
Cemil Meriç’in “dilimizde ilk defa yazılan felsefi bir roman” olarak nitelendirdiği Filibeli Ahmed Hilmi’nin “A’mâk-ı Hayal” kitabı bu kez çizgi roman olarak karşımızda! Mustafa A. Kara’nın senaryolaştırıp çizdiği “A’mâk-ı Hayal”, başkarakterimiz Râci’nin hayallerinin derinliklerinde unutulmaz bir yolculuk vaat ediyor. Bu yolculukta bazen Gotama Buda ile hasbihâl ediyor, bazen Hürmüz’ün ordusunun bir neferi olarak kılıç kuşanıyor, bazen de küçük bir Hintli çocuk olarak Yaratılış’a tanıklık ediyoruz…
Râci’nin Hâtırâları
Babası şehbender yani konsolos olduğu için “Şehbenderzâde” olarak da anılan Filibeli Ahmed Hilmi’nin yazdığı “A’mâk-ı Hayal” romanının ilk baskısı 1910 yılında yapılmıştır. Diğer adı “Râci’nin Hatıraları” olan roman, aslında iki kitaptan, iki ana bölümden oluşmaktadır. Mustafa A. Kara, Muhammed Bedirhan ile birlikte romanı çizgi romana uyarlarken oldukça sadık bir tutum izliyor. Buna karşın çizgi romanın orijinal bir üslup yakalamayı başardığını da rahatlıkla söyleyebiliriz. Çizgi romanın bu ilk cildi, romanın ilk kitabının 3. gününe denk gelen kısmın sonunda bitiriyor.
Hayalin Derinlikleri’nde Kaybolmak
Yayımlanmasının üzerinden bir asırdan fazla zaman geçen “A’mâk-ı Hayal”; zamana meydan okuyan, bilgece fikirlerle ilmek ilmek dokunmuş, girift yapısı ile ilk başta anlaşılması güç olsa da barındırdığı derin anlamları kavradıktan sonra manevi seyahati siz yapmışçasına tatmin eden bir roman. Takdir edersiniz ki böyle bir romanı görsel dünyaya uyarlamak imkânsız olmasa bile elbette çok zor! İşte burada da Mustafa A. Kara’nın marifetleri gün yüzüne çıkıyor. Filibeli Ahmed Hilmi’nin basit ve öz bir şekilde yaptığı betimlemeler zihinde bir imge yaratıyor yaratmasına ama görsel dünyaya aktarılmak istendiğinde son derece yoruma açıklar. Mustafa A. Kara, bir yandan büyük bir özgürlük sağlasa da bir yandan da büyük bir engel olan bu durumun altından layıkıyla kalkmayı beceriyor.
Görsel Anlamda Farklı Tatlar Bir Arada
Çizer, her bölümün kendi iç dinamiklerinin getirdiği farklı görsel dünyaları kurmayı başarırken, aynı zamanda çizgi romanın bütününde de sağlam bir uyum yakalamayı başarıyor. Bu da çizgi romanın görsel anlamda farklı tatları bir arada vermesini sağlıyor.Çizer, sadece çizgileri ile değil, renk tercihi ve renkleri kullanış biçimiyle de takdiri hak ediyor. Renklerden ibaret ya da çizimden çok rengin öne çıktığı arka planların, güçlü arka planlar arasında sönük kalmamasının en büyük sebebi de şüphesiz renklendirme konusundaki bu başarı oluyor.
Özgün Metnin Ruhunu Koruyan Bir Eser
“A’mâk-ı Hayal” ile ilk çizgi romanına imza atan Mustafa A. Kara, birçok çizerin kullanmayı düşünmeye bile cesaret edemeyeceği bu malzemeyi, hem özgün metnin ruhunu koruyarak hem de herkesin okuyabileceği yalınlıkta ve herkesi cezbedecek görsellikle yeni bir forma sokmayı başarıyor.