Üniversiteler bulundukları şehrin ve kentlerin en önemli marka değerleridir. Üniversiteler şehirlere kalite getirir. Kültür ve medeniyet getirir. Bir zamanlar Türkiye’de ki seçkinciler lobisi yüzünden yeni üniversite açılmasına izin verilmiyordu. Son yıllarda hemen hemen Türkiye’nin her iline ve birçok önemli bölgesine yeni üniversiteler açıldı. Yine seçkinciler lobisi her ile üniversite açılmasına da karşı çıktı. O lobiye rağmen her ilde bugün bir üniversitemiz var. Bu Türkiye’nin kalkınmasının da işaretidir. 

Yeni açılan üniversitelerin elbette birçok sorunu var. Birçokları başarısız. Bazı üniversitelerimiz ise bir çok eski üniversiteye göre çok daha başarılı ve çok daha kaliteli eğitim veriyorlar. Bütün siyasi tartışmalara üniversiteler üzerinde oynanan entrikalara rağmen üniversitelerimiz gerçekten başarılarına başarı katıyor ve hedeflerini büyüterek yollarına devam ediyorlar. Sorun ve sıkıntı yaşayan üniversitelerde kendilerini yenilemekte, yepyeni kadrolarla Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 2023 yüzüncü yılı vizyonunu yakalama hedefi içerisindeler. 

YÖK ve Üniversite rektörlerimizin dikkatine
1980 ihtilal darbesinin ürünü olan Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) sürekli tartışma konusu oldu. Türkiye üniversitelerini, uluslar arası üniversiteler ile yarıştıracak çalışmalar yapacağına ideolojik ve siyasi tartışmalarda ön sırayı aldılar. Yıllarca başörtüsü ve türban kavgası ile kıymetli zamanlar yok oldu gitti. Onun yerine bilimde, akademik çalışmalarda ve toplumun bilinçlenmesinde öncü rol oynasalardı. 

YÖK Başkanına buradan seslenmek istiyorum. Üniversitelerle ilgili ciddi araştırmalar yaptırılmalı. Yerel ve genel baz da anketler yaptırılmalı. Başarılı olanları ödüllendirip kamuoyu ile paylaşmalı, neden başarılı olduklarını maddeler halinde kamuoyuna açıklanmalı. Başarısız olan üniversiteleri de neden başarısız olduklarını gerekçeleri ile kamuoyuna açıklanmalı. YÖK ceza veren bir kurum değil, yönlendirici ve teşvik edici bir kurum haline gelmelidir. 

Üniversite rektörlerimiz bulundukları şehirle kenetlenmeli, bulundukları şehrin ve ilin dinamitleri ile bütünleşmeliler. Bugün Kocaeli Üniversitesi’ni örnek gösterirsek, birçok fakültesi, 80 bin öğrencisi ile şehirden ve ilçe merkezlerinden uzakta kendilerine yeni bir şehir kurarak merkezi bir idare haline geldikleri için Kocaeli kamuoyundan, Kocaeli kentinden, Kocaeli halkından ve sivil toplum kuruluşlarından tamamen kopuk durumdadır. Bunun birçok sebebi var. Ama en önemli sebebi yıllarca Kocaeli Üniversitesi’nin bir karı-koca tarafından idare edilmesi ve seçkinci bir konumda kendilerini konuşlandırmalıdır. 

Kocaeli Üniversitesi’nin yeni rektörü Sayın Prof. Dr. Sadettin Hülagü’ye büyük görev düşüyor. Kocaeli Üniversitesi’nin eski yönetiminde kaynaklanan Kocaeli’den uzak, halktan kopuk yönetim anlayışını sonlandırarak Kocaeli Üniversitesi’ne yepyeni bir vizyon kazandırarak Kocaeli Üniversitesi’yle, Kocaeli halkını birleştirip kaynaştırabilir. Kocaeli Üniversitesi’nde toplantılar organize ederek Vali’den, Belediye başkanlarına, Kaymakamdan, ilçe belediye başkanlarına, meslek kuruluşları ve STK’ları üniversitede toplayarak ortak çalışma platformları oluşturabilir. En önemlisi Kocaeli Üniversite öğrencilerine Kocaeli’yi tanıtabilir, özetle Kocaeli Üniversite adına yakışır, gerçek bir Kocaeli’nin Üniversitesi olabilir.
Gebze Teknik Üniversitesi’de her ne kadar yenide olsa Gebze İleri teknoloji Enstitüsü’nün temelleri üzerinde yükseliyor. Gebze Teknik Üniversitesi’nin de çok önemli hizmetler yapacağını yeni rektör Sayın Prof. Dr. Haluk Görgün’ün, Gebze’yle değil tüm Kocaeli’yle teknik üniversiteyi birleştirip, bütünleştirmeli. Kocaeli’de ki kurum ve kuruluşlarla işbirliği yaparak Teknik Üniversiteyi, bilgi ve bilişim çağının gereklerine uygun olarak çalışmalar yapılmalı. 

Üniversite öğrencilerimizin değeri
Üniversite öğrencilerimiz gerçekten çok güzel, pırıl pırıl gelecek vaad ediyorlar. Üniversiteler üzerinde oynanan oyunlara, sinsi planlara, ayrımcılıklara rağmen üniversite gençliği bu oyuna gelmiyor. Üniversite gençliğimiz ile gurur duymalıyız. Üniversite gençliğine sahip çıkmak için devlet ve millet olarak topyekün bir seferberlik başlatılmalı. Üniversite gençliğimizin her alanda bilgili olarak yetişmesi sağlanmalı. Gençlik, tarih ve kültür bilinci ile yetişmeli. Sorgulayan bir gençlik olmalı. Üniversiteler adeta sosyal, kültürel bir yaşam merkezlerine dönüştürülerek öğrencilerin zorlanarak değil eğlenerek eğitim almaları sağlanmalı. 

Bir grup Kocaeli Üniversitesi öğrencisi önceki gün bizleri ziyarete geldiler. Dünde bu konuyla ilgili ayrıntılı bir yazı kaleme aldım. Orada da belirttiğim gibi gençlerimiz daha eğitime başladıkları sırada ‘nasıl eğitimimizi tamamlayıp, iş bulabiliriz?’ endişesi ile hayata atılıyorlar. Onları iyi yönlendirmek, iyi iş imkanları sunmak için hedefler belirlenmeli. O konuda yazdığım makaleyi wwww.gebzegazetesi.com’da ki http://www.gebzegazetesi.com/canakkale-sehitleri-ve-universite-gencligi-makale,992.html Linkinden, Canlı Makalemizi ise www.kocaeligebze.tv’ deki http://kocaeligebze.tv/v/39473/smail-kahramanla-canli-makale---kocaeli-niversitesi-gazetecilik-#.VQp9C46sWSo linkten izleyebilirsiniz.

Kocaeli ve GTÜ ile ilgili neler yazdım?

Kocaeli ve Gebze Teknik Üniversitesi ile ilgili bugüne kadar birçok makale yazıp, Canlı Yayında Calı Makaleler sundum. Her iki eğitim kurumumuzla ilgili bugüne kadar yazdığım yazıların internet ortamındaki linklerini sizlerle paylaşıyorum. 

Kocaeli Üniversitesi’den tarih ayıbı!; http://www.belgeselyayincilik.com/ismail-kahraman/makaleler/kocaeli-universitesinin-tarih-ayibi

GYTE Gebze Teknik üniversitesi olurken; http://yenigebze.com.tr/Koseyazisi-11691-gyte-gebze-teknik-universitesi-olurken.html



banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981