Kongrede, Geçmişten Günümüze Fındığın Tarihi konusunda bildiri sunup, yapım ve yönetmenliğini yaptığım Vatan Yahut Fındık Belgeseli’mizin gösterimini yapacağız.
İklimlerin değişmesi, çevrenin kirlenmesi, su kaynaklarının kurumaya başladığı günümüzde, tarımın önemi daha iyi anlaşılmaya başladı.
Bu yıl sonbahar kurak geçiyor, içme suyu barajlarında tehlike çanları çalıyor. Böyle bir dönemde devlet ve millet olarak tarıma dikkat çekiliyor.
ULUSLARASI TARIM KONGRESİNE 200 BİLİM ADAMI KATILIYOR
Anadolu Ziraat Mühendisleri Derneği tarafından 21 Kasım ile 24 Kasım tarihleri arasında Ankara’da düzenlenen II. Uluslararası Tarım Kongresine biz de davetli olarak katılıp, hazırladığımız Vatan Yahut Fındık Belgeseli’mizin gösterimini yapıp, "Geçmişten Günümüze Fındık Tarihi" konusunda tebliğ sunacağız.
Yaklaşık 200 tebliğ sunulacak olan kongrenin, başta ülkemiz olmak üzere tüm dünya tarımına önemli katkı sunması bekleniyor.
2. Uluslararası Tarım Kongresi’nde, fındıkla ilgili özel bir oturum yapılacak. Bu oturumda, Geçmişten Günümüze Fındığın Tarihi ile Vatan Yahut Fındık Belgeseli’mizin gösterimini yapacağız.
Vatan Yahut Fındık Belgeseli ile ilgili daha önce yazdığımız yazıyı gelin birlikte okuyalım.
VATAN YAHUT FINDIK BELGESELİ
Fındık deyip geçmemek gerekiyor. O küçük fındığın içinde kültür ve medeniyet tarihimiz gizlenmiş. Türkistan coğrafyasından Anadolu’ya, fındığın kültür ve uygarlık tarihindeki yerini araştırmak üzere fındığın başkenti, kirazın ana vatanı Giresun’da, İlim, Kültür, Tarih Araştırmaları Merkezi İKTAV Belgesel Yayıncılık www.iktav.com olarak araştırmalar yapıp, 25 yıldır birçok TV kanalında yayınlanan Devri Alem Belgesel Programı www.devrialem.tv olarak belgesel çekimleri yapıyoruz.
Çocukluk yıllarımın geçtiği ata, dede memleketim Giresun, Espiye Soğukpınar Beldesi’ndeki fındık bahçeleri ve yaylalarda Dünya Markası Türk Fındığı’nın tarihini araştırıp, kültür ve sanattaki yerini belgeselleştirerek, fındığa olan vefa borcumu ödemeye çalışacağım. Başta Giresun, Ordu ve Trabzon olmak üzere Doğu Karadeniz Bölgesi’nin, Oğuz Türkleri’nin Çepni Boyu tarafından yüzlerce yıl önce vatan olmasında fındığın çok büyük rolü olmuştu.
DÜNYA MARKASI FINDIĞIMIZ
Türkiye, gerçekten dünyanın merkezi noktasında, 3 tarafı denizlerle çevrili, birçok marka değeri taşıyan tarım ürünümüz bulunmakta. Bunların başında fındık gelmekte. Dünya fındık üretiminin yüzde 75’ini elinde bulunduran Türkiye, maalesef fındığı iyi değerlendirememekte, hak ettiği katma değeri bir türlü alamamakta.
Türkiye’de, geçimini fındıktan temin eden milyonlarca insanımız, sadece fındığın yükünü çekmekte, buna karşılık hiç fındık üretmeyen başta Almanya olmak üzere bir çok ülke fındıktan milyarlarca dolar kazanmakta. Türkiye’de fındık sanayisini elinde bulunduran sanayicilerimizde fındığı, sadece kavurmakta, paketleyip, yiyecek çerez olarak satmaktadır. Aslında fındık, çok geniş katma değere sahip, ilaç sanayi, kimya sanayi gibi daha birçok sanayi kolunda işlenerek mamül madde olarak kullanılabilme imkanına sahipken, ne yazık ki yapılamıyor. Bu konuda çalışma yapacak kuruluşlarımız TÜBİTAK başta olmak üzere maalesef ciddi çalışmalar yapılmamaktadır.
FINDIĞIN ÜRETİMİ BİZDE, BORSASI ALMANLARDA
Türkiye, fındıkta dünya üretiminin yüzde 75’ine sahip olmasına rağmen, fındık fiyat politikaları, üretici olmayan Almanya’daki Dünya Fındık Borsası’nda belirleniyor. Özellikle Karadeniz Bölgesi’nin geçim kaynağı olan fındık, dünya piyasasında da önemli bir yer teşkil ediyor. Dünya genelindeki fındık üretiminin yaklaşık yüzde 75’ini Türkiye sağlarken, fiyat politikalarını belirleyen Dünya Fındık Borsası ise Almanya’da bulunuyor.
Türk üreticinin ürettiği fındığın fiyatı Almanya’daki Hamburg Fındık Borsası’nda belirlenirken, yerli üreticiler de burada tespit edilen fiyatlardan fındığını satmak durumunda kalıyor. Dünya fındık üretiminin yaklaşık yüzde 75’ini Türkiye’nin sağladığına dikkati çeken Türkiye Ziraat Odaları Birliği Başkanı Bayraktar, “Yine dünya fındık ticaretinin yüzde 74’ünü de Türkiye yapıyor. Bu kadar önemli bir üründe fiyat belirlemesini ise Almanya yapıyor. Almanya’daki alıcılar, Türkiye’de fındık alıcılarına avans vererek alım yapıyor. Bu şekilde de fiyatları onlar beliyor. Biz üretiyoruz ama fiyatını Almanya belirliyor” şeklinde konuştu.
FINDIĞIN TÜRKİYE’DEKİ ÜRETİM SEYRİ
Fındık, Rize’den İzmit’e, Türkiye’de çok ailenin geçim kaynağıdır. Fındık Türkiye’nin dünya pazarında hâkimiyetini elinde bulundurduğu tek üründür. Fındık bir zamanlar sadece Giresun, Ordu ve Trabzon’da yetiştirilirdi. 1960-1965 döneminde 3 ilin üretimdeki payı yüzde 87 idi. 1975-1980 döneminde yüzde 70’e düştü. Şimdi toplam üretimde bu 3 ilin payı sadece yüzde 50 oranında.
Rize’den İzmit’e fındık yetiştiren il sayısı 3’ten 39’a, fındık ekim alanı 220 bin hektardan 700 bin hektara, yıllık fındık üretimi 80-90 bin tondan 700-750 bin tona yükseldi. Şimdilerde düz ve sulak yerlerde bile fındık yetiştiriliyor. Karadeniz yamaçlarında, dönümde verim 80-100 kg iken, Batı’da düz ve sulak arazilerde verim 150-200 kg. Yaklaşık 400 bin aile geçimini fındık satarak sağlıyor.
Fındık dikim alanlarının genişlemesi, sulak alanlarda fındık yetiştirilmesi sonucu fındık üretimi hızla arttı. 700-750 bin ton kabuklu fındık üretim kapasitesi oluştu. İki kilo kabuklu fındıktan bir kilo iç fındık çıkıyor. Yılda 600-650 bin ton kabuklu, 300-325 bin ton iç fındık üretimi gerçekleşiyor. İç tüketim 50 bin ton dolayında. Her yıl en az 250 bin -300 bin ton iç fındık ihraç ediyoruz. Fındık ihracatından 1.7 milyar dolar gelir elde ediyoruz.
Fındığın en büyük alıcısı, yurtdışındaki 8-10 yabancı firma. İçeride alım yapanlar onların ortak olduğu şirketler veya onların büyüklü küçüklü 800 dolayındaki tüccarı.