Deprem riski taşıdığı için boşaltılan ve yıkımına karar verilen okullardan biri de Çanakkale Merkez İlköğretim Okulu. 1968-1969 eğitim-öğretim yılında Merkez Ortaokulu adıyla açılan okulun o yıl ilk öğrenci konuklarından biriydim.
Kırk yılı aşmış demek ki...

Bir gün yıkılacaktı, 1999 Marmara Depremi ile değiştirilen Deprem Yönetmeliği ile zaten ipi çekilmişti, geç bile kalındı.

Bir avuç parasız yatılı öğrenci, Çanakkale il merkezinde yaşayan gündüzlü öğrenciler arasına serpiştirilmiştik. Ders kitabım yok, defterim de... Ön sırada bu nedenle oturur, kara tahtaya bakar, gözlerimi tebeşir diye kullanırdım. Yazılı sınavlar için alabildiğim dosya kağıdının her milimetrekaresini değerlendirmeye çabalardım. (Aziz Nesin’in kemikleri çınlasın) Küçüldüğü için gündüzlü öğrencilerin okul bahçesine attığı kurşun kalemler izin verdiği ölçüde tabii... Parmaklarım bu nedenle kısa kalmış olabilir mi acaba?...

Yıl yitirmeden okuyabildimse, sözlüler sağolsun. Yazarlığımın söylevci düzeyime ulaşamaması da, bu yüzden haklı mazeretimdir.

O zamanlar okul çok büyük görünürdü gözüme. Başladığımda 1N ‘deydim ve sanırım 1P de vardı.
İlk günlerdi. Matematik öğretmenim ayakkabımdan fırlayan başparmağımı nasıl olup da gördü anlayamadım. İçeriye çekmek için sürekli büzsem de, demek ki becerememiştim.

“Ayağında çorap yok mu senin?”

Öne fırlayan ayak başparmağımı arkadaşımın ayakkabı boyası ile karaya boyamadığım için, kendimi nasıl da aptal gibi hissettim...

“Cumartesi dersten sonra beni bul, çarşıya gideceğiz!” dedi.

Sözü kısaydı, ben de o kadar aptal değildim, parasız yatılıydım.

“Ablam hafta sonu gelip bana ayakkabı alacak!” yalanını anında, o denli ikna edici söyledim ki...

Masasına geri dönerken “Söyle ablana, çorap da alsın. Pazartesi bakacağım. Yoksa ceza olarak sana kendi çorabımı giydiririm!” diyordu.

Kriz Yönetimi denilen, aslında kendi gerçeğinizi içtenlikle önünüze koyup; dışınızdaki fırsatları verimli kullanmaya odaklanmaktır.

Çok şükür hafta sonu ablam geldi, üç kuruşluk ebelik maaşından ayakkabı, çorap, ıvır zıvır alabildi ve bireysel krizi anlık çözdük.

Matematik öğretmenim, Pazartesi derse girer girmez yanıma geldi, “Defterini kaplaman gerek!” dedi. Bu kez de altın sarısı kağıtlı matematik defterime odaklanmıştı...

Öğretmendi, eğitimciydi, insandı...

En gerçeğinden!

Öğrenim yaşamımda payıma düşen gerçek öğretmenlerin sayısı bir değil belki on, yirmi... Yoksa, nasıl bugüne gelmeyi başarabilirdim ki?

Bugün öyle öğretmenler hala okullarda mı bilmiyorum, ama itiraf edeyim, kuşkuluyum.

Şimdi o okulda çocuk sesleri yok. Önümüzdeki yıllarda yenisi yükselir ve yeni çocuklarla şenlenir...

İnsan ömrü, okul ömründen uzun oluyor. Oysa okulların etkisi insan ömründen çok ama çok uzun. Gözden kaçırdığımız işte bu!

Acılı anlarımızı, üzerinden güneşler geçtikçe gülümseyerek anarız. Yaşanmışlıkların acısını unutmak isteyişimiz bunda etkili olsa gerek. Yoksa başkalarıyla uyumlaşamayız. Biz acı çekerken, aynı ana tanıklık eden, ama empati kuramayanların “yalan söylüyorsun” yargısı aşkeder suratımıza... Kimi gecikmiş de olsa...

Uyumlaşmamız bundandır. Çoğu yaşadıklarımızı, tanıdık bir başkası yaşamış diye anlatmamız da...

Nesnel zenginleşmeden pay alamayabiliriz. Kültürel yozlaşmaya yüz tutmuş da olabiliriz. Bilmeliyiz ki; bilim ve teknoloji, sorular ekili felsefe arazisinden her saniye arsa satın almaktadır. Bilim ve teknoloji kanıtladıkça ilerler, hep gelişir.

Boşaltılan ve yıkılmayı bekleyen Çanakkale Merkez İlköğretim Okulu’nun gelişen teknoloji sayesinde kavuştuğu web sitesini inceledim hafta sonu.

İçinden binlerce öğrencinin geçtiği okulun, sanal adresinde kendimi aradım. Yontula yontula küçücük kalmış bir kurşun kalem kadar bile yoktum. Saflığıma güldüm...

Matematik Öğretmenim de yoktu!

Kırk yılı aşkın süre, içinden geçen binlerce öğrencinin her birinin Matematik Öğretmeni de, Türkçe Öğretmeni de, İş Bilgisi Öğretmeni de, Fen Bilgisi Öğretmeni de...

Üç satırlık “Tarihçe” başlıklı sayfayı satır satır, tekrar tekrar okudum.

Bir zamanlar Merkez Ortaokulu’ydu diye bile yazılmamıştı.

Oysa hepimiz vardık!


banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981