KÜLTÜR VE SANAT:
Ömerli Barajı'nda çevre katliamı...

03 Nisan 2015 Cuma 13:48

Geçtiğimiz yıl susuz bir yaz geçirmiştik. Su zengini olan Türkiye’de susuzluk çanları çaldığında suyun ne kadar önemli olduğunu anlamıştık. Suyun hayat olduğunu, en değerli varlık olduğunu bir kez daha anlamıştık. Hep öyle oluyor. Tehlike çanları çalınca aklımız başımıza geliyor. Değerleri kaybedince kıymetini anlıyoruz. Aslında değerlerimize sahip çıkıp kıymetini bilmeliyiz. Tıpkı suyun kıymetini susuz kalınca bildiğimiz gibi.

İstanbul’un Anadolu Yakası’nın ve Gebze Bölgesi’nin yıllarca hayat kaynağı olan Ömerli Barajı’nda önceki gün bir araştırma yapma imkânım oldu. Uçaktan seyrettiğim Ömerli Barajı’nı bir kez de yerinde gezmek ve görmek istedim. Bir vesile ile Ömerli Köyü’ne ve baraj bölgesine giderek ön araştırmalar yaptım. Birçok kişiyle görüştüm. Bölge Çekmeköy İlçesi’ne bağlı bir mahalle olmuş. Bir zamanlar köy hayatı yaşanan yer sessiz ve sakin. Devr-i Alem programı olarak tarihe not düşüp, zamana noterlik yapmak için bu yazıyı kaleme aldım.

ÖMERLİ KÖYÜ KORUMA ALTINA ALINMALI!

Ömerli Köyü, yazılı belgelere göre 600 yıllık geçmişi olmasına rağmen ciddi bir kültür envanteri çıkartılmamış. 300-400 yıllık tarihi mezar taşları çalınıyor ve kırılıyor. Birçok ahşap muhteşem mimariye sahip evler adeta yıkılmaya terk edilmiş. Asırlık çınar ağaçları hoyratça yok ediliyor. Tarihi mezarlıklar adeta yok edilerek, Ömerli’nin manevi tapu senedi siliniyor. Bölgeye hayat kaynağı veren İstanbul’un su merkezi Ömerli Barajı çevresindeki ormanlık bakımsız ve yok olmak üzere.

Ömerli Köyü’nde kısa bir tur atıyorum. Cana yakın insanlar, muhteşem mimarisi olan evler, bütün çarpıklık ve vefasızlığa rağmen köy hayatı, bahçede çalışan teyzeler, ev kapısında çalışan traktörler, büyük ve küçükbaş hayvan sesleri… İnsanı derinden etkiliyor. Ancak köyün mahalle haline dönüşmesi köy hayatını bitirmiş. Üstelik İSKİ’nin arıtma suyunun Ömerli Deresi’ne verilmesiyle, büyük çevre katliamı yapılıyor. Adeta İSKİ, Ömerli Deresi ve Riva Deresi üzerinden Karadeniz’i kirletiyor. Atıkların bu dereye verilmesi yüzünden Ömerli su havzası ve barajda büyük tehlike içerisinde. Bölgeye rast gele yapılan fabrikalar, çarpık sanayi büyük imar kirliliğine neden oluyor. Üstelik bölgenin imara açılması ile çarpıklık daha da artacak gibi.

BAŞBAKAN, ÇEVRE KATLİAMINA DUR DEMELİ

Ömerli Barajı’nda yaptığımız araştırmada daha korkunç bir olayla karşılaşıyoruz. Tüm köylülerin ayaklanmasına rağmen Ömerli Barajı çevresine taş ocağı için ruhsat verilmiş. Barajı yok edecek, su havzasını perişan edecek, büyük çevre katlimana sebep olacak taş ocağına, kimler, nasıl ruhsat verdi? ÇED raporu nasıl alındı? Taş ocağının arkasında kimler var? Kimler buna göz yumdu? Bu konuların araştırılması için bölge halkı, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun soruşturma açmasını istiyorlar. Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Ömerli Barajı’na sahip çıkması için özel ilgi ve desteklerini bekliyorlar.

 

ÖMERLİ KÖYÜ’NÜN TARİHÇESİ

Tarih bir milletin aynası ve temel taşıdır. Devr-i Alem Belgesel programı olarak Türkiye’nin bir çok yeri, dünyanında 80 ülkesinde belgeseller çekip araştırmalar yaparak ulusal ve bölgesel televizuon ve bölgesel medya kuruluşlarında yayınlamaya devam ediyoruz. Dünya’yı gezip dolaşırken yanımızdaki değerleri de ihmal etmiyoruz. Gebzeli bir gazeteci ve bir belgeselci olarak yıllarca Ömerli Barajı’nın suyunu içtim. Ömerli Barajı bizlere hayat kaynağı oldu. Ömerli’de de bir belgesel çekmek istedim. Ömerliyi şöyle bir gezip, dolaştım. Ömerli bütün vefasızlığa rağmen adeta bir tabloyu andırıyor. Birinci ve ikinci dünya harbinde tarihi köprüleriyle çok önemli yere sahip Ömerli’nin tarihi açısından fazla bir bilginin olmaması çok üzücü. Muhtarlık kaynaklarından elde ettiğim bir bilgiyi sizinle paylaşıyorum. 1300’lü yılların ortalarında Söğüt’ten Bursa’ya doğru harekete geçen bir beylikten, devlet olmaya giden yolun henüz başında olan Osmanlıların en değerli askerlerinden olan Akıncılar’a, gelecekteki bir fetih için, hazırlık ve istihbarat toplamaları amacıyla İstanbul’a yakın bir noktaya yerleşmeleri emrediliyor. Devletin başı Orhan Bey’in talimatıyla harekete geçen Akıncılar, önce Gebze’ye oradan da bugün de Ömerli adıyla anılan bölgeye geliyor ve o günlerin deyimiyle burayı yurt tutuyorlar. Coğrafi konumu ve verimli arazileriyle Ömerli, Akıncılar için doğal bir barınak olmaktan öteye bu göçer insanlar için ailelerini bırakabilecekleri kalıcı bir yer oluveriyor. İstanbul’un fethinde büyük önem taşıyan istihbaratı toplayan Ömerli sakinleri yani Akıncılar devletten imparatorluğa giden Osmanlılarda, önemlerini her gün arttırsalar da bu cennet topraklardan da kopmuyorlar.

Bugün Ömerli’de yaşayan halkın %80’i bu kökenlerini ve yaşananları asla unutmuyor. Ayrıca gelenek ve göreneklerine de sıkı sıkıya sarılarak geçmişlerine sahip çıkıyorlar. Osmanlı’nın yıkılışı ve yeni devletin yani Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasının ardından da eski önemini koruyan Ömerli, 1930’lu yıllarda Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün köylerini ziyaret ettiği bilinmekte.

ÖMERLİ BARAJI’NA SAHİP ÇIKMALIYIZ!

Yıllarca İstanbul ve Gebze bölgesi’ne su veren Ömerli barajına hep duyarsız kalmış, vefasızlık yapmışız. Ömerli’nin suyunu içen nice gazeteciler, siyasetçiler, yetkili ve yöneticiler, tarihçi ve araştırmacılar, Ömerli Barajı ile ilgili hiç bir şey yapmamışlar. Başta TRT olmak üzere bizim medyamızın gözünde Ömerli Barajı’nın, Çıldır Gölü kadar bile değeri yok. Kısaca Ömerli Barajı’nın tarihçesini sizlerle paylaşırken, herkesi Ömerli Barajı’na sahip çıkmaya davet ediyorum. Ömerli Barajı, İstanbul'da, Riva Deresi üzerinde, içme suyu temini amacı ile 1968 - 1973 yılları arasında inşa edilmiş bir barajdır. Toprak gövde dolgu tipi olan barajın gövde hacmi 2.198.000 m3, akarsu yatağından yüksekliği 52,00 m, normal su kotunda göl hacmi 386,50 hm3, normal su kotunda gölalanı 23,10 km2'dir. Yılda 180 hm3 içme-kullanma suyu sağlamaktadır.

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI SORUŞTURMA AÇMALI

Başta Ömerli Barajı olmak üzere İstanbul ve Kocaeli bölgesine su kaynağı ve hayat damarı olan Ömerli Barajı, Darlık Barajı, Yuvacık Barajı, Melen Çayı, Alibey Barajı, Elmalı Barajı, Büyükçekmece ve Sapanca Gölleri gibi su kaynaklarının korunması, bu kaynakların kirletilmemesi ve çevre katliamına kurban gitmemesi için Çevre ve Şehircilik Bakanı Sayın İdris Güllüce’ye de büyük görev düşüyor. İstanbul bölgesini çok iyi bilen Sayın Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce’nin de başta Ömerli Barajı’nda yaşanan çevre katliamı olmak üzere tüm su kaynakları ve barajlarla ilgili inceleme ve araştırma yapmasını bekliyoruz.

Sonuç olarak Ömerli Barajı ile ilgili yıllarca bu barajın suyunu içen, Araştırmacı – Gazeteci ve Devr-i Alem Belgesel programı yapımcısı olarak bu yazıyla ve önümüzdeki günlerde yapacağım bir belgesel programı ile vefa borcumu ödemeye çalıştım. Başta Başbakan Sayın Ahmet Davutoğlu ve Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce olmak üzere, tüm ilgili ve yetkilileri Ömerli Barajı’ndaki çevre katliamını durdurmaya ve Ömerli Köyü’ne sahip çıkmaya davet ediyorum.

 

 

 

 

banner982
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981

Bu konser Kocaelilileri mest etti
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin İzmit Milli İrade Meydanı’nda düzenlediği açık hava konserleri...

Haberi Oku