Toktamış Ateş, Metin Serezli, Ferdi Özbeğen, Müslüm Gürses, Mehmet Ali Birand..
Onlar Türkiye’ye mal olmuş ünlülerdi.
Kimi sanatçı, kimi bilim adamı, kimi gazeteci. Hepsi birbirinden değerli, hepsi topluma değer katan insanlardı.
Bigamız da çok sevilen bir değerini yitirdi. Biga’nın kanaat önderi, sivil toplumun lideri, huzurevi sakinlerinin babası, babacan, sevecen, yardımsever Mümin abimizi yitirdik. Allah rahmet eylesin.
Mevlana’nın güzel bir sözü var.
“Nice insanlar gördüm, üzerinde elbisesi yok.
Nice elbiseler gördüm, içinde insan yok.”
Toplumumuzda ne yazık ki, elbisesini taşıyamayan bir çok insan var.
Mümin Çalıskan, sosyal sorumluluklarının da bilincinde olan, giydiği elbiseyi taşıyan biriydi.
O, örnek bir insandı. Adam gibi adamdı.
Mümin Çalışkan’ı, Biga Ticaret ve Sanayi Odası Baskanlığı dönemimden tanırım. O dönemde kendisi de Biga Ticaret Borsası Başkanı’ydı.
Borsa binasının oluşumundaki, Zahireciler Sitesi yapımındaki mücadeleleri, örnek davranışlardı.
Bir derdin olduğunda, iyi bir dinleyiciydi o.
Huzurevinin en sorunlu dönemlerinde, huzurevinin borçlarla, icrayla boğuştuğu dönemlerde, huzurevi sakinlerinin huzuru için, yaptığı fedakarlıklarla huzurevinin huzura kavuşmasını sağladı. Her gün onların derdini dinledi, kazancının bir bölümünü oraya harcadı.
Umarım huzurevinin bir köşesinde de olsa, Mümin Çalışkan ismi yaşatılır.
Biga’da oluşturduğumuz girişim gurubu ile 65 ortaklı bir şirket kurduğumuzda; “Biga’da bugüne kadar tüm ortaklıklar kötü sonuçlandı, bu ortaklığı başarmaktan başka çaremiz yok” demişti.
Kırkgeçit Termal Oteli yönetiminde aldığı görevle de, tesisin gelişmesi için elinden geleni yaptı.
Biga Organize Sanayi Bölgesi’nin ilk arsa alımında bizzat Ankara’ya giderek, birlikte mücadele ettik ve bugünkü arsasını kazandırdık.
Biga Sivil Toplum Platformu’nun kurulmasında ve gelişmesinde hep destek oldu. Biga STP’nin faaliyetlerini sürdürebilmesi için, Biga Ticaret Borsası binasını ve ekibini hizmetine sundu.
Sosyal faaliyetlerdeki başarısı, işindeki başarısından geliyordu. Biga’nın özellikle pirincinin duyurulmasında, Biga gıda ürünlerinin tanıtımında ve pazarlamasında öncülük etti. Türkiye bakla ihtiyacını karşılayabilecek bir potansiyeli vardı.
Ne güzel söylemiş Ömer Hayyam;
“Ömrümüzden bir gün daha geçti.
Dereden akan su, ovadan esen yel gibi.
İki gün var ki dünyada,
Bence ha var, ha yok;
Gelmeyen gün bir, geçip giden gün iki...”
Zengindi.. Ama, alçak gönüllüydü. Halen köyünde oturuyordu. Gönlü zengindi. Son karşılaşmamızda, yemek sözü vermişti. Bize mangal yapacaktı.
Mangal gibi yüreği vardı.
Zamansız ölümü, kor gibi içimizi yaktı.
Soyadı gibiydi .. Çalışkan dı.
Adı gibiydi.. Yardımseverdi. Dürüsttü. Mümin di.