Dünya ekonomisinde çok ilginç gelişmeler yaşanıyor. İnanabiliyor musunuz, ABD'nin kredi notu düşürüldü. Portekiz yardım için IMF'ye başvurdu, Yunanistan borçlarını ödemeyip, “iflas ettim” diyebilir.
Sonunda beklenen oldu ve ABD'nin büyük bütçe açığı ile hızla artan borç yükü nedeniyle görünümü negatife düştü. Kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor's, 2012 seçimlerinden önce sert kemer sıkma önlemleri almaya zorlamak amacıyla, dünyanın en büyük ekonomisinin kredi görünümünü negatife çevirirken, AAA seviyesindeki uzun vadeli ve A-1+ olan kredi vadeli notlarını teyit etti. S&P önümüzdeki iki yol içinde
Obama yönetimi ve Kongre'nin bütçe açığının azaltmanın bir yolunu bulamaması halinde AAA olan kredi notunu da düşüreceğini açıkladı.
S&P'nin ABD'yi bütçe açığını azaltmadığı takdirde not düşüşüyle de tehdit etmesi, Moody's ile birlikte ağırlıklı olarak Wall Street'in talepleri doğrultusunda kararlar alan bu kredi derecelendirme kuruluşunun, Obama yönetimine ve Kongre'ye yeni mali yılda sosyal programlarda kesintilere gidilmesi yönünde bir ültimatomu olarak değerlendiriliyor.
ABD'nin ulusal borcu 9.67 trilyon dolara ulaştı, hükümetin 4.6 trilyon dolarlık borcuyla birlikte toplam kamu borcu 14.3 trilyon dolar seviyesinde.
Borç toplamı ABD'nin GSYİH'nın yüzde 90'ına ulaşıyor. 30 Eylül'de sona erecek mali yılda bütçe açığının ise 1.6 trilyon dolar olması bekleniyor.
2003 ile 2008 arasında, bütçe açığının GSYİH'a oranı , yüzde 2 ile 5 arasında dalgalandı ancak 2009'da yüzde 11'e çıktı. Bu yıl da açığın yüzde 9 seviyesinde olması bekleniyor.
Gelelim Euro bölgesine… Burada da ateşle imtihan devam ediyor. Portekiz'in yardım için Avrupa Birliği ve IMF ile masaya oturdu. Avrupa Merkez Bankası faiz artırdı. Yunanistan'ın temerrüde düşme ihtimali artıyor. Finlandiya'da AB yardımlarını reddeden aşırı sağ partinin seçimlerde yükselişe geçti. Ve en önemlisi “son zincir” olarak nitelenen İspanya'da faizlerin yükselmesi Euro bölgesinde krizin derinleştiğini gösteren gelişmeler oldu.
Yunanistan ve İrlanda'nın ardından Portekiz'in de Nisan başında yardım için Avrupa Birliği'ne başvurması bu ülkeyi İspanya'nın izlemesine yönelik kaygıları artırdı. Yardım miktarının 60-80 milyar Euro, süresinin de 3 yıl olacağı tahmin ediliyor.
Portekiz'in ardından zayıf halkanın İspanya olduğunu herkes kabul ediyor. İspanya Maliye Bakanı Elena Salgado da Euro'daki kamu finansmanı krizinin ülkesine yayılma riski olmadığını söyledi ve ekledi, “Biz tamamen bunun dışındayız.”
Ancak İspanyol Hazinesi'nin 18 Nisan'da yaptığı kısa vadeli tahvil ihalesinde faiz oranının yükselmesi, Portekiz'den sonra bu ülkeyi krize sürüklemek isteyen spekülatörlerin iştahını kabarttı. İspanya'da faiz oranlarındaki yükselişin süreklilik kazanması ya da İrlanda, Yunanistan ve Portekiz'den birinin temerrüde düşmesi spekülatörlerin İspanya'yı uçurumdan aşağı itmesi için yeterli olacak.
Ancak İspanya'nın temerrüde düşmesi, Euro bölgesini bir hayli zorlayabilir. Çünkü İspanya gerçekten büyük ekonomi; Euro bölgesinin dördüncü büyüğü, borçları Yunanistan, İrlanda ve Portekiz'in toplamına eşit. Yunanistan'ın kamu borcu 324, İrlanda'nın 154, Portekiz'in 150 milyar Euro, İspanya'nınki ise; 747 milyar Euro.
Yunanistan'la ilgili tartışma ise; bu ülkenin borçlarını yeniden yapılandırıp yapılandırmayacağı… Eski Başbakan Kostas Simitis, “Yunanistan'ın borçlarının yeniden yapılandırılmasının, ülkenin konumunu iyileştirerek, bu konudaki dinamikleri serbestleştireceğini” söylerken; Alman bankacılar, Yunanistan'ın borcunu yeniden yapılandırmadan bu yazı atlatmasının beklenmediğini ifade ediyorlar.
Değerli okuyucular; işte böyle dünya ekonomisi adeta fokurduyor. Şu anda büyük bomba patlamadı ama pimi çekilmiş halde elden ele dolaşıyor.