Lahana
Birinci sınıftayken, o düz çizgileri hiç yapamazdım. Daha doğrusu yapmak istemezdim. Anneme, 'anne karnıma ağrılar giriyor, başım dönüyor' derdim. Annem inanmazdı bana. Birinci sınıftaki en büyük başarım, ilk matematik sorusunu çözmemdi. Hatırladığım kadarıyla birkaç elmayla, kiraz çizmişti öğretmenimiz tahtaya ve bunların toplamını sormuştu. Bu benim matematikteki ilk ve tek başarımdı. O günden sonra matematiğim hiç iyi olmadı ve bir türlü sevemedim matematiği.
İkinci sınıftayken bir test yapmışlardı. Soruda, 'okula ne için geliyoruz?' yazıyordu. Şıklarda da klasik, 'iyi bir eğitim almak için' gibi şeyler yazıyordu. Bir de, 'boş zamanlarımızı doldurmak için' yazan bir şık vardı. Ben, 'boş zamanlarımızı doldurmak için' olanı işaretlemiştim. Başka bir soruda da, 'okulda uyulması gereken kuralları' sormuşlardı. Bu soruyu da, 'trafik kuralları' diye cevaplamıştım. Sınıfın tamamı, 'iyi bir eğitim almak ve okul kuralları' gibi mantıklı olan şıkları işaretleyince, benim anlamsız cevaplarımı öğretmenimiz, veli toplantısında okumuştu. Bir de derslerde canım sıkıldığında, ders devam ederken ayağa kalkıp sınıfta dolaşmaya başlıyordum. Öğretmen bunu da söylemiş toplantıda. Olan anneme olmuştu. Sınıfın en rahatsız çocuğunun annesi diye anılmıştı bir süre.
Dördüncü sınıfa kadar hiç ödev yapmadım. Hep ablama yaptırıyordum. Sonra ablam üniversiteyi kazanıp, Balıkesir'e gitti. Ödevleri yapmadıkça, cetveli popoma popoma yedim. Baktım böyle olmayacak ödev yapmaya başladım.
Dördüncü sınıftan sonra patlama yaşadım. Beşinci sınıfta, okullar arası bilgi yarışmasına katılacak öğrencilerin belirlenmesi için her sınıftan altışar öğrenci alıp, deneme sınavı yaptılar. Deneme sınavında okul birincisi oldum. Fakat yarışmaya katılan üç kişilik asil takıma yedek öğrenci olarak aldılar beni. Sonrasında başka sınıflardan birinin öğretmeni, 'öğretmenin sana güvenmiyor, o yarışma sırasında kalkıp gider, o yüzden yedek kalsın diyor' dedi. Tam böyle hafiften okulu sevmeye başladığım sırada tekrardan soğudum. Galiba bu son soğuma biraz kalıcı oldu, o gün bugündür okulu pek de sevdiğim söylenemez.
'İyi de şimdi, sen bize niye bunları anlattın' diyebilirsiniz belki. Vize zamanı aklıma başka bir şey gelmedi, bari bunları anlatayım dedim. Belki haftaya devamını anlatırım, belki de anlatmam. Ama şimdi ders çalışmam gerekiyor. Görüşmek üzere. Engin.