Henüz küçük yaşlarda dile geldi bu kalem
Kendinden habersizce şiirlere başladım
Zülfü yar-e değmeden gönülden düştü kelâm
Ne kimseyi incittim ne kimseyi taşladım
Gece karanlık ıssız dolaştım öyle nahoş
Hakikat menzilinde amaçsız elim bom boş
Yürüdüm adım adım ne sevinçli ne de hoş
Aradığım her sesi dizelere işledim
Bin bir umut besleyip adını seslenerek
Zirvesi karla kaplı dağlara yaslanarak
Tek başına çaresiz kendimle paslanarak
Herkes bahar yaşarken gölgesinde kışladım
Sadakati ararken gerçeklerle çevrildim
Bin parçaya bölünüp temelinden devrildim
Yaş kemale erince ayazlarda kavruldum
Bu sevdanın uğruna kalbimi ateşledim
Kapılmış gidiyorum ömrüm yağlı kızakta
Esir düştü bu beden kurulmuş her tuzakta
Ruhumda beslediğim o can benden uzakta
Olmayacak vuslatı hayallerle düşledim
YAKUTİ kaldır başın vurma kendini yere
Hiç değil yâr bağında şöyle dolaş bir kere
Nasıl olsa savurmuş kaderin yerden yere
Geçtim artık her şeyden yoruldum yavaşladım
Hacer Alioğlu Yakuti