Türkiye’nin büyük bir sorunu var. Tabii Çanakkale’nin de… İşler batıyor, ocaklar sönüyor. Kaçak mazot işinden söz ediyorum. Yasal olarak 4.5 liraya satılan bu ürün, kaçak ve yasadışı yollardan 1.5 liraya satılıyor. Ve tüm Türkiye’de olduğu gibi Çanakkale’deki düzgün çalışan, kooperatifleşen taşımacılar da Suriye’den gelen kaçak mazot ile rekabet edemiyor.
52 No’lu Çan Kamyoncular Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifi’nin Başkanı Hayati Beceren ile konuştum. Hayati Başkan diyor ki; “2008’de 175 üyemiz vardı, şimdi 90’lara düştük. Haksız rekabet ile baş edemiyoruz. Her geçen gün azalıyoruz.”
Eğer Çanakkale bu şekilde etkileniyorsa, yurdun diğer kesimlerinde sosyal dengelerin nasıl bozulduğunu varın siz tahmin edin…
Suriye’den gelen kaçak mazot sınır illerinde 1.1 liradan, diğer bölgelerde ise 1.8 liradan satılıyor. Kaçak mazot daha önce sadece Irak’tan geliyordu. Ancak Suriye’de yaşanan iç savaş, kaçakçılar için yeni bir fırsat kapısı oldu. İşin içinde IŞİD var, kaymakamları tehdit eden Türk kaçakçılar, Türkiye'de direksiyon sallayan Suriyeli şoförler var…
Hatay kaçak mazot işinin cenneti… Karışan, görüşen yok; burada doldurup, yakın illere dağıtım yapılıyor. Adana’dan Hakkâri’ye tüm çiftçiler Suriye mazotu kullanıyor. Bölgede akaryakıt istasyonları kapanırken, 40 günde kaçak Suriye mazotundan 80 bin lira kazanan kamyoncular var.
Suriye’den Türkiye’ye günde 4 bin ton kaçak motorin giriyor. Bu yılda 1.4 milyon ton demek. Türkiye’nin yıllık motorin tüketimi 16.7 milyon ton, kaçak mazotun oranı yüzde 8’in üzeri…
Kaçak mazot, dengeleri alt üst ediyor. Vergi kaybına yol açtığı gibi; dürüst, yasalara uygun çalışan herkese zarar veriyor. Çanakkale’de olduğu gibi…
İşte, Çan Kamyoncular Kooperatifi'nin Başkanı Hayati Beceren'in isyanı da burada... Doğu ve Güneydoğu'dan gelen kamyonların litresi 1.2-1.5 liraya aldıkları kaçak motorinle Batı bölgesindeki işleri aldıklarını söylüyor. Diyor ki;
"Kamyonlar 500 litrelik iki depolarıyla hiç mazot almadan çıktıkları yere varıyorlar. Bizim işlerimiz yüzde 50 oranında düştü. Hareket edemez hale geldik. Yasadışı yollara baş vurmayan bizlerin pompa fiyatı 4.5 lira. Bin litrede aramızda 3 bin lira maliyet farkı var. Akaryakıttan yüzde 70 vergi alınıyor. Devlet de bu işten zarar ediyor. Peki, bu işten kim kar ediyor? Sadece bu işi yapanın cebine illegal olarak kara para giriyor. Devletin bunları güçlendirmemesi, denetimleri artırması ve yasal olarak çalışanları koruması lazım."
Hayati Başkanın bir başka isyanı da, yasalara uyup her türlü belgeyi almalarına karşın belgesiz çalışanların kollanmasına... Şöyle konuşuyor:
"Çanakkale'de 7 taşımacı kooperatif 18 Mart Kooperatifler Birliği adıyla bir araya geldik. Yaklaşık 500 araç var, hepsinin Taşıma Kanunu'na uygun olarak SRC, K1 gibi tüm yasal belgeleri mevcut. Bu büyük bir maliyet, bu da bizim ne kadar ciddi olduğumuzu gösteriyor. Çanakkale ve Çan'daki madenlerden iş alanlar ise kaçak mazotla çalışıp, dışarıdan gelen ve bu belgeleri olmayanlar. 2-3 araç tek bir K1 belgesi ile ihaleye giriyor. Devlet taşımacılıkta standart getirmek, sektörü AB standartlarına taşımak istiyor ama bu gevşekliklere göz yummaması, kararlılığını göstermesi lazım.”
Son sözü de şöyle: "Bize K1 dediler aldık, SRC dediler aldık. Psikoteknik belgesi dediler, onu bile aldık. Bu belgeleri niye aldırdılar bize? Altında fotoğraf çektirmek için mi?"