Dikkat açlık
Geleceği olmayan, mülksüz, işsiz ve aç Arap halkları bir arayış içinde isyan etti. Domino taşları gibi biri bitti, diğeri başladı. Devirdikleri diktatörün, rejimin yerine koyacak bir parti ya da liderleri olmadığı halde...
Libya'yı görüyoruz, ortada lider yok ama halk eli kanlı Kaddafi'ye direniyor. Mısır ve Tunus'ta olduğu gibi diktatör gittikten sonra “pastayı yemek için” ortaya çıkanlar olacaktır. Sonra Yemen, Bahreyn, Ürdün, Suriye hatta Suudi Arabistan... Yakında bu ülkelerden birini izleyeceğiz TV'lerde...
Bekleyelim.
Bundan sonra ne olacağını ve hatta neler olduğunu anlamak, yazmak çok zor. Daha fazla yorum yapmayalım. Geçen akşam TV'lerin birinde bir konuk anlattı: 1950'lerde çok ünlü bir siyaset bilimcisi profesöre sormuşlar: “Fransız Devrimi hakkında ne düşünüyorsunuz” diye... O da yanıtlamış: “Daha yorum yapmak için çok erken.” Bizim ki de o hesap...
Şurası kesin; bu isyanlarda itici güç açlıktır, yoksulluktur. Tüm dünyada gıdadaki fiyat artışları, enflasyonun üzerinde seyretmektedir. Örneğin Hindistan'da enflasyon yüzde 8, gıda enflasyonu ise yüzde 15 seviyesindedir.
Durum bizde de benzerdir. Ocak ayında tüketici fiyatları endeksi geçen yılın aynı ayına göre yüzde 4.9 artarken, gıda ve alkolsüz içecekler yüzde 7 artış gösterdi. Ocak ayında tüketici enflasyonu yüzde 0.4 artarken ana harcama gruplarında en yüksek artış yüzde 1.6 ile yine gıda ve alkolsüz içecekler grubunda oldu.
Fiyatlar daha da artacaktır. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) bu yıl küresel ölçekte gıda fiyatlarının yüzde 10 ile 20 arasında artacağını, geçen yıl dünya tahıl rezervlerinin yüzde 7.2 azaldığını bildirdi. Amerikan Tarım Bakanlığı ülkede bu yıl gıda fiyatlarının yüzde 3-4 arasında artacağını açıkladı. ABD'de mısır fiyatları yüzde 88, buğday yüzde 76 arttı.
Çünkü son dönemde tüm dünyada yaşanan doğal afetler tarımsal üretime ağır yara veriyor. Avustralya ve Pakistan'daki seller, kuzey yarım küreyi etkisi altına alan kar fırtınaları ve Güney Amerika ile Çin'de yaşanan kuraklıklar üretimin azalmasına neden oldu.
Aşırı nüfus artışı, artan tüketici talebi, denizlerde aşırı avlanma, su kıtlığı, ekilebilir alanların azalması, gıdadan biyo yakıt üretimi, Çin ve Hindistan gibi kalabalık ülkelerde beslenme alışkanlıklarının değişimi, kimyasal gübre sıkıntısı da gıda kıtlığının temel nedenleridir. Dünyada halen 1 milyar kişi (dünya nüfusunun yüzde 15'i) kronik açlık çekmektedir. Ve bu rakam istikrarlı olarak artmaktadır. 1990'ların ortasında 825 milyondu.
Bu gelişmeler sonucunda da buğday fiyatları Haziran 2010 ve Ocak 2011 arasında ikiye katlandı. Mısır fiyatları ise yüzde 73 arttı. Asya ülkelerinde son 3 ayda şeker ve sıvı yağ fiyatları yüzde 20'nin üzerinde arttı. Rusya buğday ihracatını yasakladı. Ciddi bir üretim sıkıntısıyla karşı karşıya olan Çin tarımsal ürün ihracatına uyguladığı desteği kaldırdı. Hindistan'da, gıda fiyatlarının fırlaması üzerine, başkent Yeni Delhi'de halk sokağa döküldü, hükümet Karayipler ve Kuzey Afrika'da görülen isyanlara benzer bir ayaklanmadan korkuyor.
Gıda harcamaları gelişmiş ülkelerde hanehalkı harcamalarının yüzde 10-20'sini oluştururken, gelişmekte olan ülkelerde yüzde 60-80'ini oluşturmaktadır. Bunun üzerine bir de zamlar gelince halk kendini sokağa atmaktadır. Cezayir'de başlayıp, Tunus'a sıçrayan, Yemen'e oradan Mısır'a ve Libya'ya kadar uzanan kitle hareketleri tamamen geleceği kalmayan aç ve yoksul halkın isyanıdır.
Uzun vadede daha da kara bir tablo karşımızdadır. 2050'de dünya nüfusunun 9 milyarı geçmesi, gıda talebinin yüzde 110 artması beklenmektedir. Yoksul ülkelerde açlığın, siyasi karışıklık ve kitlesel göçleri artırması beklenmektedir.