Alevsiz Yangın

09 Temmuz 2018, 09:46

Sesler bir bir çarpıyor duvarlara sonra tekrar gerisin geri doluşuyor hücresine . Duyulmaz çığlıkların yankısı vururken gök kubbeye , yer kubbe kendi eğlencesinde . Hani temelden sarsılırsa yıkılır ya bina , çimentosu taşı tuğlası kalitesiz olursa parçalanır ya ! işte öyle bir duyarsızlığın eşiğinde yaşam denilen yapı . Aile meclisinde çekirdekten başlamış kokuşmalar , yedi yirmi dört çalışan çöpçüler toplum çöplüğünden başlarını kaldıramaz hale gelmiş . Önce kendi kapımızın önünü süpürelim derken nedense hep başkalarının mahremiyetine göz dikmiş bakışlarımız .

Herkes her konuda bilgi sahibiyken hiç kimse bir şey bilmiyor üstadım ya buna ne dersiniz ? İlerliyoruz ilerliyoruz hem de alabildiğince özgürce peki bu ilerleme dediğimiz şey sahi nerede ? Konuşup anlatılan yazıp çizilen her iş uygulama yolunda sırra kadem basıyor .

Evvela nimetlerin en kıymetlisi zaman kolayca harcanıyor , boş hülyalar gürültüsünde ve edebiyatında sürükleniyor beyinler . Edebiyat dediysek bizi mazur görsün kadim kalem dostlarımız bu sizin tahmin ettiğiniz cinsten değil . Edep ve adabın başımızın üstünde yeri var lakin bu başka bir türden edebiyat .

Teslimiyet Hak’tan hukuktan yana yol almalı , ferasetle sarılmalıyken hayata , tersine akan bir nehir misali dönüp duruyor gariplik içinde dünya . Katledilmiş bedenlerden de fazla katledilmiş ruhlar etrafımızı sarmış vaziyette . Çirkinliklerin şamar oğlanı mıyız yoksa eşref-i mahlukat mı ?

Su akar yolunu bulur bulmasına da lakin yol üzerinde bırakacağımız bir damla çamur gün gelir akan o berrak suyu bulandırıp eşiğimizi mutlaka bulur .

İsimler , etiketler unutulur gider kalansa yaşadığımız müddetçe ortaya koyduklarımızdır . Eee ne yaptık neler ortaya koyduk bakalım biz , her sabah açan güneşi selamlamanın dışında . Her akşam gülümseyen aya , yıldızlara baktıkça nelere imzamızı attık . Gün ve gece , yaz ve kış ha bir de baharlar var . Doğruyum doğrusun doğru anlamasına anladık da bu eğrilikler de neyin nesi pekâlâ ?

Ne dünleri kurtarabildik ne bugünü ya yarınlar , henüz ışığını kaybetmemiş yarınlara ne demeli ? Maddenin esiriyken şimdi gönüller mânâya kol kanat gerer mi ? Kaf Dağ’ından gelecek kurtarıcıyı mı bekliyoruz biz bunun bir düş olduğunu bildiğimiz halde .

Sev ki sevilesin say ki sayılasın paylaş ki çoğalasın , anlaşılamayacak kadar zor mu hocam problem . Soru da içimizde cevap da , hâyâl kırıklığı da bizde umut da .

Asmak lazım kesmek lazım haramileri gibi değil adaletin hakikisini hayata geçiren Ömer (r.a) gibi müminlere ihtiyaç duyduğumuz bu labirentin çıkışında , neyin hesaplaşmasıyla oyalanıyoruz hâlâ .

Ahiri de evveli de insandan geçen ömür sermayesi eriyip giderken yüreğimizde , bir tutam vefayla bir tutam insanlık harcı katalım , kaldıralım yıldızları ellerimizle .