Kent Demokrasisi
Biga Sivil Toplum Platformu toplantılarına katılımın azaldığı, işlevinin zayıfladığı; artık Biga Ticaret ve Sanayi Odası Meclisi’nde bile konuşulur duruma geldi. Yeni seçilen vekillerin geleceğinin duyurulduğu son toplantıya bile (Davetli 4 yeni vekilden yalnızca İsmail Kaşdemir katıldı. Buna da şükür...) ilgi çok zayıftı. Platformdan çok, sınırlı bir gündem üzerinde sözlü dilekçe verme ortamına dönüştü. Yaz geldi, şimdi de tatile çıktı zaten...
Biga STP’nin gerçek anlamıyla bir sivil platformuna dönüşmesine yönelik uyarılarım, bana da artık bıkkınlık verdi. BİSİAD dışında her biri yarı kamusal yapı olan odalar ve borsa başkanlarının daimi İcra Kurulu(?) diye kürsüde, diğer sivil toplum kuruluşları temsilcileri ise dinleyici koltuklarında... Yapı bir tür kast sistemi havasında. Sivil toplum kuruluşları temsilcileri, eşit koşullarda bir masa çevresine bir türlü oturamadı.
Uluslararası sözleşmelerin yasal düzenlemeyle yerel yönetimlere dayattığı Kent Konseyi, Biga’da STP’nin de ötesinde “Kent Demokrasisi” açısından yeni fırsatlar sundu. Ne yazık ki bu da hala anlaşılamadı, hatta anlaşılmaması için adeta özel çaba gösterildi.
BİGAZETE, Kent Konseyi genel kurulunda yaşananları manşetten duyurdu. Kent Konseyi delegesi sıfatım nedeniyle, gelişmeleri izleyen gazeteci kardeşlerimi yönlendirmek veya yazacakları habere müdahale; mesleki açıdan bana etik gelmedi.
Uzun süredir “Bensiz bir BİGAZETE yapın!” diye umutla yönlendirdiğim -itiraf edeyim hayli de sıkıştırdığım- genç kardeşlerime “İşte tam sırası!” dedim.
İlk kez, tüm okuyucular gibi BİGAZET’yi ben de kağıda basıldıktan sonra okudum. Sorumlu Yazıişleri Müdürü’yüm ama bu riski göze almalıydım. Takım çalışması bir aşama ileriye götürülmeliydi ve genç meslektaşlarıma öğrettiklerimin sonucunu da görmeliydim.
İyi de yapmışım...
Öğrenirken mutlu olan bir insan olarak; ilk kez içinde bulunduğum, gündeminde aktif rol aldığım Kent Konseyi genel kurulu ile ilgili BİGAZETE ne yazmış, nasıl yazmış okudum.
Bildiklerini ve yaşadıklarını anlatmak başka şey; algılanması ise başka şey. Genç meslektaşlarım, gazeteciliği BİGAZETE’de öğrenmelerine karşın, onlar bile benim ne yapmak istediğimi tümüyle algılayamamışlar. Yine de gazetecilik açısından haber sorunlu olmamış. BU duruma bir yandan sevindim, diğer yandan da kendimce dersler çıkardım.
Genel Seçim kampanyasının en civcivli döneminde, yerel siyasetçinin Kent Konseyi’ni önemsemeyeceğini ve bir dönemin daha boşa geçeceğini görmüştüm. Prof. Dr. Kazım Kirtiş Biga İİBF Dekanlığı’ndan istifa etmiş ve yeni dönemde Biga Kent Konseyi Başkanlığı’nı bırakacaktı. Biga’nın temsil gücü yüksek sivil toplum kuruluşlarının oldukça nitelikli isimlerinden oluşan Yürütme Kurulu da yeni dönemde görev almama eğilimindeydi. İstedikleri halde, Biga’da kent demokrasisinin gelişimi yönünde verimli olamamışlardı.
Biga Kent Konseyi’nin kurulması dahil, etkin biçimde işlevini üstlenmesi için “Kötü Adam” olmayı göze alarak, bugüne dek gösterdiğim çaba ve özveriyi; bu noktada bir adım daha ileriye götürme kararı verdim.
“Başkan adayıyım! Yürütme Kurulu’na kendi isteği ile girmek isteyen kim olursa olsun, onlarla çalışırım. Sürekli eleştir ama çözümü eleştiriye tahammülsüzlerden bekle... Olmuyor! Bu kez elimi bizzat taşına altına koyacağım” dedim.
Olaylar ve sorunlar yerine kişilerle uğraşanların iktidar bulunduğu Biga’da; benim gibi düşünsel temelde muhalif birinin Kent Konseyi Başkanı seçilmeyeceği, o kadar açıktı ki... Yerel iktidar “öcü” yapmış, yerel muhalefet ise uyuşukluğunun halk tarafından farkedilmesinin sebebi olarak beni görüyor...
Tek amacım vardı:
Kim Başkan olmuş, kimler Yürütme Kurulu Üyesi olmuş önemli değil. Kent Demokrasisi'ni işletmek ve Kent Konseyi’ni sağlıklı zeminine oturtmak Bigalı olarak benim de görevim! Üstelik konuyu bilenlerden biriydim. Kulaklara kar suyu kaçırarak amacıma ulaşmaktan başka çarem yoktu. Öyle de yaptım.
Kent Konseyi’nin iktidarı muhalefeti, tüm kesimlerin konuşabileceği bir demokrasi platformuna dönüşmesi, Biga Belediye Başkanı için “yeni bir dert” olacaktı. Bu öngörü ile “Başkan Adayıyım ve katılım az olduğu için, rahatça da seçilirim” dedim.
Kimlere mi?
Elbette Belediye Başkanı’na anında bu haberi uçuracağını ve gerekli tedbirlerin alınmasını sağlayacağını umduğum isimlere...
Başardım!
Neyi derseniz...?
1. Biga Kent Konseyi ilk kez büyük bir katılım ile genel kurul yaptı.
2. Bizzat ben, bir delege olarak Kent Demokrasisi için küçük bir örnek sundum.
3. İlk kez iddialı bir Kent Konseyi Başkanı seçildi. Çalışacak başka çaresi yok!
4. İlk kez iddialı bir Yürütme Kurulu oluştu.
Gerisi mi?
İzleyip göreceğiz...