Kocabaş Çayının bile benden daha hareketli bir hayatı var. Arada su seviyesi artıyor, azalıyor falan. Takılıyor kendince.

Hissediyorum, içimde çok yaşlı bir adam var. Hani baya bir yaşlı. Bir şeyler yapmak istiyorum ama o sürekli bana “Dur sen bi dur. Pazartesi üç aylığım yatacak, onu bir alayım hele, emekliler lokalinde çaya düşeriz” diyor. Ben o içimdeki emekliye sürekli, “Hadi bir yerlere gidelim, içelim, eğlenelim, kendimizi feysbuk’ta etiketleyip, bebeklerimle mükemmel günün ardından yorgunluk” yazalım falan diyorum, o ise bana “Tansiyon haplarım bitiyor. Bir ara sağlık ocağına gidip yazdıralım. Hem feysbuk falan nedir öyle, tü – kaka, kötü teknoloji” diyor. Yanları ağrıyor içimdeki yaşlının. Her istediğini de yiyemiyor, şekeri var, tansiyonu var adamcağızın. Bir de ilaç saatleri. Ben haberleri izlemek istiyorum, o ise ajansı izleyelim diye diretiyor.

Bu arada, içimdeki yaşlı ile olan konuşmama kısa bir ara verip, bu feysbuk ve twitter’a bir şeyler ekleme, etiketleme, yazma olayında geldiğimiz son nokta hakkında bir şeyler yazmak istiyorum. Abi artık baya bir aştık bu olayı. Dikkat ediyorum da, bir şeyler yaparken(bir yerde birileriyle otururken mesela) bir anda bir ileti, “Uff bebeklerim yaa, sizi çok özlemişim”. Tamam, sen özledin bebeklerini ama toplum bunu neden bilsin. Mesela adam akşam çiğköfteyi fazla yemiş, sabah iletisine bakıyorsun, “Uuuuf, bebeğim yanıyor. Ah ben ne kadar bahtsızım” Sanki bir şeyleri, vakit geçirmek, eğlenmek için değil de, feysbuka fotoğraf eklemek ya da bildirimde bulunmak için yapıyoruz. Çok merak ediyorum gerçekten, acaba kim ilk olarak feysbuka, “Bebeklerimle güzel bir gün” yazdı diye. Kim başlattı tüm bu saçmalığı. Bu saçmalığı başlatan her kim ise, onun modemi yansın, interneti kopsun, feysbuk şifresi çalınsın.

Şu an içimdeki yaşlı, “Sus sen, sus hele. Karışma başkalarının işine. Kötü söz döner dolaşır, sahibini bulur. Sen onu bunu bırak da, sahile gidip ayakkabılarımızın üstüne basarak bankta otursak mı?” diyor. Zaten bu aralar fazla içki de içemiyorum, malum içimdeki yaşlının sağlık problemleri. İnsanın içinde liseli olur, çocuk olur bir şeyler olur ama yaşlı olur mu hiç. Hiçbir şey yapmamaktan yoruluyorum. Geçen sene evde otururken sakatlandım. Bildiğin koltukta otururken, ayağımı sandalyeye uzatmak için biraz kaldırayım dedim, üç gün topallayarak yürüdüm. Neresinden bakarsan bak, ergen emeklilik. Bir mayış eksik. Bir de mayış verenim olsa, cidden gidip sağlık ocağına, “Bana, orada ne kadar ilaç varsa yazın. Yanlarım ağrıyor, her bir tarafım ağrıyor” diyeceğim.

“Uuuf yanlarım ağrıyor. Bebeklerimle tansiyon keyfiiii…”

banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981