
“Yıldızlara Dönüş” kitabında Erich von Däniken, Amerikalı tanınmış uzay biyoloğu olan Carl Sagan’ın “Dünyamız tarihi boyunca en azından bir kez dünya-dışı bir uygarlığın temsilcileri tarafından ziyaret edildi” dediğini yazar. Zaten beyaz perdenin dünyaya ayak basan uzaylılarla dolmasına yol açan da işte bu fikir değil midir? Yani, “Acaba ne zaman gelecekler?” değil de “Geldiklerinde ne oldu?” sorusu. Tabii ki bu soru yurdumuzun topraklarında da soruluyor ve cevap “Badi” (1983) filmi oluyor…
Badi’nin Saz Arkadaşları
1983 yılında çekilen ama 1984 yılında gösterime giren bu 78 dakikalık film, sinema tarihimiz için çok “nadide” bir eser. Özellikle filmin arkasında çok şaşırtıcı bir ekip olduğunu hatırlatmak gerekiyor. Filmin senaryosu bir ustanın, Vedat Türkali’nin oğluna emanet edilmiş. Barış Pirhasan’ın -Veysel Candan takma adıyla- yazdığı ilk senaryo “Badi” filmine ait. Yapımcı koltuğunda, Yılmaz Güney’in senaryosunu yazdığı “Yol” (1982) filmini çekerek bir yönetmen olarak rüştünü ispatlayan Şerif Gören oturuyor. Gelelim filmin medarıiftiharı olan yönetmenimize… Zafer Par, Steven Spielberg’ün “E.T. the Extra-Terrestrial” (1982) filminden 1 yıl sonra, bu filmin sadık (!) bir remake’i olan “Badi” ile kariyerinde ikinci kez yönetmen koltuğuna oturuyor. Filmin görüntü yönetmeni ise “Üçüncü Göz” (1988), “Manisa Tarzanı” (1994), “Büyü” (2004) gibi filmlerin yönetmeni olarak tanıdığımız Orhan Oğuz’dur. Bu nevi şahsına münhasır ekibi, filmin müziklerine el atan Yeni Türkü tamamlar.
Badi Badi Yürüyen Minik Uzaylımız
Hatırlarsanız “E.T.” filminde uzaylımızla yakınlaşan 3 kardeş çocuk vardı. “Badi”de ise kardeş çocukların sayısı 4’e çıkartılmış ve bunlara yapayalnız bir çocuk daha eklenmiş. Tabii filmi yerli ve milli bir hale getirirken arttırdıkları tek şey filmdeki çocuk sayısı değil. “Badi”nin hikâyesi inşa edilirken, “E.T.”nin bütün hikâyesi aynen kopyalanmaya çalışılmış, görselleştirmesi zor olan kısımlar çıkartılıp orijinal hikâyede olmayan bazı yan karakterler ve yan hikâyeler de filme eklenmiş. Peki, iki film arasında ne gibi farklar var? “E.T.”nin ağır ama sürükleyici temposunun yerini, “Badi”de seyirciye nefes aldırmayan bir curcuna alıyor. “E.T.”de gördüğümüz çocuklar, popüler kültürle içli dışlı olan zeki ama sıradan çocuklarken, “Badi” filmindeki çocukların bazıları sadece zeki değil bilimle ilgilenen ve Erich von Däniken okuyan birer deha olarak karşımıza çıkıyor.
Dur Durak Bilmeyen Bir Curcuna
“Badi” görünüşte sadece eğlencelik bir film gibi durabilir ama derinlerde kendini fazla ciddiye aldığının emarelerini bulmak da pekâlâ mümkün. Zaten filmi izlerken kendimize sürekli şunu soruyoruz: Acaba bütün bunlar komiklik olsun diye mi yapılmış, yoksa gerçekten ciddiler mi? Film boyunca bu gelgiti sürekli hissediyoruz desek abartmış olmayız. “Badi”nin ciddi bir bilim kurgu filmi mi, yoksa eğlenceli bir çocuk filmi mi olması gerektiğine bir türlü karar veremeyen yaratıcı ekip, bir yerden sonra şirazeden çıkıyor! Ama atalarımızın dediği gibi: “Koyunun bulunmadığı yerde keçiye Abdurrahman Çelebi derler.” 80’li yıllarda bilim kurgunun bir avuç örneğini gördüğümüz ülkemizde “Badi” gibi bir film, bana kalırsa tüm olumsuz taraflarına rağmen dikkate alınması gereken bir eser.