MESELE GÖNÜLLERE GİRMEKTİR
Talebelik yıllarımda, Mahmut AKSOY diye Korkuteli Yeleme’den bir arkadaşım vardı. Allah(c.c.) rahmet eylesin. Çok iyi bir dosttu.
Mahmut kardeşim Cerrahpaşa Tıp Fakültesi öğrencisiydi. Son sınıfta okulu terk etti. Bir müddet Antalya’ya geldi. Belirli süre Yalı Caddesi’nde, küçük mütevazi bir evde, süt işleriyle ilgili çalışmalar yaptı. Daha sonra İstanbul’a, Tophane’ye gitti. Küçük bir trikotaj atölyesi açtı. Tophane mekânı olmuştu. İstanbul’un meşhur kabadayılarının bulunduğu kahveyi mekân tutmuştu.
Kenpo karate hocasıydı. Tasavvuf ehli birisiydi. Hal ve hareketleriyle bir rol model olmuş, gönüllere girmişti. Birçok ünlü mafya babasının oğlu, Mahmut kardeşimin yanındaydı. Esrar, eroin ve her türlü kirli işleri bırakmışlardı. Tophane’de yapılan bu hasbi çalışmalar her kesimin dikkatini çekmişti. Tophane’ye huzur gelmişti.
Tayyip Bey’e en çok rey çıkan yerlerden birisi de Tophane idi. Evet, bütün mesele gönüllere girmekti. Tayyip Bey, Beyoğlu’ndaki Çiçek Pasajı’na kaç defa gitti?
Zengin, fakir, cahil, alim, köylü, şehirli, küçük, büyük, Müslüman, gayrimüslim fark etmez. Gönüllerde taht kurmak yeter.
“Gönül Belediyeciliği” güzel bir slogandı. Mesele içini doldurmaktı.
Acaba biz içini ne kadar doldurduk?
Gönüllere ne kadar girdik?
Koca Yunus’un dediği gibi:
Ben gelmedim dava için,
Benim işim sevi için,
Dost’un evi gönüllerdir,
Gönüller yapmağa geldim.
Ne olursa olsun, Gönül Belediyeciliğinden dönüş yok…
Kalın sağlıcakla…