Şam, Biblos, Sidon, Gaziantep, Jericho, Beyrut, Kudüs... Bu şehirlerin ortak özelliği ne olabilir sizce?.. Antik dönemden bu yana yaşamın devam ettiği dünyanın en eski şehirleri olması... Daha eski antik şehirler olabilir, ancak yaşam sürmüyor. Biblos ise Şam ile birlikte yerleşimin devam ettiği dünyanın en eski şehri... Milattan önce 7.000 yılından bu yana... 

Geçtiğimiz günlerde bu 7 bin yıllık kentteydim. Daha doğrusu Beyrut’un kuzeyindeki bu kente, 1.5 saatlik bir yolculukla gittim. Akdeniz’in sahil kenti, yazlıklar, restoranlar vs... Yazın kalabalıklaşıyor, kışın sakin.  

Önemli olan antik kent... Biblos, en eski Fenike kentlerinden biri, Fenike alfabesinin doğduğu yer. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde... Truva gibi...
 
Bu kent Hristiyanlar için de kutsal... İncil’in yazıldığı çağda, elde bulunan yazım materyalleri içerisinde en yaygın olanı, papirus bitkisinden imal edilen papirus kağıdıydı. Mısır ve Suriye’nin nehirlerinde ve göllerinde yetişmekteydi. En büyük miktarda papirus, Biblos Limanı’ndan gemilerle ihraç edilmekteydi. Kitap kelimesininYunanca karşılığı Biblos’un (İngilizce: Byblos) bu limandan türediği tahmin ediliyor.
 
Biraz önce Truva dedim. Truva ve Biblos belki de dünyanın en önemli iki antik kenti... Biblos’u gezerken düşündüm; bizim Truva niçin böyle değil... Daha çok kalıntı, belge, bilgi yok... Onyıllardır kazılan Truva’nın daha görkemli olması gerekmez mi?
 
Konunun uzmanı bir arkeoloğa danıştım. Aldığım cevaplar şöyle: 
Truva’da kentler üst üste, kazmak, yeni bir şeyler gün yüzüne çıkarmak çok zor. Biblos’ta ise geniş bir alana yayılmış ve farklı dönemlerdeki kentler, anıtlar, binalar değişik yerlerde. 

Biblos’a Hristiyanlar özel önem veriyorlar. Sadece İncil’in adının buradan gelmesinden değil, Haçlı Seferleri’nin yapılmasından dolayı… Değişik fonlardan Lübnan hükümetine çeşitli miktarlarda kaynak aktarıldı ve devam ediyor.
 
Truva, Roma ve Bizans döneminde eski popülerliğini yitirmiş. Bu dönemde tarihi ve dini bir cazibe merkezi, ancak yaşam sürmüyor. Biblos’ta ise yaşam var. Günümüze kadar…
 
Mesela Truva’nın 5 bin kişilik amfi tiyatrosu inşaatlarda kullanılıp yok edildi. Şu anda Tevfikiye köyünde harabe olan cami inşaatında buradaki taşlar kullanıldı, ondan yıkılamıyor. Sadece küçük tiyatro Odeon kaldı. Biblos ise daha iyi korunmuş durumda. 

Bir de Biblos, klasik dönemden olmasına rağmen, yüzeyde daha çok kalıntı var. Truva ise tam tersi. Kalıntılar yüzeyde olunca, yöneticiler daha çok önem ve para veriyor. Bizim Efes misali…

Tarih ve arkeoloji yazılarını sürdüreceğim. Haftaya, Biga’yı dünyaya pazarlayacak, önemli sayıda turist çekecek ama bizim hiç kullanmadığımız tarihi bir öyküden söz edeceğim. 
banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981