22 Mayıs 2014 Perşembe günü Biga Kaymakamlığı’nda bir toplantı yapılıyor. Haberi bigazete.com.tr ’ de okumuşsunuzdur. 
Soma Eynes yeraltı kömür ocağınca toplu cinayete kurban giden kömür madeni işçilerinin yakınlarına parasal yardım yapılması için kampanya açıyorlarmış.
Kaymakam orada, CHP’li Belediye Başkanı orada, AKP Biga İlçe Başkanı orada, Kent Konseyi Başkanı orada, meslek odaları temsilcileri orada...
Ayıptır beyler!
Günahtır beyler!
“Her yerde yapılıyor, biz de yapalım” kampanyasıdır bunun adı.
Eğer Türkiye bir hukuk devleti ise, öldürülen işçilerin yakınlarına para yardımı yapmak, o işçilerin yakınlarına hakarettir.
Hiç mi haber okumazsınız?
Kamu yöneticileri olarak hiç mi kamu verilerine, rakamlarına bakmazsınız?
Öldürülen işçilere hem “Şehit” diyeceksiniz ve hem de yakınlarını dilenci yerine koyup, para yardımı yapmaya kalkacaksınız...
Niyetinizden kuşku duyulamayacağına göre; hukuktan, mevzuattan, devletin yapısından habersiz olduğunuz için böyle davrandığınızı düşünerek, uyarmak istiyorum.
Soma Eynez Linyit Kömürü Ocağı aslında devletin Türkiye Kömür İşletmeleri’ne ait bir işyeridir. Soma Holding TKİ’nin yalnızca bir taşeronudur. Aralarında bir hizmet alım sözleşmesi vardır.
Taşeron ve taşerona çalışan işçiler gerçekte TKİ’nin işçisidir.
Tıpkı ÇOMÜ’deki taşeron işçilerin ÇOMÜ’ye ait olduğunun belgelendiği gibi...
Öldürülen işçilerin yasal parasal haklarını bir yana bırakıyorum. Onları mutlaka yakınları alacaktır.
Asıl bilinmesi gereken; TKİ ve taşeronu Soma Holding’in, 301 işçinin cesedine basarak paylaştığı olağanüstü karlar.
Geçen hafta yazdım üstelik. Yalnızca TKİ’nin, yalnızca Soma’nın bağlı bulunduğu Ege Linyitleri İşletmesi’nin ve yalnızca 2012 yılı karı 286,2 milyon lira.
İstanbul’a gökdelen diken Soma Holding’in vergi vermeye tenezzül etmediği karını siz düşünün...
Benim kişisel tahminim, 2009 yılından bu yana yalnızca öldürülen işçilerin sırtından kazanılan haksız kazanç, 301 milyon liranın üzerindedir.
Türkçesi; öldürülen her işçi başına 1 milyon TL, analarının ak sütü gibi kendi kazandıkları hakları var.
Eğer bu ülkede duyarlı, vicdanlı kamu ve sivil güçler varsa; öldürülen işçilerin hakkı olan bu paranın, öldürülen 301 işçinin yakınlarına verilmesini sağlamalıdırlar. Bunun için çaba göstermelidirler.
Helal olan bu paradır ve “Biz size yardım ettik” tepeden bakışına da gerek yoktur!
 Öldürülen 301 işçinin yakınlarına verilecek destek, halen yaşayan 48 bin yeraltı maden işçisinin yaşamını güvence altına alma yönünde olmalıdır.
Kömür ocakları nasılsa kapatılamayacak. Yerin altında maden varsa nasılsa çıkarılacak.
Asıl olan, iş güvenliğinin bir “ürün maliyeti” değil, “insana verilen değer” olduğunu yaşatacak bilimsel ve teknolojik tedbirlerin alınmasıdır.
Ölümden sonra “Paralı Ağlayıcılar” olmaktan bunalmadık mı? 
banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981