Dün akşam evimizin yakınlarındaki parka yürüyüşe gittik. 5-6 tur yürüdükten sonra parkın havuzunun kenarında çocuk parkına doğru dönerek oturduk…
Çocuklar ahenkle cıvıldaşıp kaydırağın etrafında oynuyorlardı.

Çok geçmeden ebeveynlerden biri ayağa kalkıp hiddetle kaydırağa doğru yöneldi ve kaydırağa ters şekilde binmeye çalışan çocuğun kolundan çekiştirerek ‘çocuğum merdivenleri görmüyor musun? Birazdan benim çocuğum kayacak, sen ayaklarınla basıyorsun’ deyip çocuğa merdivenleri işaret etti.
Bankta oturanlardan biri söze karışarak ‘yok yok bu sadece bizde var, yabancı ülkelerde bunu göremezsin, biz oyuncakla bile oynamanın adabını bilmiyoruz... Tabi ki elalem aya çıkarken biz bakarız’ dedi.
Aynı anda havuzun kenarında oynayan çocuklar kendilerini boylu boyunca havuza attılar… O kadar eğleniyorlardı ki benim bile içimden ayaklarımı havuza sokmak gelmişti.
Çok geçmeden dizlerini döve döve gelen bir annenin feryatlarını duydum. Bir şey mi oldu acaba diye endişelenirken bir de baktım ki onca gürültü çocukları havuza girdiği içinmiş. Bir yandan da asık suratlı park görevlisi ellerini iki yana açmış ‘Hanımefendi havuza girmek yasak ama tabi burası Türkiye değil mi?’ diye söyleniyordu.

Hayatında hiç yurtdışına çıkmamış sadece izlediği Amerikan filmleriyle böyle yorumlar yapıp elalemi kendine örnek edinen inanın çok insan var. Oysa bilseler ki yurtdışında da o yaş grubundaki çocuklar aynı davranışı gösteriyor. Gerçekten yurtdışında da çocuklar içi ışıklı fıskiyeli bütün havuzlara dalıyor ve oyun parklarındaki oyuncaklara onlar da tersten binmekte inat ediyor.

Aslında başkasını örnek almak ya da göstermek yerine, bir şeyin doğruluğuna kendimiz karar vermemiz gerek. Toplumsal kuralları da oluşturan biz insanlar olduğumuza göre, düşünerek vereceğimiz hiçbir karar yanlış olmayacaktır. Gerçekten mutlu, özgüvenli, sağlıklı ve etrafına faydası olan bireyler de bu şekilde yetişir.