Tanrı dağlarından Issık Göle ipek yolunda kültür yolculuğumuz Kırgızistan'da devam ediyor. Modern ipek yolu yolculuğumuzun son durağındayız. Gezimiz Tanrı dağlarının üç bin metrelik zirvesindeki Çin sınırında Taş Rabat Kervan Sarayında sona erdi. İnşallah gelecek zamanlarda Doğu Türkistan ve Çin’in ilan şehrine kadar devam eder.
Taş Rabat kervansarayı kadim ipek yolunun tarihe şahitlik eden tek abidesi Karahanlı dönemi yapılarından olan kervan saray mimarisi ile tıpkı Anadolu'daki kervansaraylar gibi burada. Kırgız Devlet ve özel TV kanallarına Röportajlar vererek kervan saray kültürünü anlattık ve modern ipek yolu yolculuğunu değerlendirdik. Dönüş yolunda adını Koçkor adlı Horasan Eren'i Allah dostundan alan bölgedeyiz.
TAŞRABAT KERVANSARAYI
Taş Rabat, Kırgızistan'nın Narin İlinde Çatır Gölü ile Torugart Geçiti'nin kuzeyinde ve Koşoy Korgon harabelerinin güneyinde, At-Başı İlçesi sınırları içinde Narin şehrine 125 km. ve Hudut kapısı Torugart Geçitine 80 km. uzaklıkta, ortalama deniz seviyesinden 3530 metre yükseklikte Orta Çağ mimari anıtlarından biridir.
Kervansarayın yapılış tarihi kesinlikle belirsizdir. fakat bu bölgenin 10. yüzyılda dolu olduğunu sezdiren kazıbilimsel kanıtlar vardır. Büyük İpek Yolunda Çin'den gelen kervanlara dinlenme, ibadet etme ve kar fırtınalarından korunma olanağı sağlamıştır. Yapı, küçük güzel bir vadiyi ortalama 15 kilometre geçtikten sonra, Tanrı Dağları eteğindeki, yamaçın karşısında yerleşir. Ana kubbeli bölüm, yaklaşık 30 veya 31 tane. Küçük kubbeli odalarla çevrilidir, ayrıca bir de mutfak vardır.
YAPI İLE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR
Ribat İslami bölgelerde sınır koruma görevi yapan, konak, han ve kervansaray gibi yapılara verilen isimdir. Orta Asya'da, İslam dinini korumak veya yaymak amacıyla müslüman olmayanlara karşı yapılan kutsal savaşlarda, konaklama amaçlı yapıldığı varsayılır. 9. yüzyılda bölgede aynı yerde eski bir Nasturi manastırı olduğunu, bölgede İslamın yayılmasından sonra yapının yerine kervansaray yapıldığını ileri sürenlerde vardır. Taş Rabat, ilk defa Kazak araştırmacı Çоkаn Çingisоviç Vаlihаnоv tarafından, onun 1858-1859 yılları arasında Kaşgara yaptığı gezi notlarında bahsedilmiştir.
Valihanov, Taş-Rabat kervansarayının XV. yüzyılda yaşamış olan Abdullah Han tarafından kurdurulduğunu beyan etmektedir. Valihanov eserinde Taş-Rabat kervansarayı hakkında oldukça ilginç bilgiler vermektedir; “Rabat, seyahatçiler için doğudaki büyük yol üzerinde kurulmuş taştan bir yapıdır. Kırgızlar bu yeri kutsal bir bölge olarak kabul etmişlerdir. Bunu Kırgızların kervansaray için kurbanlar kesmelerinden ve kurbanın kanının kervansarayın giriş kapısının eşik kısmına akıtılmasından, kervansarayın etrafına keçi veya geyik iskeletlerinin yerleştirilmesinden anlamak mümkündür.”
12. - 16. yüzyıllara ait kervansaray, Atbaşı bölgesindeki Karakoyun köyünün güney batısında bulunmaktadır. Bazı araştırmacılar 15. asra ait olduğunu söylemektedirler. Bu Kervansaray Fergana’yı Kaşgar’a bağlayan İpek yolu üzerinde bulunmaktadır. Bu Kervansarayı Hızır Hocanın oğlu Muhammed Han restore etmiştir. Bu bina taştan yapıldığı için kalıntıları günümüze kadar ulaşmıştır. Bu bina koridor, koridorun etrafındaki odalar; koridor ve koridorun etrafındaki odalar olmak üzere üç bölümden oluşmaktadır. Binanın içinde 31 oda bulunmaktadır.
İPEK YOLU’NDA TİCARET
İpek, Batı için İpek Yolu üzerinde taşınan en sıradışı, alışılmadık maddedir ve bu madde yola da adını vermiştir. Ancak, yol üzerinde başka mallar da taşınıp takas edildiğinden, bu kavram ticaret gerçekliğinden uzaktır. Çin’e doğru yol alan kervanlar altın, değerli taş ve cam da taşımışlardır. Ters istikamette de özellikle kürk, seramik, yeşim taşı, tunç, vernik ve demir taşınmıştır. Yol üzerinde malların çoğu değiştirilmiş ve asıl varış noktasına yetişmeden birden çok el değiştirmiştir. İpeğin yanı sıra baharat da Yeni Çağa kadar Güneydoğu Asya'dan taşınan önemli mallar arasında yer almıştır. Baharat sadece baharat ve tatlandırıcı olarak değil, aynı zamanda ilaç, anestezi, afrodizyak, parfüm olarak ve tılsımlı içecekler için de kullanılmıştır.
Buna rağmen ipek en değerli Çin ürünü olarak kalmıştır. İpek dokumacılığının gelişimi, Çin'de M.Ö. de 2. yy.a uzanmaktadır. İpek üreticilerinin eğitimi ile görünmeye başlayan ihracat için fazla miktarda üretim yapılması ilk olarak M.Ö. 3 yy.de “kavgalı imparatorluklar döneminde” gerçekleşmiştir. Avrupa'da en eski Çin ipeği M.Ö. 6 yy.ye dayanan Kelt Prensliği kazılarında bulunmuştur. O zamanlar ipek Batı'da oldukça nadir bulunan bir madde olup, Roma İmparatorluğu döneminde kürk ve cam gibi lüks eşyalar arasında sayılmıştır. Sadece zamanın en zenginleri bu pahalı maddeden kayda değer bir miktarda sahip olabilmiştir.