Bir zamanın çocukları doğadandı oyuncakları.
Çiçek’ten bezden bebekleri gelinleri.
Ağaç kabuğundan soğandan düdükleri.
Çamurdan tahtadan araba.
Taştan topraktan oyuncak.
Ah ne mutluydu o yumurcak.
Babaları işe yollardı analar.
Mektepliydi bazı çocuklar.
Sokaklar o zaman bomboştular.
Çocuklar doyasıya koşardı.
Güneş doğunca başlardı oyunlar.
Meraya kovulurdu sığırlar koyunlar. Çocuklar peşinde onlar ot otlar çocuklar oyun oynar.
Beştaş üçtaş çelik çomak dokuz çomak. Çok mutluydu o yumurcak.
Öylen oldumu açılırdı torbalar.
Bir olurdu sofralar.
O zamanın çocukları çok şanslıydılar.
Salıncaklar kurulur sallanmaya doyulur. Yakar top istop la arkadaşlar vurulur. İkindin güneşi yüzlerine vurur. Saklanbaçlar sayılır herkes bir köşeye saklanır.
Ebe onları arar bulur koşarak sobe olur. Gün batar akşam olur çocuklar oynamaktan yorulur.
Oyunlar o günlük son bulur çocuklar mutlu. Anneler huzurludur.
Şimdillerde şehirler çok kalabalık köylerde kalmadı çocuk.
Hiperaktif oldu sokakta onamayan huysuz çocuk.
Teknolojiyi buldular sokak oyunlarını çocuklar unuttular.
Çocukları bir kutuya mahkum ettiler.
Lakin çocuklar mutsuz anneler huzursuz.
Sokak köşelerini kaplamış arsız ursuz.
27.03.2018
Ümran Tavaş Tepecik
Kocaeli Kadın Yazarlar Gurubu