Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin her yıl düzenlediği Uluslararası sempozyumlardan bir yenisi daha bugün start alıyor. Kocaeli fatihi Orhan Gazi, 3 günlük sempozyumla her yönüyle ele alınacak. Bu sempozyumlarda Araştırmacı Gazeteci ve Belgesel yönetmeni olarak bildiriler sundum. Orhan gazi gerçekten Kocaeli tarihinde çok önemli yere sahip. Kocaeli ve Gebze Bölgesi Orhan Gazi tarafından fethedilmiş, Osmanlı’nın devlet olmasında çok önemli yeri, olan Palekanon Savaşı yine Orhan Gazi tarafından Bizanslılara karşı Gebze bölgesinde gerçekleşmişti. Bizde Orhan Gazi’nin Gebze’de ki Vakıf Medeniyeti üzerine hazırladığımız tebliğ ile sempozyumda yer alacağız.
Çayırova Fatihi Orhan Gazi, mütevazi bir insandı. Fakirleri sever ve alimlere hürmet ederdi. Son derece dindar, adaletli yönetimi ile tebaasına kendisini sevdirmişti. Bizzat halk içine girer, onlarla dertleşirdi. Hareketlerinde çok hesaplı davranır ve hiç telaş etmezdi. Bu özelliklerini sadece Türkler değil Batılı tarihçiler de tasdik etmiştir. İşte bu şanlı sultan, Gebze’nin ve Kocaeli yarımadasının hem Osmanlı, hem de İslam yurdu olmasında büyük emek sarf etmiş bir hizmet eriydi. Orhan Gazi bir devlet reisi sıfatı ile harplerde bizzat ordularının başında daima bulunmuştur. Orhan Gazi, Osmanlı devletin muntazam bir idare sistemine bağlanması lüzumunu görmüş bir devlet adamıdır. Müslüman Türkler Avrupa’ya ilk defa Orhan Bey zamanında geçmişlerdir. Kocaeli, Düzce, Sakarya, Gebze ve Çayırova bölgesi başta olmak üzere İstanbul’un Anadolu yakası tamamen Sultan Orhan gazi zamanında Osmanlı topraklarına katılmıştır.
Yeni fethedilen Hıristiyan topraklarında yaşayan yerli Hıristiyan halkın Osmanlı hayranlığı, yeni fetihleri de kolaylaştırmıştır. Orhan Gazi’nin hükümdarlığı döneminde yeni bir strateji ortaya çıkmıştır. Bu strateji Bizans’a yardım etme adı altında Rumeli’ye Osmanlı askeri gönderilmesi ile başlayıp; Osmanlıların ve Türklerin Rumeli’de toprak edinip şehirlere de yerleşmesi sonucunda ta orta Avrupa’ya ve Viyana’ya uzanacak olan Osmanlı fetihler sürecinin başlamasına vesile olmuştur.
GEBZE'DE BULUNAN ORHAN GAZİ VAKIFLARI
a) Sultan Orhan Vakfı
Gebze fethedilince Sultan Orhan Gebze'de kendi kurduğu vakfın karyesi olan şems köyü ile Gebze şehir bölgesini değiştirmiş, burasını şehirliye temlik etmiştir. Bu arada kurulan Sultan Orhan Vakfına da çeşitli gelir kaynakları ayrılmıştır. Danişmend köyü bunlardan birisidir. Ayrıca Tonuzluca ve Tuzla karyerleri de bu vakfın karyerlerindendi. Muhsabe kayıtlarına göre Gebze'de kurulu Sultan Orhan Vakfı 1700 yılında mukataa malları ve cizeye gelirlerinden toplam olarak 166.110 akçe geliri ve 166.410 akçe de gideri vardı. Bu meblağın dökümü Tablo 3'ten takip edilebilir. Buna göre vakfın çeşitli yerlerde gelir getiren mukataası vardır. Ayrıca gayr-ı müslimlerden alınan cizeye gelirlerinin bir kısmı da vakfa gelir olarak bırakılmıştır. Giderlerin ise büyük bir kısmı camide görevli bulunan hizmetliler ile iman, vaiz, hatip vs. görevlilere ayrılmaktadır. Ayrıca camiinin masrafı olan balmumu, kandil yağı ve vakfa ait olan hububatın satılmak üzere maledilmesi için kiralanan gemilere ödenen navlun-ı şegine giderleri de önemli bir yekünü tutmaktadır. Bunun yanında vakfa yükletilen avaid türünden masraflar ve vakfın çeşitli tamirat giderleri gibi sabit giderler de vakfın tabii masraflarındandır. Bundan başka bir önceki mütevelli döneminde ortaya çıkan mukataa zararı da sözkonusu yıl giderleri içindedir.
Orhan Gazi'nin kumandanlarından Akçakoca'nın oğlu ve Gebze'ye ilk olarak atanan kadı olduğu rivayet edilen İlyas Bey Gebze'de bir zaviye, mescid ve mektep yaptırarak bunları vakfetmiştir. Vakfın 18. yüzyılda şeh Kavağı ve Kartal nahiyelerinde mezra arazisi mülk toprağındandır.
c) Kadı Feyzullah efendi vakfı
İlyas Bey'in damadı olduğu rivayet edilen Kadı Feyzullah Efendi'nin kurduğu vakıftır. Çeşitli yerlerde mal varlığı vardır. Bunlar 16. yüzyılda çeşitli tarlalar, çok sayıda dükkanlar, bir bağ bahçe yeri, bostanlık, dolap kuyusu ve bir handırlar. Ayrıca 1742 tarihinde Pendik köyündeki bir han da bu vakfın gelirleri arasında idi. 1831 yılı muhasebe kayıtlarına göre vakfın gelir kalemleri Pendik ve Çengel köyleri mukataaları ve onlara bağlı yerlerden sağlanan iltizam gelirleri vakfa öşür veren yerlerden sağlanan gelirler (bu tarihte toplam 58 kile hurubat gelir olarak alınmıştır.) menzilhanede bulunan bir kahvehaneden bulunan bir hane ev kirası ve yine Gebze'deki Kutbeddin Vakfından iki senede bir mutad olarak alınan gelirlerden ibarettir.
Gelir ve giderler kalemlerinden elde edilen sonuca göre vakfın gelir ve gider alanları sınırlıdır ve giderler giderleri karşılamaktadır. Giderler zaviyedeki harcamalara ayrılan zahire giderlerinden ibarettir. Ayrıca zaviyeye yapılan yiyecek masraflarının bir kısmı öşürleri vakfa gelir olarak ayrılmış bulunan bazı köylerden ayni olarak alınan öşürden karşılanmaktadır. Ancak bunlar yetersiz kaldığından para karşılığı da erzak alınmaktadır.
Orhan Gazi ile ilgili daha önce yazdığımız yazıları aşağıdaki linklerden okyabilirsiniz.
http://www.belgeselyayincilik.com/sultan-orhandan-fatih-sultan-mehmete-cayirvada-devri-alem
http://www.gebzegazetesi.com/gebzede-vakif-kulturu-ve-coban-mustafa-pasa-makale,1063.html