
Aziz Nesin’in yazar adı kullanmadan senaryosunu yazdığı ve dönemin unutulmayacak çizerlerinden biri olan Yalçın Çetin’in çizdiği “Bayan Aynur ile Bay Buyur”, iki farklı hikâyeyi paralel kurgu ile başarılı bir şekilde birleştirirken, geçmiş ve bugün arasındaki gelgitleri sayesinde eğlenceli dakikalar vaat ediyor.
Gerçek Dünya ile Paralel Bir Hikâye
İlk kez 10 Mart 1960’ta Akbaba dergisinin 417. sayısında tefrika edilmeye başlanan “Bayan Aynur ile Bay Buyur”, baş karakterlerinden birinin Aziz Nesin’in ta kendisi olması ile şaşırtıyor diyebiliriz. Aziz Nesin, hem usta bir mizahçı olarak kendisiyle dalga geçiyor hem de içinde bulunduğu sektörü hicvetmekten geri durmuyor. Yazdığı onlarca ilginç hikâyeyi nasıl yazdığıyla ilgili olası dedikodulara cevap mahiyetinde söylemlerde bile bulunuyor. Hatta bu çizgi romanın temelinin de bu söylemlere dayandığını söyleyebiliriz.
Jim Carrey’in hayat verdiği “Bay Evet”i aratmayacak bir adam olan Burhan ya da nam-ı diğer Bay Buyur, hayatı boyunca hiçbir şeyi sorgulamamış, ona söylenen her şeyi “buyur” ederek kabullenmiş birisidir. İşte bu adam, bir gün Aziz Bey’in çalıştığı gazeteye gelir ve ona macera dolu hayat hikâyesini anlatmaya başlar. Başlangıçta ne idiği belirsiz bu adama kulak asmayan Aziz Bey, daha sonradan işini gücünü bırakıp tamamen Bay Buyur’a odaklanır, zaman ilerledikçe hikâyesini tamamlamak konusunda isteksizleşen Bay Buyur’a elinde avucunda ne varsa verir, parası bitince borç bulup hikâyeyi tamamlatmaya çalışır ve hatta gazetedeki yazısını yetiştiremediği için işinden olur...
Geçmiş ve Bugün Arasında
Nesin’in bir karakter olarak yer aldığı kısımlar daha çok döneme ilişkin mesaj ve göndermeler içerirken, Bay Buyur’un hikâyesine geçtiğimizde klasik bir Aziz Nesin eserinin özellikleriyle karşılaşıyoruz. Nesin, sürekli geçmiş ve bugün arasında gidip gelen bu hikâyeyi öyle ustaca işliyor ki ona saygı duymamak elde değil. Üstelik unutmadan söyleyelim, bunu sadece 28 sayfada yapıyor! 28 sayfa boyunca gördüğümüz her bir kare ve her bir cümle hikâyeye en doğru şekilde hizmet ettiği için, kısa olmasına rağmen oldukça doyurucu bir çizgi roman okuyoruz.
Evrensel bakışa sahip olan Bay Buyur’un hikâyesinin olduğu kısımlarda, ağırlıklı olarak kadın-erkek ilişkisi ve bürokratik işlemlerin saçmalıkları üzerine değinildiğini söylememiz yanlış olmayacaktır. Ama “Bayan Aynur ile Bay Buyur” çizgi romanının “Deniz Aslanı” gibi sadece kadın-erkek ilişkisine odaklanmadığı ya da “Baba Mirası” gibi sadece evrak peşinde koşan bir adamın hazin sonunu anlatmadığı göz önüne alındığında, iki meseleyi başarıyla iç içe geçiren yapısı sayesinde Nesin’in diğer çizgi romanlarından ayrıldığını da rahatlıkla söyleyebiliriz.