İstiklal Marşı’nın kabul edilişinin 94. Yıl dönümünde Gebze Kültür Merkezi’nde etkinlikler düzenlendi. Gebze Kaymakamlığı tarafından düzenlenen etkinlikte konuşan Gebze Kaymakamı Mehmet Arslan; ‘Mehmet Akif Ersoy’u İstiklal Marşı’nın kabul edilişinin 94. Yıl dönümünde bir kez daha anıyoruz. Son günlerin moda tabiriyle o adam gibi adamdı. Herkes tarafından söylenir. Kendisinin maddi sıkıntılar içerisinde olmasına rağmen ödülü kabul etmeyen, yazdıktan sonrada yazdığı Safahat kitabına bu şiiri milletin malı diye koymayan bir anlayışı vardı. Biz Mehmet Akif’i keşke örnek alabilsek. Keşke yaşantısıyla, kişiliğiyle ve en önemlisi de inancıyla örnek alabilsek. Kurtuluş Savaşı’nda Mustafa Kemal’e verdiği destek herkes tarafından malumdur. Ruhu şad, mekanı cennet olsun’ dedi.
SAFAHAT HEDİYE EDİLDİ
Gebze Kaymakamı Mehmet Arslan’ın yaptığı konuşmanın ardından öğrenciler tiyatro gösterisiyle İstiklal Marşı’nın nasıl yazıldığını anlattı. Farklı etkinliklerle devam eden anma programının sonunda katılımcılara Mehmet Akif Ersoy’un kaleme aldığı Safahat kitabı hediye edildi.
İSTİKLAL MARŞI NASIL YAZILDI?
Tarih 23 Nisan 1920 gününü gösterdiğinde Meclis açılmıştı. İstiklal Harbi başlamış ve ordularımız, Anadoluyu işgal edenlerle, etmeye çalışanlarla savaşıyordu. Yunan ordusu, başkent yakınlarına kadar girmişti. Başkomutanımız Mustafa Kemal Paşaydı. Meclis, bu ortamda birlik ve beraberliğimizi koruyabilecek yeni kurulmuş olan Türk Devleti için bir İstiklal Marşı yazdırmak istiyor. 20li yılların sonuna doğru, istiklal marşımızı bulmak üzere bir yarışma başlıyor. Katılımcı yazarlara 6 ay müddet veriliyor. İstiklal Marşımızı seçme yarışmasına bu tanınan müddet içerisinde tam 724 şiir ulaştırılıyor. O zamanki adıyla Maarif Vekaleti, yani Milli Eğitim Bakanlığı, bu şiirleri değerlendirmek için bir değerlendirme komisyonu kuruyor.
O dönemin Türkiyesinde böyle bir yarışma açacaksınız, bunu iletişim olanaklarının neredeyse sıfır olduğu bir ülkede herkese duyuracaksınız ve 724 şiir yarışmaya katılacak, zor iştir. Bu şiirler tek tek okunuyor, içlerinden 6 şiir elemeyi geçip Meclis Matbaası tarafından bastırılıyor ve milletvekillerine dağıtılıyor.
Ayrıca kazanan şiir için 500 lira ödül var. O zaman için çok büyük bir para. O sırada Maarif Vekili olan Hamdullah Suphi (Tanrıöver), Ankarada yaşayan ve aynı zamanda milletvekili olan ünlü şairimiz Mehmet Akif (Ersoy)dan da bir şiir istiyor. Fakat doğrusunu isterseniz, Ersoydan niçin şiir istendiğini bilmiyorum.
Elemeyi kazanan şiirler beğenilmemiş miydi, yoksa başka bir nedeni mi vardı? Bunun üzerine Mehmet Akif Bey Ben mebusum (milletvekiliyim), müsabakaya katılmam. Ayrıca bir şiir yazıp size veririm diyor. Evinde yazmaya başlıyor ve kahraman ordumuza ithaf ettiği şiiri bitirdiğinde, Maarif Vekaletine teslim ediyor. Böylece yarışmaya 7. şiir de katılmış oluyor.
Müsabaka sonuçlanıyor. Mehmet Akif Beyin şiiri Meclis kürsüsünden Maarif Vekili Hamdullah Suphi Bey tarafından büyük bir coşkuyla okunuyor. Büyük tezahürat ve alkışlar arasında ve oybirliği ile İstiklal Marşı olarak kabul ediliyor.
Tarih 12 Mart 1921
İstiklal Marşımızın şiiri kabul edildikten hemen sonra, kürsüden bir kez daha okunuyor ve bütün milletvekilleri bu kez ayakta dinliyor.
Meclis yetkilileri birkaç gün sonra Mehmet Akif Beye 500 liralık para ödülünü vermeye geliyorlar. Almayı reddediyor. Ben müsabakaya girmedim. Bu para benim hakkım değildir ve bana ait değildir diyor. Meclis yetkilileri ısrar ediyorlarBu parayı kasamızda tutamayız. Siz alın, isterseniz bir yere bağışlayın diyorlar. Mehmet Akif Bey bunun üzerine parayı alıyor ve hastanede yatmakta olan yaralı gazilerimize bağışlıyor.