CANLI YAYINLI DEVRİ ALEM
Rize Araştırmaları Vakfı tarih ve kültür araştırmacısı Yazar İshak Güvelioğlu rehberliğinde Rize’de vakıflar medeniyeti tarihi belgeseli çekiyoruz
BELGESEL TADINDA RİZEYE UÇAKLA VEDA EDERKEN UÇAĞIN PENCERESLNDEN GEBZE
DEN KOMŞUM RİZE PAZAR AYTEPE KÖYÜNDEN YILMAZ BEYİN ÇEKTİĞİ VİDEOYU PAYLAŞIYORUM
TÜRK İNTERNET MEDYA BİRLİĞİNİN 25-28 EYLÜL 2025 TARİHLERİNDE RİZEDE DÜZENLENEN TOPLANTISINA KATILMAK ÜZERE YOLCULUK BAŞLADI
BELGESEL TADINDA DOĞUKARADENİZ BÖLGESİ VE ÇAYIN BAŞKENTİNE RİZE BELGESELİ TADINDA SRLAM OLSUN
Rize’nin kültür yolculuğu belgeselle taçlandı: “Rize’nin Dünü ve Bugünü”
RIZELI TARİHÇİ VE RİZE ARAŞTIRMALARI VAKFI KURUCULARINDAN İSHAK GÜVEN GÜVELIOĞLU NUN KALEMİNDEN KÜLTÜR YLLCULUĞU
İsmail Kahraman’ın Rize Vakıfları ile İlgili Belgesel Programı
Yıllardır Gebze’ye yerleşmiş bulunan İsmail Kahraman’ın aslen Giresunlu olduğunu biliyordum. Kendisini yıllar boyu televizyonlarda yayınlanan belgesel programlarından ve sosyal medyadan ilgiyle takip ediyordum. Sadece ülkemizin muhtelif yerlerinde değil dünyanın en ücra köşelerinde yaptığı çekimler ve hazırladığı belgesel programlar hep ilgimi celp etmişti. Birkaç defa telefonla görüşmüşlüğümüz ve hatta 21 Kasım 2018 tarihinde REVAK başkanı Ömer Erdoğan’la birlikte Gebze’de kurduğu İKTAV kütüphanesinde ziyaret etmişliğimiz de vardı. Bunun için aramızda bir dostluk hatta hukuk oluşmuş bulunuyordu.
2025 yılı yaz sonu Rize’de bulunduğum sırada İsmail Bey de katılacağı bir program nedeniyle Rize’ye gelecekti. Her fırsatı değerlendirmeyi, kayıt altına almayı, belgeselleştirmeyi alışkanlık haline getiren İsmail Bey, bu Rize ziyaretini de elbette değerlendirecekti.
Son yıllarda ecdadımızın mirası vakıf eserleri üzerine yoğunlaşan İsmail Bey, Rize’de bulunduğu sırada buradaki vakıf kültürü ve bu husustaki olumlu-olumsuz gelişmeleri kayıt altına almak ve belgeselleştirmek istediğini söyleyerek kendisine yoldaşlık etmemi rica etti. Bu alanda yayın ve çalışmalarım olduğu için İsmail Bey’in bu isteğini memnuniyetle kabul ettim.
İstanbul’dan 25 Ekim 2025 tarihinde Rize’ye gelen İsmail Bey’le belediye önünde buluşup öncelikle bir şeyler atıştırmak için meşhur Liman Lokantası’na geçti. Buradaki işimizi bitirince belediye binasına gelip basın yayın bürosuna çıktık. Alanında tecrübeli bir isim olan İsmail Bey, hazırlayacağı belgesel için Rize’ye dair fotoğraf ve vidyo görüntüleri talep etti. Bu görüntüler hazırlanırken vakit kaybı olmaması adına valiliğe geçtik. Valiliğin Basın ve Halkla İlişkiler bürosundan da benzer taleplerde bulunduk. Valiliğin dışına çıkınca, İsmail Bey yanında hazır bulunan vidyo kayıt cihazını açıp Rize belgeseli ve vakıf kültürü ile ilgili kısa bir açıklamayı ihtiva eden anons kaydı yaptı ve sonra bu hususta benden de kısa bir açıklama aldı.
Osmanlı döneminde yoğun şekilde vakıf eserlerinin bulunduğu, günümüzde ise hiçbir iz bırakmamacasına yok edildiği şehir meydanına doğru yürümeye başladık. Yüz metre yürümemiştik ki Halk Kütüphanesinin önüne geldik. Arkamızı kütüphaneye verip önümüzde bulunan Ekrem Orhon Apartmanına döndük. Burada İsmail Bey’e mühim bir açıklama yapma niyetinde olduğumu söyledim. Kamerayı açan İsmail Bey’e açıklamalara başladım ve apartmanın bulunduğu yerde 1700’lü yılların başında Rize’nin bilinen ilk medresesinin kurulduğunu, 14 odalı medreseyi kuran Hacı Süleyman Efendi’nin, medresenin ihtiyaçlarını karşılamak ve idamesi için bir hamam inşa ettirip vakfettiğini ilave ettim. 1916 yılında vuku bulan Rus işgalinde harap olan bu vakıf eseri ve arsasının 1925 yılında bir partiye tahsis edildiği ve medrese yapısının yıktırılarak ortadan kaldırıldığını anlattım. Yerine yapılan parti merkezinin de 1950 yılına kadar kullanıldığı, DP’nin iktidara gelişiyle arazinin partiden alınıp belediyeye verildiğini söyledim. Hacı Süleyman Efendi medresesi ve vakfı ile ilgili açıklamamız tamamlandığı için buradan meydana doğru yürümeye devam ettik.
Meydana geldiğimizde İsmail Bey’in öncelikle postahanenin arkasında bulunan iki tarihi konak dikkatini çekti. Bunlardan biri Rize müzesi diğeri de eskiden Çay müzesi iken şimdilerde Üniversiteyi Geliştirme Vakfı olduğunu söyledim. Bu açıklamamdan sonra İsmail Bey “önce müzeyi ziyaret edelim” dedi. Birlikte taş merdivenleri tırmanarak müzeye çıktık ve avluda bulunan taş eserler hakkında kendisine açıklamalar yapmaya başladım. Bu sırada İsmail Bey’in çekimi devam ediyordu ki iki müze görevlisi yanımıza doğru sokulmaya başladı. Müdahale etmedilerse de çekimden rahatsız oldukları belliydi. Çekim bittikten sonra durumu kendilerine açıklamamız, onların da anlayış göstermesi ile diyalogumuz başladı. Müzeyi gezmemiz teklifi kendilerinden geldi. Önce bordum katı sonra da üst katları gezip tekrar avluya döndük. Müzenin avlusu meydana hâkım bir noktada bulunuyordu. Buradan 1925 yılında yıkılıp yok edilen tarihi vakıf eserlerinden Altıkulaçzade medresesi, Rize’nin manevi fatihi Ali Semerkandi türbesi, muvakkithane, Osmanlı mezarlığı, Kadiri Tekkesi ve 1955 yılında yenilenmiş olarak ayakta olan Şeyh Camii hakkında kendisine açıklamalarda bulundum. İsmail Bey haklı olarak “şu anda bunlardan hiçbiri yok, bu ecdad eserleri nereye gitti” diye tepki gösterdi. Maalesef memleketimizin hemen her yerinde olduğu gibi Rize’de de yol genişletmek, meydan yapmak, daha başka eserler için alan temin etmek gibi gerekçelerle asırlık vakıf eserlerimiz yok edilmişti. Bu durumu “Şu meydanın dili olsa da konuşşa” cümlesiyle kendisine özetledim. Buradaki çekimimiz de sona ermiş ve öğle ezanı okunmuştu. İsmail Bey’le birlikte abdestimizi alıp Şeyh Caminde namazımızı eda ettikten sonra belediye parkına doğru yürüdük. Burada da kendisine açıklamalarım olacaktı. Gelen çayı yudumlarken hemen önümüzde bulunan Park Oteli gösterdim ve yanında bir zamanlar 1700’lü yıllarda inşa edilmiş Malkoçoğlu Camii adlı bir vakıf eseri vardı dedim. Hemen yanımızda bulunan ve İsmail Bey’e imzaladığım Rize’nin Tarihe Gömülen Vakıf Eserleri adlı kitabın ilgili sayfasını açtım. Fotoğrafta Park Otel gibi cami de net olarak görülüyordu. Tasnif dışı bırakılan ve satılan, sonra da 1936’da yıkılıp yerine bina yapılan bu güzel bir vakıf eserinin yok edilmesi İsmail Bey’i ziyadesiyle üzmüştü. İsmail Bey kitabın ilgili sayfasını yanda oturan Rizelilere gösterip “bu camiden haberiniz var mıydı?” diye sordu ama onlar da “ilk defa duyduk, Park Otel önümüzde ama cami yok edilmiş, aslında bu binayı yıkıp yerine camiyi ihya etmek lazım” diye duygularını dile getirdiler.
Yoldan gelen İsmail Bey’in yorgun olduğu anlaşılıyordu. Önünde de yoğun bir program bulunuyordu. Bunu bildiğim için kendisine istirahat etmesini teklif ettim. O da kabul edince kendisini oteline götürdüm ve İstanbul’da/Gebze’de tekrar buluşmak niyetiyle vedalaştık. ( İshak güven güveli oğlu )
RİZE BELGESELİMİZ
Türk İnternet Medya Birliği (TİMBİR) Rize Toplantısı için özel olarak hazırlanan “Rize’nin Dünü ve Bugünü” belgeseli, yeşilin ve mavinin kucaklaştığı Karadeniz’in incisi Rize’nin tarihini, kültürünü ve doğal güzelliklerini ekranlara taşıyor.
RİZE - BHA ( Birlik Haber Ajansı )
TİMBİR Danışma Kurulu Başkan Vekili, duayen gazeteci ve belgesel yapımcısı İsmail Kahraman’ın kurguladığı, gazeteci Hüseyin Resul Şimşek yönetmenliğinde hazırlanan yapım; geçmişin izlerini bugünün değerleriyle buluşturuyor.
Tarihten günümüze Rize’nin kültürel hafızası
Belgeselde, Orta Asya’dan başlayan Türk göçlerinin Anadolu’ya uzanan serüveni ve Malazgirt Zaferi sonrası Rize’ye yerleşen Çepni Türkleri’nin bölgedeki etkisi detaylı şekilde ele alınıyor. Yaylacılık geleneği, imece kültürü, ahşap mimari ve halk müziği; Rize’nin kültürel kimliğini oluşturan temel taşlar olarak öne çıkıyor.
Rize’de eğitimde yeni bir dönem: RE-VİZYON eğitim stratejisi tanıtıldı
Rize’de eğitimde yeni bir dönem: RE-VİZYON eğitim stratejisi tanıtıldı
Doğayla iç içe modern bir şehir
Bugünün Rize’si ise çay tarlaları, eşsiz yaylaları ve büyüleyici doğasıyla izleyenleri adeta görsel bir yolculuğa çıkarıyor. Fırtına Deresi, Ayder Yaylası ve bulutların üzerinde bir masal havası estiren dağ yolları, kentin doğal güzelliklerini gözler önüne seriyor.
Belgeselde ayrıca Rize Belediyesi tarafından şehre kazandırılan Kültür Merkezi ve yeni yaşam alanlarının, sanatla iç içe gelişen modern Rize kimliğine katkısı da anlatılıyor. Konserler, tiyatrolar, sergiler ve kültürel etkinliklerle Rize, sanatın kalbinin attığı bir şehir olarak dikkat çekiyor.
TİMBİR'den kültürel bir hizmet daha
“Rize’nin Dünü ve Bugünü” belgeseli, TİMBİR’in kültür odaklı çalışmalarının bir parçası olarak, sadece Rize’nin değil, tüm Türkiye’nin tarihsel ve kültürel belleğine katkı sunmayı hedefliyor.