‘’ Ben yürürüm yana yana

   Aşk boyadı beni kana

   Ne akilem  ne divane

   Gel gör beni aşk neyledi ‘’ ( Yunus Emre )

     Hayatına ilişkin kesin bilgilere ulaşılamasa da 1241-1321 yılları arasında yaşadığı tahmin edilen Yunus Emre , tasavvuf Edebiyatı’nın en güçlü isimlerindendir . İnsanı insan olduğu için Yaratılan ‘ dan ötürü sonsuz hoşgörüyle seven , söyledikleri ve hayat tarzıyla hem etrafındakilere hem de kendinden sonrakilere örnek olan ozan , derviş .

Hocası Taptuk Emre , yetiştiği yer O’ nun dergâhı . Bu dergâhta tam kırk yıl hizmette bulunur Yunus öf bile demeden , odun keser sırtında taşır nefsini terbiyede ve şeyhine saygıda kusur etmez . Zamanı geldiğindeyse yollara düşer , dili  döndüğünce gücü yettiğince içindeki hakikati sesiyle nefesiyle insanlara duyurur . Ağzından çıkan cümleler bazen nasihattir bazense gönül yolculuğunda vuslata duyulan hasret . Her daim gurbettedir Koca Yunus , onca insan arasında bir başına kalmış hakikat gurbetinde . Naiftir , zariftir , hakiki aşk yolunda incelerden ince bir gönlü yüce .

‘’ Edebim el vermez

   Edepsizlik edene

   Susmak en güzel cevap

   Edebi elden gidene ! ‘’ ( Yunus Emre )

Boşuna asmamışlar eskiler baş köşeye bu levhaları .

Edep ya hû ! dediğimiz yüzyılımızda ne çok ihtiyacımız var Yunus ‘ un duruşuna .

Bugünlerde ne kurduğumuz cümleler  doğru ne de biz , ne hakikati yaşar ne de edebi biliriz .

Şikayetler fırtınası değildir tesellimiz , bir kez aynaya baksak , baksak şöyle bir kez aynaya sahi ne kaybederiz .

Fani yürekte ölmeden azgın nefis , doğruluk düsturunu hayata geçirebilmek mümkün mü ?

Komşun açken tok yatıyorsan bırakın tok yatmayı komşuluk nedir bilmiyorsan kul hakkına nereden başlamalı dersiniz .

Herkes haram yiyen harami , ülkeler devletler milletler ya onların içini dolduran kalabalıklar fukarası . Azınlıktaysan suçluluk yaftasıyla dolaşmaya mahkumsun susmak sesini çıkartmamak en iyisi . Ahir zaman bu ya ! güçlüler haklıdır haklılar güçsüz  öyle mi ?

Koca Yunus iyi ki de bu çivisi çıkmış devirde yaşamamış , mal mülk toprak kavgasıyla başı beladan kurtulmayan insanoğlunun utancını , tek başına göğüslemek zorunda kalmamış . Hangi kelimelerle hangi cümleleri kayda geçirsek nafile . Bozuldum bozuldun bozuldu velhasıl bozukluk baştan ayağa yılan misali sarıverdi ruhumuzla bedenimizi . Burnumuz nahoş kokulara o kadar aşina ki artık rahatsız bile olmuyoruz zamane çöplüğünden .Hayatın kıyısında kenarında oyalanıyoruz derme çatma oyuncaklarımızla  ne kadar eğri iş varsa toplanıp bir araya gelmiş sözümüzde , özümüzde varlığımızın gerçeğini unutmuş biz olmaktan  uzağız her nedense . Noktaları başkaları koyarken hayat sayfasının yaprağına virgüller  çoktan silinmiş defterimizden . Haydi ! haksızlık etmeyelim kendimize desek zaten hep kendimizde değil miydik .Şeyhinin dergâhına odunun bile eğrisini sokmayan Yunus şu perişan halimizi görse ne derdi acaba .

Koca Yunus ‘ u anlatmak haddimiz değil elbet , hatırımıza düşen bir süredir Hak davasındaki sessizliğimiz ikiyüzlülüğümüz . Bizim de dergâhımız doğru kesilmiş odunlara muhtaçken bunca eğrilik yanlışlık  niye ? Her şeyin kabahatlisi  değişen zaman mı yoksa çağdaşlık kılıfıyla önümüze sunulan mı ?

 Ah Yunus Ah ! biz ademoğlunaysa vah ki ne vah .

                                                                              Sibel Çakcak

 

 

banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981