Her ülkenin basılı ve yazılı materyallerinin toplanmasında bir milletin kültür ve tarih bilinci açısından bu materyalleri geleceğe ulaştırmak adına önemli çalışmalar yapan Milli Kütüphane’yi acaba biz ne kadar tanıyoruz? Bunu iyi değerlendirmek, düşünmek ve Milli Kütüphane’mize sahip çıkmamız gerekiyor.
Geçtiğimiz gün geldiğimiz Ankara’da temaslarımıza devam ederken Milli Kütüphane Başkanı Zülfi Toman ile Ankara’daki makamında bir araya geldik. Kendisi ile Milli Kütüphane’nin geçmişini, geleceğini ve projelerini konuştuk. www.kocaeligebze.tv adresinden Canlı Yayın ile ekrana gelen söyleşimiz internetten tıklanma rekorları kırdı. 
Bugün bu köşede yorumdan çok Milli Kütüphane Başkanı Zülfi Toman’ın açıklamalarına yer vermek istiyorum. Gelin Sayın Milli Kütüphane Başkanı’nın açıklamaları birlikte okuyalım.
BU ÇALIŞMA BİR ODADA BAŞLADI
Milli Kütüphane’nin geçmişi, geleceği, projeleri ve hayata geçirdiği çalışmalarla ilgili konuşan Toman şunları söyledi; Her ülkenin bir milli kütüphanesi olur. Bu milli hafızayı korumak, geliştirmek ve onu gelecek nesillere aktarmak için kurulan kurumsal bir kurumdur. Bizim Milli Kütüphanemiz 1946 yılında kurulmuş. Süreç içerisinde Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde küçük bir odada başlayan bu çalışma, daha sonra büyüyerek, koleksiyonunu genişleterek önce Ankara’da Kumrular Sokak’ta, 1982’den beri Bahçelievler’de bu binada hizmet etmekteyiz. 
Milli Kütüphane Türkiye’nin şuanda en büyük kütüphanesidir. Uhdesinde yaklaşık 28 bin yazma eserin bulunduğu, bunun dışında bizim sadece kütüphaneler denilince akla kitap ve basılı materyaller geliyor. Milli Kütüphane ’de kitap dışında milli hafızamızı anlatan, güçlendiren materyallerde bulunmaktadır. Bunlardan birkaç tanesini söyleyecek olursan, Hacivat Karagöz’ün görselleri, para, pul, sinema afişleri, siyasi partilerin seçim afişleri dahi bizde bulunmakta. Biz bunların hepsini gelecek nesillere aktarmak için çalışıyoruz. 
15 AYRI ŞUBE BULUNUYOR
“Milli Kütüphane’nin içerisinde 15 ayrı şube bulunmakta. Kütüphane olarak bu şubelerimiz, yazma eserler, cilt hanesi, kitap restorasyonlarıyla ilgilenen gibi birçok şube var. Yılı içerisinde çıkmış olan yayınların tamamını kütüphaneye kazandırmak ve onları araştırmaların hizmetine açmak gibi bir görevimizde var.
Doğrusu çok o konuda iç açıcı bir şey ifade edemem. Öyle bir sıralamadan ziyade üstlendiğimiz rolü ne düzeye getirdiğimiz önemli. Yıl içerisinde çıkan tüm materyallerin tamamına yakınını biz arşivliyoruz. Bu konuda %97 başarı sağlıyoruz. Tabi bu sadece bizimle olan bir konuda değil, bizim derleme müdürlükleri ve Kütüphane Yayınlar Genel Müdürlüğü’nde bunun bir kolu. Biz Anadolu coğrafyasında basılı olan mahalli gazeteler dâhil olmak üzere her şeyi topluyoruz.”
GEÇMİŞİ DE ARAŞTIRIYORUZ
“Biz biraz daha gerilere de giderek bilinç düzeyinin biraz daha düşük olduğu döneme de giderek koleksiyonumuzu biraz daha genişletme çalışmasına da girdik. Ayrıca yurt dışındaki yayınları da takip ediyoruz. TİKA gibi kurumlarla bizim protokollerimiz var. Birçok ülkedeki Milli Kütüphane’ye ve orada hizmet eden akademisyenlere de yayın gönderiyoruz. Yaklaşık 35 bin yayını yurt dışına gönderdik. Bu kolay bir iş değil.”
AKADEMİSYENLERE ÇAĞRI
“Bizim başlatmış olduğumuz bir projeye destek anlamında bir şeyler söylemek istiyorum. Özellikle akademisyenlerimize çağrıda bulunmak istiyorum. Milli Kütüphane ‘de olmasını istediğiniz fakat burada bulamadığınız eserler var ise lütfen web sayfamızdan bize yazılı olarak iletirlerse dünyanın neresinde olursa olsun onu bulup imkânlar ölçüsünde koleksiyonumuzu zenginleştirebiliriz.”
MİLLİ KÜTÜPHANE’NİN TARİHÇESİ
Evet, Milli Kütüphane’nin bir millet için, bizim milli kütüphanemizin ülkemiz için ne kadar önemli olduğunu anlatan bir söyleşiden Milli Kütüphane Başkanı Zülfi Toman’ın açıklamalarını sizlerle paylaştım. Milli Kütüphane’nin tarihçesini sizlerle paylaşarak bugün ki makaleme son vermek istiyorum. Birlikte Milli Kütüphane’nin tarihçesine ve geçmişine giderek, bu önemli kurumun tarihini birlikte okuyalım.
Millî Kütüphane, Türkiye'de, dünyada var olan benzerleri gözetilerek kurulmuş olan ulusal bir kütüphanedir. Ankara il merkezinde Çankaya ilçe sınırları içerisinde Eskişehir yolu üzerinde Bahçelievler girişinde yer almaktadır.
Kuruluş kökeni 15 Nisan 1946 tarihinde Milli Eğitim Bakanlığı Yayımlar Müdürlüğü'ne bağlı olarak bir büronun açılmasına dayanır. Kuruluşuyla birlikte ilk yılı içerinde 8.000 adet basılı içeren bir arşive sahip olunmuştur. Arşivin daha da hızlı büyüyeceği öngörülerek ilk bürosundan çıkarılıp 17 Nisan 1947 tarihinde geçici olarak yeni bir binaya taşınmıştır. Yeni binaya taşınmasıyla birlikte arşiv varlığı hızla 60.000 adete ulaşmıştır. O dönemde oluşan gereksinim nedeniyle arşivin kullanıcılara açılabilmesi amacıyla günümüzde Ankara İlk Halk Kütüphanesi olarak kullanılan ve Kumrular sokakta yer alan binaya taşınmış ve 16 Ağustos 1948 tarihinde resmi olarak kullanıcılara hizmet vermeye başlamıştır.
ADINA ÖZEL KURULUŞ YASASI
Millî Kütüphane, 29 Mart 1950'de TBMM'de kabul edilen adına özel kuruluş yasası ile Milli Eğitim Bakanlığından bağımsız olarak tüzel kişiliğe kavuşturulmuştur. 18 Mayıs 1955 tarihinde ise var olan kuruluş yasasına ek yapılarak Millî Kütüphane kapsamında Bibliyografya Enstitüsünün kuruluşu yasal olarak sağlanmıştır.
KAPASİTE 1169 KİŞİLİK
Günümüzde kullanılan Millî Kütüphane binası için çalışmalara 1965 yılında başlanmıştır. Binanın tasarlanma süreci 1965 ile 1973 yıllarını kapsamış ve yapım çalışmalarına 1973 yılında başlanabilmiştir. Millî Kütüphane binası 1982 yılında bitirilmiş ve 5 Ağustos 1983 günü kullanıcılarına yeni binasında hizmet vermeye başlamıştır.İçerisinde toplam 5 adet okuma salonu ve bir adet Akademisyenler salonu bulunmaktadır.Bunlardan en büyüğü Dr.Müjgan Cunbur okuma salonudur.Toplam kapasitesi 1169 kişiliktir.2015 yılına kadar sadece üniversiteliler ve mezunlarının kullanabildiği okuma salonlarından artık lise son sınıf öğrencileri de yararlanabilmektedir.Başkanlık 88 kişilik Piri Reis salonunu bu öğrencilere ayırmıştır.
Kitap, süreli yayın ve kitap dışı belgelerden oluşturulan 3.087.021 eserlik bir arşivi vardır. Arşiv varlığı içerisinde basma eser sayısı 1.313.560 adettir. Ayrıca eski harfli Türkçe basma kitaplar 56.550 adettir. Kitap dışı; günlük gazete, dergi, bülten ve yıllık türü basılı belgelerden oluşan 1.473.851 ciltlik bir süreli yayın arşivi bulunmaktadır. Millî Kütüphane'nin 27.478 adet el yazması eseri de arşivlerinde bulundurmaktadır. Bunların dışında da; toplam sayısı 215.582 adedi bulan afiş, harita, nota, ses kaydı, resim gibi özel koşullarına uygun olarak arşivlenmiş olarak kapsamında barındırmaktadır. 21/06/1934 tarih ve 2527 sayılı Basma Yazı ve Resimleri Derleme Kanunu ile ülkede yayımlanmış her yapıttan bir nüshasının gönderilmesinin zorunluğu olduğu 6 kurumdan biridir. Bina toplam olarak 39.000 m² kullanım alanına sahiptir.
Evet, Milli Kütüphane bir değerdir. Bu değeri biz ne kadar biliyor, ne kadar tanıyoruz? İşte bugün kendimize bunu soralım. Milli Kütüphane gibi ülkemizin tüm değerlerine sahip çıkalım. 


banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981