Hükümetleri şirketler yönetiyor

22 Ekim 2011, 10:58

Geçen hafta, “Dünyayı Kim Yönetiyor?” diye sormuş ve dilimizin döndüğünce bir şeyler gevelemeye çalışmıştık. Sakın ABD ya da Obama falan demeyin, esas onu kim yönetiyor demiştik; Çokuluslu şirketler mi, bankalar mı, petrol şirketleri mi, büyük aileler mi?

Tesadüf bu ya… Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları diye bir kitap dizisi var. Yazarı John Perkins… Cevabı o verdi.

Çok enteresan bir adam. Eskiden ABD adına doğal kaynakları zengin gelişmekte olan ülkelerde dolaplar çeviren bir hükümet görevlisiyken, pişman olup itiraflarını kitap haline getirmiş.

Neyse, isteyen kitapları satın alır, okur. Gerçekten enteresan.

Perkins, geçen hafta bir konferans için İstanbul'daydı ve Vatan gazetesinin sorularını yanıtladı.

Bizim sorumuza güzel bir cevap vermiş. Perkins diyor ki;

“Bir zamanlar toplumları din kuruluşları yönetiyordu. Zaman içinde imparatorluklar ve daha sonra başkanlık sistemi devreye girdi. Artık kimin başkan olduğunun hiçbir önemi yok. Amerika Birleşik Devletleri, bu durumu çok yakın zamanda muhafazakâr Bush yönetiminden liberal Obama yönetimine geçiş yaptığında gerçek anlamda algıladı. Bu kadar faklı düşüncelere ait yönetim tarzlarının büyük farklılık göstermesi gerekiyordu. Fakat değişen hiçbir şey olmadı. Bunun nedeni yönetimin artık büyük firmaların elinde olması. Başkanlar birer kukladan farklı değiller.”

Perkins'e göre, küresel krizden çıkışın tek yolu tüketici baskısı… “Tüketici, sosyal sorumluluk sahibi, çevreye duyarlı şirketlerin ürünlerine yönelirse, diğerleri kâr marjı düşeceğinden sistemlerini değiştirmek zorunda kalacaklar. Böylece güç tüketiciye geçecek” diyor.

Bir de gittikçe yayılan yoksulluğun önünü alabilmek için istihdam yaratacak yatırımlar yapılması ve borçlu ülkelerin IMF ve Dünya Bankası gibi oluşumlara 'Hayır. Ödemiyoruz' demeyi başarması gerektiğini söylüyor. “Bunu Ekvador Başkanı Rafael Correa yapabiliyorsa herkes yapabilir. Küreselleşmenin de yardımıyla ülkeler arası bir güç birliğine gidilebilirse ve daha çok ülke 'Ödemiyoruz' derse bu bahsi geçen kuruluşlar dize gelmek zorunda kalacaktır” diye konuşuyor.

İşte küreselleşmenin, kapitalizmin merkezinde günlerdir devam eden protesto gösterileri Perkins'in tarif ettiği güç birliğine benziyor galiba… “Wall Street'i İşgal Edin” diye bilinen sendika üyeleri, üniversite öğrencileri, öğretmenler ve işsizlerin oluşturduğu protestocu grup çok enteresan sloganlarla günlerdir, Wall Street ve New York sokaklarında protesto ve yürüyüşler yapıyor.

Kendi kendilerine 'kalan yüzde 99' diyorlar. Yani ABD'nin aşırı zengin yüzde 1'inin dışında kalanlar…

Protestolar artık ABD'nin diğer kentlerine de sıçradı. Büyük ihtimal görmemiş, okumamışsınızdır. Çünkü ABD basını bunları görmezlikten geliyor. Tabii ki bizim işbirlikçi basın da…

Sloganları çok şeyi anlatıyor: “Krizin nedeni kapitalizm”, ”Şişman kedilerin kalp krizi geçirme zamanı geldi”, ”Wall Street=Hırs”, ”Yolsuzluğa Hayır”, ”En üstteki % 1, niye vergi vermiyor”, ”Wall Street, dünyadaki yoksulluk ve eziyetlerin büyük bölümünden sorumludur”, ”Parayı yiyemeyiz”, ”Şirketlerin refahına son”.