Coğrafyası medya zirvesi!

Kısa adı TASCA olan, Türk-Arap Ekonomi ve Stratejik İşbirliği Derneği’nin organize ettiği Kalkınma ve ortaklık konulu forumun önemli oturumlarında birisi olan İslam dünyası medya zirvesi oturumuna bizde konuşmacı olarak davetliydik. Çeşitli İslam ülkelerinden gelen ve bir çok medya mensubunun katıldığı zirvenin ilk günü düzenlenen toplantıda İslam coğrafyasında ki medya hakkında bilgiler vermeye çalıştım. Bugün 60’a yakın İslam coğrafyasında bir çok medya kuruluşlu var. isalimi yayın yapan medyanın da sayısı belli değil. İslam coğrafyası ortak bir haber ajansına sahip olmadığı için haberleri başka kaynaklardan, hatta İslam’ın aleyhine yayın yapan Müslümanları yalan ve düzmece haberlerle birbirine düşüren emperyalist devletlerin finanse ettiği haber kaynaklarından almakta. 

İSLAM DÜNYASI HABER AJANSI KURULMALI
 
Medya kuruluşları arasında da maalesef birlik ve beraberlik yok. Medya mensupları ve Medya ile ilgili sivil toplum Örgütleri birbirinden habersiz. Bu medya kurumları ve medya ile ilgili sivil toplum örgütleri arasında birlik ve berberlik sağlanmalı. İslam Coğrafyasının haberlerini objektif olarak yayınlayacak İslam Dünyası haber ajansı kurulmalıdır. 
   Bu düşüncelerimi İslam Coğrafyasından bir çok medya mensubun katıldığı Antalya’da ki TASCA’nın medya zirvesinde anlatmaya çalıştım. Konuşmalarım Arapçaya da tercüme edilerek Arap dünyasından gelen gazetecilere de duyuruldu. Maalesef Müslümanların birbirlerine haberleri yok, İslam coğrafyasında ki fitneyi, savaşları, insani vahşetleri önleyecek ortak çalışılmalara yapılamıyor. Konuşmamı yaptıktan sonra bir çok Medya mensubu yakın ilgi gösterdi ve bu konuda yapılacak çalışmalara destek olacaklarını açıkladılar.
 Dünyada Müslümanlar terörist muamelesi görüyor. İslamofobia her tarafta etkinliğini sürdürüyor. Ancak bu konuda ciddi bir çalışma ve ciddi bir mücadele de yok. TASCA’nın Antalya zirvesi bu bakımda önemliydi. Biz yaptığımız konuşmayla görevimiz icra etmeye paylaştık. 

ANTALYA’DA TASCA ZİRVESİ

Türk-Arap Ülkeleri İşadamları Derneği (TURAB) Başkanı Canan Sunay, İslam coğrafyasının artık “İslam Birliği”ni kurması gerektiğini belirterek, “Avrupa Birliği’nde olduğu gibi gümrük vergileri muafiyeti, vize muafiyeti uygulamalıdır.” dedi. Türk-Arap Araştırma ve Strateji Enstitüsü (TASEN) ile Türk-Arap Ekonomi ve Stratejik İşbirliği Derneği (TASCA) tarafından düzenlenen, 2. Uluslararası TASCA Forumu “Ortaklık ve Kalkınma” başlığı ile başladı. Antalya’nın Kundu bölgesinde bir otelde gerçekleştirilen forumun açılışında konuşan TURAB Başkanı Canan Sunay, TURAB’ın Türk ve Arap coğrafyasında ticari iş birliğinin geliştirilmesi amacıyla kurulan bir dernek olduğunu söyledi.

ÜLKELER ARASINDA YARDIMLAŞMA

İslam coğrafyasında bazı ülkelerin yeraltı zenginliklerine, bazı ülkelerin de tarıma dayalı ekonomileri bulunduğuna işaret eden Sunay, yeraltı ve tarım kaynakları konularında iş birliği yapılması durumunda ülkeler arasında yardımlaşmanın da tek yönlü olmayacağını söyledi. Sunay, “Bir ülkede üretilen petrol başka bir ülkede işlenecek. Tarım ülkeleri tarımsal ürünlerini kendi içlerinde pazarlayabilecek. İş gücü sınırlı olan bir ülkenin ihtiyacı başka bir İslam ülkesi tarafından karşılanabilecek. Böylece yatırımın yapıldığı ülke gibi yatırımı alan ülke de yatırıma katkı bulunan ülke de gelir elde edebilecek.” dedi. Bütün bunların gerçekleşebilmesi için herkesin elini taşın altına koyması gerektiğini ifade eden Sunay, her şeyin devletlerden, siyasilerden beklenmemesi, iş dünyası olarak da ülkelerin kalkınması için çalışmaları gerektiğini vurguladı.

TÜRK AFRİKA İŞ ADAMLARI DERNEĞİ BAŞKANI AKBULUT

Türk Afrika İş Adamları Derneği Başkanı Fatih Akbulut da Afrika’da “Aslanın kuyruğunu tutma, tutarsan da bırakma” şeklinde bir atasözü bulunduğunu belirterek, “Türkiye son 10-12 yılda çok ciddi bir ekonomik hamle yaptı. Aslanı kuyruğundan tuttu, onu bırakmamak gerekiyor. Çünkü aslan saldırıyor. Türkiye 15 Temmuz’da menfur bir darbe girişimiyle karşı karşıya kaldı. Bunun sebebi bizim aslanı kuyruğundan tutmuş olmamız.” dedi.
TASCA GENEL SEKRETERİ HABİBOĞLU

TASCA Genel Sekreteri Bedreddin Habiboğlu da foruma 30 ülkeden akademisyen, araştırmacı, iş adamı ve sivil toplum örgütünün katıldığını söyledi. Ortadoğu sözünü çok sevmediğini ifade eden Habiboğlu, “Nereye göre Ortadoğu? Londra’ya göre Ortadoğu ifadesini reddettiğimi baştan söyleyeyim. Bizler Müslümanlar olarak, cinsiyet, milliyet ve yol farkı gözetmeyen, tamamen Allah’a tabi insanlar olarak artık kendi kavramlarımızı oluşturmak zorundayız.” dedi. İslam coğrafyasının bir yangın yeri olduğunu ve çok önemli sınavlardan geçtiğini dile getiren Habiboğlu, şöyle konuştu: 

“Türkiye benim ülkem, bu yangın yerinden azade bir ülke değil. Malum hadiseler yaşıyoruz. Filistin’de insanların verdiği mücadeleyi, Suriye’de, Irak’ta... İslam adının geçtiği her yerde, Türkiye’de Gaziantep’i, İstanbul’u, Kayseri’yi unutmadık. Parçalanmış, bölünmüş, bin parçaya ayrılmış coğrafya, mezhep problemleri... Neden bu parçalanmışlığımızı İslam düşmanlarına pespaye bir şekilde hediye ediyoruz. Niçin bölgemizi onların arenası haline getiriyor, neden bir çatı altında toplanamıyoruz?” Habiboğlu, sivil olma özelliğini kaybetmemesi için foruma siyasetçi çağırmadıklarını belirterek, “Fakat Türkiye Cumhuriyeti devletine foruma verdiği katkı için çok teşekkür ediyoruz.” dedi.
banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981