Dünyadaki şirketlerin yüzde 95'inin aile şirketi olduğu söylenir. Bu oran Türkiye’de de aynı.. Aile şirketlerinde birinci kuşaktan ikinci kuşağa geçiş oranı yüzde 30. Yani, her 3 şirketten biri ikinci kuşağa geçemeden kapanıyor. İkinci kuşaktan üçüncü kuşağa geçerken de film kopuyor. Başarı oranı ise yüzde 10-15 civarında..

Peki, aile şirketlerinde neden ikinci kuşaktan sonrası yürümüyor?

İstanbul Kültür Üniversitesi’nin düzenlediği ‘Aile İşletmeleri Kongresi’ ndeyiz. Oturumun moderatörü  Prof. Dr. Emre Alkin.

İlk konuşmacı ABD Florida International Universty’den Prof. Dr. Alan Carsrud. İkinci konuşmacı Türk Pirelli Ceo’su  ve İtalyan Costa Group şirketlerinin sahibi aileden Carlo Costa.

Üçüncü konuşmacı, yani Türkiye adına da benim..

Sanırım beni davet etmelerinin nedeni 6 kardeşli, 21 kişilik aile meclisi olan bir şirketin başkanı olmam.

Açış konuşmasını Bülent Eczacıbaşı yaptı. Eczacıbaşı, şirketlerindeki kurumsallaşmanın tamamlandığını, aile meclisi yasaları olduğunu, görev tanımlarının yapıldığını, iş süreçlerinin tamamlandığını söyledi. Kuşak değişimlerinin de önemine vurgu yaparak, dünyadan örnekler verdi.

İspanyollarda, aile işletmeleri ile ilgili; “İşçi gömleğinden, işçi gömleğine 3 kuşak” derlermiş. Brezilyalılarda; “Dede tüccar, baba playboy, torun dilenci” olurmuş.

Yani, ikinci kuşakta bir şeyler oluyor, üçüncü kuşağı ise pek çoğu göremiyor.

ABD’li konuşmacı, ABD’de aile şirketlerinin yapısını anlattı.

Konuşma sırası İtalyan Carlo Costa’ya geldiğinde; Katolik bir aile olduklarını anlatarak, bizdeki  benzer yapılarından söz ederek, kızları şirketlerinde çalıştırmadıklarını, ancak motive etmek için okyanuslarda yüzen dev gemilerine kızlarının isimlerini verdiklerini söyledi.

Carlo’nun amcası 45 yaşında ve bekarmış. Kendisine Ferrari bir spor araba almış, ama babası bundan rahatsız olmuş. “Bu araba ile gezmen ailemize yakışmıyor” demiş ve sattırmış.

İşte, kalabalık ailelerde bu tür konularla karşılaşmak mümkün. Çünkü herkesin farklı zevkleri olabilir. Ancak önemli olan ailenin imajı ve şirketin menfaatleri.

Son konuşmacı olarak sıra bana geldiğinde, 21 kişilik ailemizden, 25 yıldır birlikte olduğumuzdan ve yaklaşık 15 yıl önce oluşturduğumuz aile meclisi anayasamızdan söz ettim.

Anayasamız 6 kardeşi, 6 gelin hanımı, 8 ikinci kuşak temsilcimizi ve annemizi ilgilendiriyor. Yani 21 kişiyi.

Önemli olan; ortak hedef belirlemek ve kuralların yazılı olması, imza altına alınmasıdır. Asıl önemlisi de, kardeşler arasında servet farkının olmamasıdır. Biz bunu becerdik.

Ben memurluktan istifa ettim . Biga’ya geldim. Babamın iki mağazasında kardeşim Adnan satış yapıyor, bende muhasebe, tahsilat, banka gibi işlerini üstlendim. Kardeşim iş hayatına tüccar olarak başlamıştı, ben ise memur. İkimiz de evlendik. Bir çok aile şirketinin yaptığı gibi, ihtiyacımız olan parayı kasadan alırdık ( ! ) ..

İhtiyacımız kadar(!).. İyi de, benim ihtiyacım başka, kardeşimin ihtiyacı başka.. Ben memurluktan geldiğim için para harcama becerilerim henüz gelişmemiş.. Ama kardeşim tam tersi, parayı harcamakta hiç sorun yaşamıyor.

Bir gün bana , eşime aldığım bileziği sordu. Ben de ona eşine aldığı elbiseyi.. Baktık olacak gibi değil.. Hadi bekar kardeşler neyse, istedikleri kadar harcıyor, ama bizde durum öyle değil. Hanımlara hesap vermek lazım!

Hemen toplandık, aile meclisi anayasasını yazmaya başladık.

Madde 1-Aile meclisinin çalışan yönetim kurulu üyeleri her ayın başında personel maaşları ile birlikte şu kadar maaş alırlar.

Herkes eşit maaş almaya başladı. Eşit maaş alınca, eşitlik sağlandı ve hiç bir sorun yaşanmıyor...

Böylece en önemli sorunu çözmüş olduk.

Şimdi 25 sayfadan oluşan aile meclisi anayasamız var. Bunları tek  tek sonraki yazılarımda işleyeceğim.

Aile şirketlerinde ne yazık ki, çevremizden de bir çok ortak kardeşlerin bu yüzden kavga ettiklerini, işlerini bozduklarını biliyorum. Çünkü, belli bir maaş almıyorlar; yazılı kuralları yok.

Anlayış şu: Biz, ihtiyacımız kadarını alıyoruz!

Hadi canım sende...!

Aile İşletmeleri Kongresi’nde aile üyelerimizle yaşadığımız bir çok olayı örnek olarak anlattım. Olayları yaşadıkça, anayasaya çeşitli maddeler  yazdık.

Eşlerin şirkette çalışma durumları, ikinci kuşağın eğitimi, stajları, primleri, mülk edinme, master planları, yönetime geçişleri, hisse devirleri... Disiplin kuralları, cezalar.. Hepsi tek  tek yazıldı.

Bunları ayrıca anlatırım. Gelelim kongreye:

Konuşmamın sonunda ben de Türk aile şirketlerindeki durumu özetledim.
“Dede kurar, baba yer, torun edebiyat tarihi okur!”

banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981