Bizi resmen kandırmışlar! Sakın kendini sevme, bencil olursun! Fedakâr olmak gibisi yok! Çok fedakâr çocuk bizimkisi her istediğimizi yapar. Çok düşünceli, herkesi kendinden çok düşünür. Birde çok mütevazıdır. Aman da aman, birde çok terbiyeli ben ağzıma geleni derim, ağzını açmaz.
Eveeeeeet! Böylelikle büyük bir kandırmacanın içine girdik. Kendini sevmenin bencillik olduğunu sanarak, kendimizi sevmekten korktuk! Kendi isteklerimizi yok sayıp, herkesin her dediğini yaparak fedakârız diye sevildik! Kendi duygularımızı yok sayıp, insanların dertlerine hep çözüm bularak düşünceli olduğumuz için takdir gördük! Sevgimizi özgürce yaşamayarak, sevildiğini duymaya utanarak ki altta ki değersizlik duygusu ile mütevazı olup, ah ne iyi insan olduk! Hakkımızı savunmayarak, içimizde her şeyi bastırarak, yaşı büyük diye, sıfatları var diye, aman kimse dışlamasın diye terbiyeli adı altında övüldük!
Bana söyler misiniz? Bunların nesi doğru, nesi bize faydalı? Ve sen, ne kadar sensin? Ailenin, çevrenin, toplumun yarattığı sen, ne kadar sen? Ne kadar mutlusun? Sen, belki de sadece onlar oldun! Kalbin, aklın, duygun, düşüncen başkalarına ait! Kendini keşfet kendini tanı, gerçek seni kabul et, sev, yaşa...
Yıllarca kendimi aradım. O kadar üstümde başkalarının kıyafetleri vardı ki! Tek tek çıkardım. Kendime ait olanları giymeye başladım. Kimisi bol, kimisi dar, kimisi kısa kimisi uzun, kimisi yırtık... Hiç biri bana ait değildi. Ben kendime ait kıyafetleri giydikçe daha da özgür ve mutlu oldum. İnsanın kendini yaşaması kadar muhteşem bir duygu yok. Çünkü gerçek yaşam o zaman başlıyor. Herkesin kendini bulduğu ve yaşadığı bir hayat diliyorum.
Masal Öztürk