok şeyler var. Osmanlı bunları istedi fakat geri vermediler. Biz bunların peşine düştük. Hem onun anılarını yazmaya çalıştık hem de oraya akademisyenler gönderdik. Akademisyenler Moskova ve Petersburg’da araştırmalar yaptı. Teşhir edilenleri ve edilmeyenleri bulduk. Oradan çok güzel belgeler aldık. Hatta bir tan CD var. O dönem bir taraftan Trabzon’u işgal ederken bir taraftan da filme almışlar. Bunları alıp Trabzon’a getirdik ve bir heyecan oldu. Bu yalnız Trabzon’u değil, bu yörede ki işgal edilen şehirlerimizi de ilgilendiriyor.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN DEVREYE GİRDİ

Cumhurbaşkanımız, Başbakan iken de ben kendilerine Kültür Bakanlığı aracılığıyla, işgal nedeniyle buradan götürülen eserlerin Trabzon’a tekrar kazandırılmasıyla ilgili çok ısrarcı olup, yazılar yazım, belgeler verdim. O da Rusya Devlet başkanı Putin ile görüştü. Üçüncü görüşme de çözülür gibi oldu ama uçak krizi yaşandı. Ben inanıyorum ki bundan sonra eserlerin buraya getirilmesinde başarılı olacağız. ‘Trabzon’a yön verenler’ isimli kitabı hazırladık. Fatih sultan Mehmet’ten Kanuni’ye, Milli mücadele dönemi dahil bir çok bilgi var. Çok güzel bir eser oldu. Özel olarak hazırladığımız bu eseri Trabzon’da ki 150 bin orta Öğretim öğrencisine bu resimleri göstererek anlattık.

Mesela yine bu eser içinde 100 yıl önce Trabzon’un işgalinde, Akçaabat’a Ruslar geldiğinde inanılmaz bir direniş oluyor. Ulvi hatun diye bir bayan, yanında 40 bayan arkadaşıyla beraber ellerinde kazma ve küreklerle Rusları püskürtüyorlar. Bizim de bir Nenehatunumuz olduğu böylece ortaya çıktı. Mustafa Kemal Atatürk var, Muhacirlik var, bir çok önemli tarihi vesika var. Bu önemli eseri size de hediye ediyorum. “dedi.

Evet, Gönül insanı, önemli bir Devlet, Spor ve Kültür Adamı eski Bakan Özak’ın açıklamaları bu yönde. Kendisine gösterdiği bu duyarlılıktan dolayı teşekkür ediyoruz. Bize ait olan ama henüz daha ortaya çıkarılmamış nice eserlerin de ortaya çıkması temennisinde bulunuyoruz. Unutmayalım ki Tarih araştırıldıkça, yeniden yazılmaya mahkumdur.