Yolumuz bir kez daha Ata diyarı Orta Asya’ya düştü. Daha önce bir çok kez gezdiğimiz Türklerin yurdu Orta Asya’yı keşfetmeye devam ediyoruz. Bu kez Altay dağlarındayız. Cumartesi günü Atatürk havalimanından Rus hava yolları uçağı ile Moskova üzerinden Altay Türk cumhuriyetlerine kültür turumuz başladı. Tur organizatörü Prof.Dr Orhan Gedikli Belgesel haber ajansının canlı yayınında önemli bilgiler verdi. Uçakda birlikte yolculuk yaptığımız Prof.Dr Sefa Saygılı ile Türk tarihi üzerine sohbet yaparak, atalar diyarı Altay dağları, Yenisey Vadisi, Sayan dağları bölgesindeki Hun İmparatorluğu’nun asırlarca hüküm sürdüğü coğrafya üzerine sohbet ederek yolculuk gerçekleştirdik. Bir hafta sürecek gezimizde Devri Alem Belgesel programı olarak tarihe not düşmeye devam edeceğiz. Türk tarihi için büyük önem taşıyan Orta Asya’yı ve edindiğimiz izlenimleri sizlere aktarmaya devam edeceğiz. İzlenimlerimizi sosyal medya hesaplarımızdan da paylaşacağız. Şimdi  sizleri Altay dağlarıyla ilgili yazılarla baş başa bırakıyorum: 

ALTAY DAĞLARI
Altay dağları Orta Asya’da, Sibirya’nın güneyinde Moğolistan ile sınır teşkil edecek şekilde uzanan büyük bir sıradağ. Moğol lisanında altın anlamına gelir. 48°-50° arası kuzey arz enleminde, 81°-90° arası doğu boylamında bulunur. Genel olarak pekçok kırık ve bükülmeler arasında aşınmış ve düzlenmiş alanların sivrilmesi ile meydana gelmiş oldukça yüksek dağlardır. Rusya'daki Beluha Doruğu 4.506 m ile Altay Dağlarının en yüksek noktasıdır. 
  Orta Asya’da, Sibirya’nın güneyinde Moğolistan ile sınır teşkil edecek şekilde uzanan büyük bir sıradağ. Moğolca'da altın anlamına gelir. 48°-50° arası kuzey arz enleminde, 81°-90° arası doğu boylamında bulunur. Genel olarak pekçok kırık ve bükülmeler arasında aşınmış ve düzlenmiş alanların sivrilmesi ile meydana gelmiş oldukça yüksek dağlardır. Rusya'daki Beluha Doruğu 4.506 m ile Altay Dağlarının en yüksek noktasıdır. 
  Yapı ve şekil bakımından iki kısma ayrılır: Birinci kısım, Rusya toprakları içinde yer alan Kuzeybatı Altay dağlarıdır. Bunlar bir çok sıradağlardan sarp yüksek tepelerden meydana gelmiş, karışık bir yapıya sahiptirler. İkinci bölümüne ise “Moğolistan” veya”Güney Altaylar” denmektedir. Dış Moğolistan içlerine doğru 1700 kilometre uzunluğunda uzanan, yükseklikleri biraz daha az olan (3000-3500 m) bu sıradağlar kıvrımlı-kırık bir yapıya sahiptirler. 
  Dağların yüksek yerlerinde büyüklü küçüklü pekçok buz gölleri vardır. Ayrıca etrafında büyükçe denebilecek göller de bulunmaktadır. Güneyindeki Marka ile kuzeyindeki dar fakat çok uzun olan Telezker gölü bunlardan en önemlileridir. 
  Altaylar’da bulunan vadiler çok verimli olup, buralarda sık çam ormanlarına rastlanır. Alçak yerler ekseriya step, daha yukarılar ise dağ çayırlıkları halindedir. Bunların üstünde ise her zaman kar ve buzla kaplı kayalık yüksek yerler bulunmaktadır. 
   Maden bakımından Sibirya’nın en zengin yeridir. Altın yatakları çoktur. Eski devirlerden beri zengin madenleri ile tanınmıştır. Bugün taşkömürü ve linyit yanında, demir, bakır madenleri çıkarılır ve endüstrisinde kerestecilik önemli bir yer tutar. On dokuzuncu asırda hayvancılık çok gelişmiş iken, bugün mer’aların azalması sebebiyle önemini kaybetmiştir. En çok beslenen hayvanlar; at, koyun ve sığırdır. 
  Değişik Türk dillerinde Altantav, Altantağ, Altuntah, Altantak ve Altaytav olarak da söylenir. Moğolcada Altanavla veya Altanula olarak bilinir. Bozdağ ve Tazdağ sözcükleri yine bu dağı nitelemek için veya eşanlamlı olarak kullanılır.
Altındağ, gök tengri’nin ikametgahı olan dağdır, gökyüzünde bulunur,
Türk yurdunun ve devletinin enginliğini göz alıcılığını temsil eder. Burada dokuz Tanrı yaşar. Zirvesinde ise Altan Han vardır. Tanrı Ülgen’in tahtı burada yer alır. Altın Türk kültüründe altın hakanlık (imparatorluk) simgesidir. Altın madeni padişahı, gümüş madeni veziri, tunç madeni ise halkı simgeler. Altay dağları Türkler için o kadar büyük bir öneme sahiptir ki, akraba kavimlerden ayırmak için ikili bir sınıflandırma yapılır ve Ural kökenli soylar ve dilleri ile Altay kökenli soylar ve dilleri diye ayrılırlar. Ural dağları da Ugor kökenli kavimler için aynı önemi taşır. Tas Tav (Kel Dağ) adı verilen bir yerin Tanrılar Yurdu olarak algılandığı dikkate alınırsa bu sıfatın Altandağ’ı nitelemekte kullanıldığı söylenebilir. Birbirinin uzantısı şeklinde olan mitolojik dağların en önemli üç tanesi şu şekildedir:
Altındağ: Gökyüzündedir. Dokuz rüzgarın kesiştiği yerde başlar.
Demirdağ: Yeryüzündedir. Dokuz ırmağın kavuştuğu yerdedir.
Bakırdağ: Yeraltındadır. Dokuz yeraltı denizinin birleştiği yerdedir.
Türk Tengrilerinin yaşadığı ilahlar dağı olan Altındağ kimi Türk boylarında Sümer dağı olarak da geçmektedir. Sümer dağı, Altandağı nitelemek için veya bazen de özdeş olarak da kullanılır. Tanrıların yaşadığı bir dağdır. Yedi büyük Tanrının yaşadığı yer olarak kabul edilir. “Yedi Kuday” emirlerinde bulunan “Yayuçı”larlaberâber bu dağda yaşarlar. Kelimeye bakarak Sümer kavmi ile ilgili olduğu öne sürülebilir. 


banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981