Çıkalım sokağa, karşılaştığımız insanlara soralım. İyimser olanların, “her haberde doğrular vardır” yanıtı verdiğini, kötümser olanların ise “çoğu yalandır” deyip geçtiğini dinleriz.
‘Haber’ en hızlı yaşayan kavramlardan biri, zaman içerisinde anlamı, biz farkına varamasak da çok değişti.

-Başın sağolsun, annen vefat etmiş...
-Üç yıl oldu, yeni mi öğrendin?
Belli ki, adam yeni duymuş, onun için bir haber bu, terslemesene!... Kaldı ki “miş” li konuşuyor, belli ki, fısıltı gazetesi okuru.
Haberin en geniş anlamda kullanım yeri, fısıltı gazetesidir. Burada ne zamanın önemi vardır, ne öznenin, ne nesnenin... Nasıl olduğu, nerede olduğu, nedenler, niçinler, nasıllar... Fısıltı işte...
İletişim fakültelerinde bilimsel bir haberi, 5 N ve 1 K formülüyle öğretirler ya... Ne, Nerede, Nasıl, Neden, Ne zaman ile Kim sorularına yanıt veren her yazı haberdir.
Gerisi sizin inanmanıza kalmış...

Bir fısıltı gazetesi haberi örneği vereyim:
“Camoka, Cem Yılmaz’ı, Ayvalık Sarımsaklı Plajı’nda, kendiyle dalga geçiyor diye, dün akşam saat 21:00 sularında, evire çevire dövdü. Polis gelinceye kadar masallar dünyasına geri döndü. Olay sonrası soruları yanıtlayan Cem Yılmaz “Kendisiyle çoktandır görüşmüyorduk, karşılaşınca sarıldık, seviştik. Aramızdaki üslup farkı, gazeteci kardeşlerimizi yanıltmış” dedi.
Haberin tüm unsurları var değil mi?

Haber, unsurları tam olsa bile, gerçek bir haber değildir!
Her unsurun doğru olup olmayacağını nereden biliyorsunuz? Gazetelerde sayfaları yapanlar bilmiyor, televizyonlarda haberleri yayına koyanlar bilmiyor, internet haber sitelerinde editörler bilmiyor...
Haberi muhabir üretir!
Muhabirden başka, haberin doğru olup olmadığını bilen, medyada başka bir tek kişi yok artık.

On yıl boyunca Bigazete ile Biga’da özgün, yerel haberler ürettik. Haberlerimizin muhabiri bizdik, yayıncısı da bizdik. Haberlerimizin tümünün tüm unsurları da vardı.
Ne oldu?
Fısıltı gazetesine “bunlar  yalan haber yazıyor” diyerek egemen olan köşeleri tutmuşlar, habercilikten habersizler; Bigazete’nin muhabirliğe paydos diyerek yazılı medyayı terketmesini sağladı. Özgün habercilik demek, muhabir çalıştırmak demekti ve bir muhabirin maliyeti, üç haber ajansı aboneliğinin maliyetinden büyüktü.
Bigazete’nin yazılı medyayı bırakması, sekiz yıldır yayında olan bigazete.com.tr için büyük fırsat yarattı. Ortadan kalkan muhabir maliyeti; tasarım, hazırlık, baskı ve dağıtım maliyetleri ile ciddi bir nefes aldık. Haber ajanslarına abone olduk...
Ne yani? Yalnızca Biga haberleri mi yayınlayacaktık?

Günde 3 bine yakın haber önümüze geliyor. Seç, beğen, zamanın yettiği ölçüde yayına hazırla ve paylaş...
İkinci aya girdik, tepkiler gelmeye başladı. Meğer ne de çok seveni ve beğeneni varmış Bigazete’nin. On yılda öğrenemediğimizi, son bir ayda öğrendik.
Öylesine tepkiler var ki, en çarpıcı olanını paylaşalım:
Haberlerinizde eski tad yok. Artık ‘kes-yapıştır haberciliği’ yapmaya başladınız!

Haber ajansları Bigazete yok iken vardılar. Biliyor musunuz ki, dünyada ilk haber ajansı Macar asıllı bir Fransız olan Charles Havas tarafından kaç yılında kuruldu? Havas Haber Ajansı 1835 tarihli. 180 yıl önce yani...
1857’de kurulan İngiliz Reuters, hala dünyanın en güvenilir haber ajanslarından biri.
Yeryüzünün ciddiye alınan tüm medya organları, haberleri haber ajanslarından alır. Haber ajanslarının haberlerini satın alıp, düzenleyip yayınlamak ‘kes-yapıştır haberciliği’ değildir!
Aksine, daha çok muhabiri istihdam etmek, daha çok haber alabilmek ve daha zengin habercilik yapabilmek demektir.

Türkiye’de gerçek habercilikte işte bu noktada büyük sorunlar var! Biz bunları okuyucularımızla paylaşmak istiyoruz.

Türkiye’de haber ajansları

Anadolu Ajansı:
Devletin haber ajansı. Kurtuluş Savaşı’nın iletişim ihtiyacından doğan, Cumhuriyet’in bu en değerli kurumlarından biri, artık habercilik açısından utanılacak durumda. Hükümet politikasına uygun haberciliği ile maalesef “ne olur ne olmaz, haber atlamayalım” diye abone olunan bir haber ajansı durumuna getirildi.

İhlas Haber Ajansı:
Türkiye’de en yaygın muhabir ağı bulunan özel sektör haber ajansı. O da olmasa, İstanbul medyası ne yapar, gerçekten merak ediyoruz.

Cihan Haber Ajansı:
Yurt içi ve yurt dışından çok sayıda haber sağlayan bir özel sektör ajansıydı. Ne olduysa oldu, (belki son ayrışmadan dolayıdır) haberleri yok oldu, Ankara ve İstanbul’dan AKP yönetiminin cemaat mensuplarına yaptıklarını paylaşmaktan başka bir işe yaramaz hale geldi.

Doğan Haber Ajansı:
Türkiye’yi İstanbul ve Ankara’dan ibaret sanan özel sektör haber ajansı. Anadolu’da “Doğan” denilince haber ajansı değil, mobilya anlaşılıyor.

Eski ve yeni başka haber ajansları da var, ama cılız veya sektörel oldukları için genel medya haberciliğinde sınırlı etkinliğe sahipler.

Bir zamanlar bir de TRT habercileri, haber ajansı gibi yaygındılar. Bu konuya da geleceğiz tabii...

Sözün özü şu:

Haberleri muhabirler üretiyorsa, muhabir ürettiği haberin bedelini alıyorsa, yayın organları bu haberlerin bedelini ödeyerek, editörlük yaparak yayınlıyorsa...
bigazete.com.tr ajans haberlerinden yararlanıyor, kendi özel haberlerini olanakları ölçüsünde sürdürüyor; asla kes-yapıştır haberciliği yapmıyor. Üstelik buna hiç de ihtiyacı yok!

Haber ajansları, gerçek haberciliğe giriş kapısıdır.
Sorun da bu noktada başlamaktadır, çözüm de bu noktadan bulunabilir...

Bu yazı serimizi lütfen okumayı sürdürünüz.
Bir sonraki paylaşımımızda, muhabirlik ve haber ajansları konusunda sorunları ve aslında nelerin yapılması gerektiğini anlatacağız.

Gerçek habere ulaşmak isteyenler, haberlerin arkasında gerçek, nitelikli haberciler aramalı!

(devam edecek)
banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981