"Bizim kuşağımız büyük bir savaş görmedi, büyük bir buhran yaşamadı, ama bizim de bir savaşımız var. Büyük bir ruhani savaş bu. Kültüre karşı büyük bir devrim hazırlıyoruz. Büyük bir buhran bizim hayatlarımız. Biz ruhani bir buhran geçiriyoruz."

Bu yazıyı gösterime girdiğinden itibaren büyük popülerlik kazanan Fight Club filminden alıntıladım. Yazmaya çalışacağım konuya ilişkin de bir arkadaşımın bahsiyle bu alıntıyı yakaladım.

Kuşağımızın büyük buhranı... Kurtuluş savaşı bizim doğmamıza yıllar varken gerçekleşti. Diğer savaşlar, barışlar da öyle. Biz öyle bir ortama gözlerimizi açtık ki amacın barış olduğunu söyleyen ve soğuk savaş içerisinde olan kravatlı kravatlı adamlar kucağına aldı bizi. Bir at gözlüğü edinip yaşamaya öyle devam etmemiz istendi. Üç maymunu oynuyoruz: görmedik, duymadık, bilmiyoruz. Mücadele edeceğimiz şeyler öyle gündelik ki sorumlulukların biri gerçekleşmese zincirleme tüm düzenimiz bozuluyor. Ucundan tutmak zor değil ancak mücadelenin bitmesini istemediğimiz için durumu çaresizleştiriyoruz. Durumu fark eden bir isim de Dostoyevski olmuş: Acıda hazların en tatlısı saklıdır, hele bir de insan, durumunun umarsızlığını çok iyi anlarsa!

Yaşamı bakımsızlaştırdığımız ve tektipleştirdiğimiz gibi bir de öncekilerle karşılaştırmak ya da geleceğine dair analiz yapmak da imkansızlaşıyor. Yarınımıza öyle boşluklar koymuşuz ki... Dününe ve yarınına baktığımızda, başarısı duvarlara asılmış bir öğrenci bile silikçe beliriyor, seçemiyoruz. Çünkü başarı, kazanılacak paranın gücüyle ve statüyle bağdaştırılmış. Oysa biz biliyoruz ki toplumsal bir başarı sağlanmadıkça, toplum olarak mücadele edilmedikçe, bireye indirgenmiş sınırlı bir yaşam çerçevesi bizi tatmin etmiyor. Tüm sapkınların kaynağı olan toplumsal boşvermişlik, bizi kültür enkazının parçalarından sıyırarak kimliksizleştiriyor. Kimilerimiz ne istediğini bilmeden sokağa dökülüyor. Konuşmasını hazırlayan arkasına topladığı bir grup insanla, karşı gruba eleştirilerini sayıyor, sonra diğeri ona. Dışarıdan baktığımızda büyük kargaşayı görüyoruz: içerisindekiler ağır fanatik.

Oysa mücadele etmek için mücadele etmeli. Mücadeleyi bir sebebe indirgeyerek yüzlerce farklı grubun birbiriyle çatışmasını biz dışarıdan, gruplara mensup kişiler içeriden izleyerek büyük çaresizlik içerisinde hayatlar sürdüremeyiz. Bu, fiziki ve ruhsal intiharlara sebep oluyor.

Fiziki intiharlar istatistikleri süslerken, ruhsal intiharlarımız görmezden geliniyor. Bize, insanlara, gökyüzünden bakıldığında görünen ilişkilerimiz, yaşantılarımız, rutin, sonu gelmeyen mücadelelerimiz ve büyük ayrı düşmüşlüğümüz gökyüzündeki kuşları utandırıyor.



banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981