Cumartesi günü Biga İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Spor Salonu’nda Çocuk Oyunları Ligi karşılaşmalarını izleme şansı buldum. Oyunları izleyen arkadaşımız, aynı yerleşkede Yerel Yönetimler Zirvesi’nde siyasilerin ucuz nutuklarını dinliyordu. Fırsat bu fırsattı...

Salon çok güzel. Çocuklar harika. Çocuklar mutlu... Cumartesi günlerini çocuklara ayıran eğitimcilere tanık oldum. Kısa bir sohbet olanağı da buldum, gurur duydum.

Çocuk Oyunları Ligi muhteşem bir proje!

Neden mi?

1.
Geleneksel çocuk oyunlarımız, modern spor anlayışına uygun bir yapıda “ben varım” diyor.

2.
İnternet ve cep telefonları ile kalabalık içinde yalnızlaşan çocuklarımız; topluca, birlikte, yüz yüze oyun oynarken, spor yapıyor.

3.
Kız ve erkek çocuklar aynı takımda birlikte oynuyorlar. Zaman zaman teke tek karşılıklı yarışıyorlar.

4.
Kalabalık takım sporu, ama aynı zamanda bireysel.

5.
Bilgi, yetenek, emek, algılama, karar verme, uygulama neredeyse tüm insani fonksiyonlar kullanılıyor.

6.
Salonda bitmiyor. Okul bahçesine, sokağa, eve taşınabilen bir yapısı var.

7.
Gösterişli yatırımlar gerektirmiyor, dibine kadar amatörlük yaşanıyor.

8. Çocuklar salonda oynar gibi yarışırken; kardeşler, anneler, babalar da tribünde eğleniyorlar.

9. Yalnızca çocuklar arasında değil, ailece oynanabilir yapısıyla, birleştirici, kucaklayıcı özelliği var.

Benim gördüklerimin özeti bu. Sosyologlar, psikloglar ve pedagoglar değerlendirse, kim bilir daha kaç madde olumlu açılımlar not ederler.

Cumhurbaşkanı Gül’ün destek verdiğini biliyorum. Başbakan’ın da, Biga Kaymakamı Fatih Genel’in de...

CHP’li Çanakkale Belediyesi’nin de, partisiz İstanbul Şişli Belediyesi’nin de...

Doğru bir projenin kime ait olduğu değil, ne olduğu önemlidir. Bu proje doğrudur ve yurdumun çocuklarını küresel yalnızlaşmaya karşı; geleneksel olanla, çağdaş spor anlayışını buluşturarak sağlıklı kılacaktır.

Projeyi hazırlayanlara, uygulamaya koyanlara, emek verenlere alkış tutuyorum.

Annemden dayak yemeyi göze alarak sokakta oynadığım günleri anımsadım. “Sokak çocuğu olursun” uyarısı kulaklarımda çınladı; ama tribünde çocukları izlerken, çocukluğumdaki gibi ona sitem edemedim.

Mendil kapmacayı izlerken, çocukların empati kurma yeteneği kazandığına tanık oldum. Rakibinin neler yapabileceğini kestirmeye çalışan minicik gözleri, zaman zaman kendi gözlerim sandım. Üstelik sportmenceydi. Büyüklerin dünyasındaki çirkinliklerden de eser yoktu.

Sek Sek Oyunu'nu izlerken, çocukluğumuzda bize giydirilen bağnazlığı anımsadım. “Erkekler sek sek oynamaz” derlerdi. Gördüm ki, birlikte ne kadar güzel oynanıyor. Ayşe bacı! Fatma abla! Hüseyin abi! Silelim beyinlerimize sinsice şırınga edilmiş cinsel ayrımcılığı, gelin biz de birlikte oynayalım. İzin verelim, bedenimize de, bilincimize de  beynimiz hükmetsin!

Ya da...

Çocukların mutluluğundan, çaktırmadan pay almak için, onları izlemeye gidelim. Bir de bakmışız ki; yaşlı bedenimiz, biçimlendirilmiş ön yargılarımızdan sıyrılmış, çocukluğumuzun hiç bitmeyeceğini farkedivermişiz.

Biga, bu güzel projenin ilk iki adresinden biri oldu. Biga’da devam eden Çocuk Oyunları Ligi, Çanakkale Belediyesi adını taşıyor. Çanakkale Belediyesi daha uzun süre lige adını vermek istiyor. Bu proje, dev şirketlerin de ilgisini çekmeye başladı. Türkiye çapına yayılacağı ve her il ve ilçede yapılacağı da açıkça görünüyor.

Biga’ya, ilk adım da yapılmış bir yanlışın bedeli bu. Bigalı bu fırsatı değerlendiremedi, Biga vizyonu ile buluşturmayı bugüne dek başaramadı ama henüz fırsat kaçmış da değil. Kaymakam Fatih Genel sahiplendi. Fakülte Dekanı Prof. Dr. Kazım Kirtiş’in sağladığı olanaklar çok yapıcı oldu. CHP İlçe Başkanı İsmail Işık ve CHP’li Karabiga Belediye Başkanı Muzaffer Karataş’ın, seyirci ulaşımı için uzattığı el de açıkçası sevindirici.

Nutuk çekmekten çok daha önemli şeylerin olduğu anlaşılsın diyedir bu yazı. Anlayanlara elbette...
banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981